"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2913 E., 2022/3690 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/457 E., 2022/460 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet eşyası alacağından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının ziynet eşyası alacağı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı- davacı erkek vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin, ziynet eşyaları yönünden hükümlerin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı- davalı kadının tüm davalı- davacı erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; evliliğin ilk aylarından sonra erkek tarafından müvekkiline karşı sözlü ve fiziksel şiddet uygulandığını, çok küçük olayları bahane ederek darp ettiğini, hamilelik döneminde dahi darp edildiğini, evliliğin üzerinden 6 ay geçtikten sonra eve geç gelmeye başladığını, hatta arkadaşlarıyla kaldığını söyleyerek hiç gelmemeye başladığını, ortak çocuğun doğumundan sonra da kusurlu hareketlerini artırarak devam ettirdiğini, müvekkilinin bu duruma tepki göstermesi sonrasında ise fiziksel şiddete başvurduğunu, eşine ve çocuğa gereken ilgiyi göstermediğini, müvekkilini sevmediğini, evden defolup gitmesini söylediğini, müvekkili ile aynı yatakta dahi yatmadığını, müvekkiline ekonomik baskılar uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000,00TL maddî, 100.000,00TL manevî tazminata, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak müvekkili yararına 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, ziynet eşyalarının iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde yasal faizi ile birlikte davalı -davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı -davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: davacı tarafın ileri sürdüğü maddî destekten yoksun, hukuki dayanağı olmayan, soyut iddialardan ibaret davasının reddine karar verilmesini, ... kadının kendi kusurlarını örtmek için müvekkilini kusurlu gösterdiğini, müvekkilinin şiddet uyguladığı hususunun gerçek olmadığını, müvekkilinin ara sıra arkadaşları ile buluşmaya gitmesinin kusur gibi atfedilemeyeceğini, müvekkilinin görevi itibariyle uzun süreli görevlere gittiğini ve nöbete kaldığı dönemler olduğunu, ... kadının ise müvekkilini rahatsız etmek adına sürekli arayarak mesaj atarak huzursuz ettiğini, araç içerisinde hareket halindeyken çıkan tartışma sonrasında zorla aracı durdurmasını isteyerek müvekkilini terk ettiğini, müvekkilinin sosyal bir insan olduğunu, ziynet eşyalarını hiç bir zaman almadığını, evlilik birlikteliğini temelinden sarsan davranışlara sebebiyet veren kişinin ... kadın olduğunu, gereksiz ve zaruri harcamalar yaparak müvekkilini ekonomik sıkıntıya düşürdüğünü, alınan hiç bir hediyeyi kabul etmediğini, hiç bir durumdan memnun kalmadığını, baskın bir karakterinin olduğunu, müvekkiline alaycı bir gözle baktığını, küçümsediğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, erkeğin, davacı kadına ailesinin yanında hakaret ettiği, küçük düşürdüğü, yatağını sebepsiz yere ayırdığı, eve geç vakitlerde geldiği bazı zamanlarda hiç gelmediği, ekonomik yönden baskı yaptığı, fiziksel şiddet uyguladığı, ortak çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği ve sevgi göstermediği, ... kadını çocukla birlikte ortak konuttan gönderdiği, ... kadının ise, erkeğe hakaret ettiği, evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde, davalı- karşı davacı erkeğin ağır, davacı davalı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca boşanmalarına, uzman raporları, ortak çocuğun yaşı, anne bakım, şefkat ve ilgisine muhtaç olması nedeniyle davalı-davacı annenin velâyet hakkını kullanmasına engel teşkil edebilecek herhangi bir olumsuzluğun iddia ve ispat edilmemesi nedeniyle ortak çocuğun velâyetinin ... anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir, 800,00 TL iştirak nafakasına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden kadın yararına 500,00 TL tedbir, 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde, ... erkeğin daha kusurlu olduğu, kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalı-davacı kadının kişilik hakkına yönelik saldırının ağırlığı hakkaniyet prensibi nazara alınarak kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir. ... kadının ziynet eşyası alacağı talebine yönelik olarak, ... kadın ziynet eşyalarının davalı -davacı erkek tarafından borçlarını bahane ederek geri vermek koşuluyla alındığını, bir kısım ziynetleri de almış olduğu arabanın kredi borçlarını kapatmak için kullandığını ve iade edilmediğini ileri sürüldüğü davalı- davacı erkeğin ise ziynet eşyalarının kendisi tarafından kullanılıp harcanmadığı yönünde savunma yaptığı dinlenilen tanık beyanlarına göre, erkeğin davacıya ait ziynetleri borçları için bozdurduğu, davalı-davacı erkeğin davacı kadını ortak konuttan gönderdiğinde ziynetlerin ... kadının uhdesinde olmadığı, bu haliyle; davacı- davalı kadının dava dilekçesinde talep ettiği fotoğraflardan tespit olunan ve 20.11.2021 tarihli rapor ile tespit edilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde tespit olunan bedel üzerinden tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin yanlış tespit edildiğini evlilik birlikteliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğunu bu nedenle erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tarafların ekonomik durumu ve kusur durumu nazara alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarının az olduğunu beyan ederek kusur tespiti, erkeğin davasının kabulü, tazminatlar ve nafakaların miktarları ile ziynet bedeli yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin yanlış tespit edildiğini evlilik birlikteliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğunu bu nedenle kadının boşanma davası ve ferileri, velâyet, kendi tazminat taleplerinin reddi ile ziynet eşyası alacağı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı- davalı kadının tüm , davalı- davacı erkeğin ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş, davalı-davacı erkeğin ziynet eşyası alacağı talebine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kadının ziynet alacağı yönünden talebinin kısmen kabulü ile; 6 adet 22 ayar 18 gramlık bilezik, 5 adet 22 ayar 12 gramlık bilezik, 1 adet yarım altın ve 31 adet çeyrek altının davalı-davacı erkekten alınarak ... kadına aynen iadesine; aynen iadenin mümkün olmaması halinde 6 adet 22 ayar 18 gramlık bilezik için 48.600,00 TL, 5 adet 22 ayar 12 gramlık bilezik için 27.000,00 TL, 1 adet yarım altın için 1.610,00 TLve 31 adet çeyrek altın için 24.955,00 TL olmak üzere toplam 102.165,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, belirlenen tutarın 5.000,00 TL'sine dava tarihinden, 97.165,00 TL'sine ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacı- davalı kadının dava dilekçesinde talep edip ıslah dilekçesinde talebini daraltarak talep etmediği 1 adet yarım altın ile 2 adet çeyrek altın yönünden ise davanın reddine , taraf vekillerine davanın kabul ve reddedilen yönler gözetilerek nisbi vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birlikteliğinin sona ermesi ve çekilmez hale gelmesinde ... kadının asıl kusurlu olduğunu , boşanmaya karar verilmesinde kadının kusurlu olması nedeniyle kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin hatalı olduğunu, boşanmada en çok eziyet çekenin müvekkili olduğunu müvekkili lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, tazminat ödemesinin adalet duygularını zedelediğini, müvekkilinin sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeksizin yüksek miktarda tazminatlara hükmedildiğini, ... kadının takıntılı ve tutarsız tavırları nedeniyle velâyet görevini yerine getiremeyeceğini, çocuğun üstün yararı gereği velâyet hakkının müvekkiline verilmesi gerektiğini, aksi halde ortak velâyet altına alınmasını, çocuk yararına hükmedilen nafakanın miktarının fazla olduğunu, beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddi manevi tazminata hükmedilmesinin isabetli olup olmadığı, miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, kadın ve çocuklar yararına hükmedilen nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 inci ve 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.