"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1327 E., 2023/1591 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çaycuma 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/427 E., 2022/72 K.
Taraflar arasındaki çocukla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı baba vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı baba vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı anne vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ortak çocuklarının velâyetinin babaya verildiğini, müvekkili ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına dair karar verilmediğini, müvekkilinin şehir dışında bulunmasından dolayı çocukları ile yeteri kadar zaman geçiremediğini, çocukların fiziksel gelişiminin etkilenmemesi, anne sevgisinden ve ilgisinden uzak kalmamalarının gerektiğini, bu amaçla her ayın 4. hafta sonuna denk gelen Cumartesi, Pazar günleri saat 09.00 - 20.00 arasında müvekkili ile çocuklarının kişisel ilişki kurulmasını, ayrıca çocukların annelerinin yanında zaman geçirmesi ihtiyacı olmasından dolayı çocukların okullarının tatile girdiği yaz dönemi geçirmesi ihtiyacı olmasından dolayı çocukların okullarının tatile girdiği yaz olan Temmuz ayının 1-30 günleri arasında müvekkilinin yanında yatılı olarak kalmasını ve bu tarihlerde müvekkili ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı baba vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bu davayı kötü niyet ile açtığını, davacının psikolojik sorunları olan birisi olduğunu, çocukların da davacı ile görüşmek istemediklerini, davacının kişilik durumu ve psikolojik durumunun netleşmesi için sosyal inceleme raporu alınması gerektiğini, bu sebeplerle davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocukların davalı baba tarafından yönlendirildiği, ezberlenmiş beyanlarda bulundukları, anneye karşı negatif duygular içerisine girdikleri ve bununda yanında bulundukları yetişkinlerin yönlendirmesi sonucu ortaya çıktığı, davacı annenin kişisel ilişki kurulmasına engel bir halinin olmadığı, çocukların anne ile ile olan ilişkisini engelleyecek nitelikte bir durumun olmadığı, tanık anlatımlarının evlilik birliği içerisinde yaşanan olaylar olduğu, davacı annenin kişisel ilişkiye engel olacak şekilde bir eyleminin olmadığı, evliliğin sona ermesinden bu zamana kadar geçen sürede bir araya gelmeyen anne ve çocuklar arasında duygusal bağın koptuğu, anne ile yeniden iletişim kurulması halinde anneye karşı olan negatif duyguların değişeceği ve çocukların yaşları itibari ile anne sevgisine ihtiyaçları olduğu bir dönemde olmaları, bu haliyle anne ile kurulacak kişisel ilişki neticesinde annenin çocukların psiko-sosyal gelişimini olumlu etkileyeceği ve çocuklarla davacı anne arasında yaşanılan olumsuz bir durum yokken anne ve çocukların hiç bir şekilde bir araya gelmemelerinin çocukların menfaatine aykırı olacağı, çocukların ebeveynlerini tanıma, görme, kendisine katabileceği olumlu katkılardan yararlanma ve onlarla birlikte zaman geçirme hakkının bulunması, çocukların psiko-sosyal ve ruhsal gelişimlerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmeleri açısından annelerinde sürekli olarak kalmasalar da kişisel ilişki kurmasının çocukların yüksek yararına olacağı belirtilerek davanın kabulü ile velâyeti davalı babada bulunan ortak çocuklar ...,...,... ile davacı anne arasında her ayın 4. haftası Pazar günü sabah saat 09.00'dan akşam saat 18.00'e kadar, her yıl 1 Temmuz sabah 09.00’dan 10 Temmuz akşam saat 18.00'e kadar ortak çocukların davacı anne yanında kalmasına şeklinde kişisel ilişki tesisine, kişisel ilişki masraflarını davacı anne tarafından karşılanmasına karar verildiği, karar sonrasında davacı vekilinin 08.04.2022 günlü dilekçe ile kişisel ilişkinin kararın kesinleşmesinden önce tedbiren kurulmasına ilişkin dilekçe verildiği ve bu talebin de mahkemesince ek kararla kabul edildiği görülmüştür.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı baba vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı baba vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulü ve ek karar yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı baba vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı baba vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı baba vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ve ek karar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kişisel ilişki kurulması davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, çocuklar ile annesi arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı ve ek karar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 325 inci ve 326 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddeleri; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı baba vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.