"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1006 E., 2023/1407 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 26. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/104 E., 2022/218 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmasına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek tarafından; asıl davanın reddi, asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarları, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden ve davalı-karşı davacı kadın tarafından; tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince, kadın lehine hükmedilen tazminatlara ilişkin olarak verilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kadın yönünden kesinleşmiştir. Davacı-karşı davalı erkeğin bu yöne ilişkin istinafı da esastan reddedilmiştir. Bu nedenle kadın vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekillerinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı ile ortak iki çocuklarının olduğunu, davalı ile anlaşamadıklarını, fikren ve ruhen ters düştüklerini, sık sık tartışmalar meydana geldiğini, tekrar bir araya gelme imkanlarının kalmadığını bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesini, tazminat ve nafaka taleplerinin olmadığını bir an önce boşanmak istediğini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili karşı dava ve birleşen dava dilekçesinde özetle; açılan davanın soyut ve delillere dayandırılmadığını bu nedenle reddine karar verilmesini, tarafların 12.10.2004 yılında evlendiklerini, ortak iki çocuklarının olduğunu, asıl davacının müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilini defalarca aldattığını, evlilik birliğinin müvekkili açısından çekilmez hale geldiğini, tarafların evlendikten sonra kendilerine ait evlerinin olmasına rağmen karşı yanın ailesi ile aynı apartmanda oturduklarını, asıl davacının gece gündüz eve girmediğini bu nedenle müvekkilinin, tüm gününü asıl davacının ailesi ile birlikte geçirdiğini, daha sonra müvekkilinin hamile kaldığını ancak asıl davacının zoru ile kürtaj olmak zorunda kaldığını, asıl davacının özgür takılma isteği yüzünden tarafların evlilik birliklerinin bozulduğunu bir baba ve eş olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, asıl davacının sürekli müvekkilini aldattığını ancak müvekkilinin barıştığını en son olayda ise asıl davacının iş yerine başka kadınla yatarken yakaladığını, bu durumun bardağı taşıran son damla olduğunu, bir otel kiralayarak Tuba isimli bayan ile otelde kaldığını, daha sora kendi annesinin evine gittiğini üç ay ortak konuta gelmediğini, müvekkilinin şüphe üzerine eve gittiğinde şahısların eşyalarını orada bulduğunu, müvekkilinin adına krediler çektiğini ve düzenli ödemediğini, bu nedenlerle tarafların zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklar yararına 1.500,00'er TL tedbir/iştirak nafakasına hükmedilmesini, müvekkili yararına 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kocanın pubg adındaki online oyunda hesap kurarak oyuna başladığı, tarafların ortak çocuğu, babasının oyun listesinde ... isminde bir bayanı gördüğü ve bu bayanı facebook isimli sosyal medyada araştırdığı, kadının sayfasını kontrol ederken babasının adı geçen bayanla fotoğraflarını gördüğü, ayrıca asıl davacı koca eşin annesi ...'un, bizzat oğlunun gayrimeşru olarak birliktelik yaşadığı kadın ile görüştüğü, görüşme esnasında yanında oğlunun da olduğu, oğlu ile kadının birlikte yaşadığını bildiği, bir dönem oğlu ile gelinin tartıştığı sonrasında oğlunun kendi evine gelerek üç ay süre ile kaldığı, eşini terk ettiği, bu süreçte komşularından oğlunun ... isimli bayan ile kaldığını öğrendiği, asıl davacının gece hayatının olduğu bu nedenle karşı davacı kadın eşini ve çocuğunu ihmal ettiği tanık beyanları ile sabit olduğu anlaşılarak asıl davacı kocanın bu eylemleri meydana getirmesinden dolayı sadakat yükümlülüğüne aykırı sayılabilecek başka bayan ile görüşmeleri, fotoğraf çektirmesi, evi terk etme olayına kadar giden hareketlerinin bulunduğu ayrıca eşini ve çocuğunu ihmal ettiği bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu bu nedenle karşı davacı kadının dava açmakta haklı olduğu kanaatine varılarak asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve zina sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına 16.02.2021 tarihinde belirlenen aylık 500,00'er TL tedbir nafakasının ortak çocuk ... için aylık 800,00 TL'ye ... için aylık 750,00 TL'ye artırılarak iştirak nafakası olarak devamına, birleşen davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, kadın yararına birleşen dava tarihinden karşı dava tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, birleşen dava yönünden kadının ortak çocuklar yararına istemiş olduğu tedbir ve iştirak ile kendi yararına istemiş olduğu yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarları, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının kusuru bulunmamakla birlikte, kadının çalıştığı, kadın yararına yoksulluk nafakasının şartlarının oluşmadığı, açıklanan sebeplerle İlk Derece Mahkemesince kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetli olmadığı anlaşıldığından davacı-karşı davalının yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazının 6100 sayılı Kanun'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kabulü ile kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminatların miktarları, kusur tespiti yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur tespiti, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174, 175,176 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin lehine hükmedilen tazminatların miktarına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön olmakla REDDİNE,
2.Taraf vekillerinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.