Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10223 E. 2024/7813 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamına göre, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alındığında, davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1026 E., 2023/1595 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derce Mahkemesi hükmünün gerekçe yönünden düzeltilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/217 E., 2023/130 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün gerekçe yönünden düzeltilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının aile birlikteliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, ev hanımı olduğunu ancak ev temizliği, bulaşık, çamaşır makinesi gibi evin ihtiyaçlarını yerine getirmediğini, ortak konutun mutfağının sürekli dağınık ve pis halde olduğunu, erkeğe ve ailesine karşı onur kırıcı ve küçük düşürücü tutum ve davranışlarda buluınduğunu, erkeğe küfür ettiğini, davalının evlilik yüzüğünü takmadığını, erkeğin kız kardeşiyle görüşmesini istemediğini, erkeğin ailesine saygı duymadığını, erkeğin babasının hastalığında ziyarete gelmediğini, erkeğin telefonunu aldığını, kıskançlığının hastalık boyutunda olduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 25.000,00TL maddî, 25.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ailesinin sözünden çıkmadığını, davacının, kız kardeşi ve annesinin talimatıyla hareket ettiğini, kazancını babasına teslim ettiğini, vaktin büyük bir kısmını ailesi ile geçirdiğini, kayın pederinin küfür ve hakaret ettiğini, kadını dövmeye yeltendiğini, erkeğin sessiz kaldığını, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşinin ve evinin ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacının evde yemek yemediğini, kadın hamile olduğu halde balkonun camlarını silmesini söylediğini, ortak haneyi terk ettiğini iddia ederek, davanın reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise sağ doğmak koşuluyla ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2019 tarih ve 2017/319 Esas, 2017/244 Karar sayılı kararı ile; somut ve itibar edilebilir tanık anlatımlarına göre; davalının davacıyı tamircilik olan mesleğinden dolayı küçümsediği, davalının çalışmamasına rağmen evin temizliği ve düzeni konusunda üzerine düşen asgari sorumluluğu yerine getirmediği, geçerli bir sebep olmaksızın yüzüğünü takmadığı, davalının davacının kardeşine hakaret ettiği, davalının davacıdan habersiz olarak müşteri parasını bankaya yatırdığı, ayrılmak istediğini söylediği; davalı tanıklarının ifadelerinin soyut nitelikte olduğu; davalının kusurlu davranışları ile aralarındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL'ye arttırılmasına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, erkek lehine 3.500,00 TL maddî ve 3.500,00 TL manevî tazminata, yasal koşulları oluşmadığından kadının tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, davanın kabulü, kabul edilen tazminatlar, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 21.02.2022 tarih ve 2019/2544 Esas, 2022/333 Karar sayılı kararı ile Mahkemece, tanık deliline dayanan davalıya gösterdiği tanıklardan dinlenmeyen A. G.'nin tebligata yarar adresini bildirmesi için kesin süre verilerek ihtarat yapılması ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 240 ncı ve devamı maddeleri uyarınca dinletme imkanı tanınması ve toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacıya yönelik az para kazandığını ifade ederek ailesinin yanında küçük düşürmesi, evlilik yüzüğünü takmaması, davacıya ait telefonu saklaması, hususlarında kusurlu olduğu, davacının ise, sürekli ailesinin yanında yemek yemesi, ev işlerini davalıya yüklemesi hususlarında kusurlu olduğu, ev işlerinde eşlerin ortak sorumluluğunun bulunduğu, bu hali ile tarafların kusurlarının birlikte değerlendirilmesinde her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte davalının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için takdir edilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL'ye arttırılmasına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, erkek lehine 3.500,00 TL maddî ve 3.500,00 TL manevî tazminata, yasal koşulları oluşmadığından kadının tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı kadın vekili isitnaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, davanın kabulü, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, erkek lehine kabul edilen tazminatlar ve iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya kapsamı incelendiğinde; ilk derece mahkemesince verilen 20.06.2019 tarihli ilk karar ile davalı kadına yüklenen kusurların davacı yanca istinaf edilmediği, artık kadına yeni kusur yüklenemeyeceği dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince verilen 21.02..2023 tarihli ilk kararda kadına yüklenen "eşinin telefonunu sakladığı" kusurunun, kadının kusurlarından çıkarılması gerektiği, bu kusur çıkarıldıktan sonra da yine davalı kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kusurun (gerekçenin) yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilmesine, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, davanın kabulü, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası ve erkek lehine kabul edilen tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının ve erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanamayacağı, boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri;721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un(4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.