Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1046 E. 2023/632 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında ziynet alacağı talebinde, hüküm altına alınan ziynetlerin ayarlarının belirtilmemesi nedeniyle hükmün infazında tereddüt oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece ziynet alacağı yönünden hüküm kurulurken, aynen veya bedeli ödenmek suretiyle iadesine karar verilen ziynet eşyalarının ayarlarının ayrı ayrı belirtilmemesi, hükmün infazında tereddüt yaratacağından 6100 sayılı HMK'nın 297. ve 298. maddelerine aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının ziynet alacağı davasının da kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin fiziki şiddet uyguladığını, psikolojisinin bozulduğunu, erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müvekkil yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ile 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, yoksulluk nafakasına her yıl TEFE/TÜFE oranında artış uygulanmasına, 12 adet çeyrek, 4 adet yarım, 4 adet tam altın ve 2 adet 20 gr., 2 adet 25 gr., 3 adet 15 gr., 2 adet 17 gr. ziynet eşyasının mümkünse aynen iadesine, olmadığı takdirde dava tarihi itibariyle güncel değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı-karşı davalı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde belirtilen tüm hususlar yasalara ve hukuka aykırı ve maddî gerçeklikten uzak olduğunu, bu nedenle davacı-karşı davalı tarafından açılan davanın reddi gerektiğini, boşanmaya neden olan tarafın davacı-karşı davalının kendisi olduğunu, herhangi bir şiddet içerikli eyleminin bulunmadığını, iddia olunan 20.10.2020 tarihli olayda davacı-karşı davalının düşmesi neticesinde elinde hafif derecede bir morluğun oluştuğunu, hastane kayıtlarında da yumuşak doku bozukluğu olarak nitelendirildiğini, davacı- karşı davalının tutumları sebebiyle ortak hayatın çekilmez hale getirdiğini, davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıyı hor gördüğünü, aşağıladığını, hakaret ve tehditte bulunduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini belirterek, 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalının davalı-karşı davacının arkadaşları ve ailesi önündeki ilgisiz davranışları sebebiyle toplum içinde küçük düşürücü davrandığı, davalı-karşı davacının ise davacı-karşı davalıya karşı fiziksel şiddet uyguladığı ve ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat, toptan ödenmek üzere 20.000,00 TL yoksulluk ödenmesine, davalı-karşı davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı-karşı davalının ziynet alacağı talebinin kabulü ile tanesi 15 gramdan 4 adet burma bilezik (bedeli 24.900,00 TL), tanesi 25 gramdan 2 adet burma bilezik (bedeli 20.750,00 TL), tanesi 20 gramdan 2 adet burma bilezik (bedeli 16.600,00 TL), 3 adet tam altın (bedeli 8.760,00 TL), 2 adet çeyrek altın (bedeli 1.460,00 TL), 3 adet yarım altın (bedeli 4.380,00 TL)'ın aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde toplam bedeli olan 76.850,00 TL'nin 70.625,00 TL'sine dava tarihi olan 20.11.2020 tarihinden; 1 adet 15 gram burma bilezik bedeli olan 6.225,00 TL'sine ise ıslah tarihi olan 26.11.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, kadının boşanma davası ve taleplerinin kabulü, ziynet eşyası davasının kabulü, velâyet, kişisel ilişki yönlerinden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin; davacı-karşı davalı kadına fiziki şiddet uyguladığı, kadının istinaf başvurusu olmadığı dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen ve kesinleşen kusur durumuna göre de davacı-karşı davalı kadının; evlilik birliğinin üzerine yüklediği görev ve sorumlulukları yerine getirmediği, ilgisiz davranarak ailesi ve toplum içinde davalı-karşı davacıyı küçük düşürdüğü, ayrıca erkeğin kolunu ısırmak ve tırnaklamak suretiyle fiziki şiddet uyguladığı, kusur belirlemesinde hataya düşüldüğü, belirlenen duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddinin hatalı olduğu, düğün nedeniyle davacı-karşı davalı kadına İlk Derece Mahkemesince kabulüne karar verilen ziynet eşyalarının takıldığı, toplanan delillere göre takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından alınıp satıldığı, aracın alımında kullanıldığı, İlk Derece Mahkemesince takıların veya değerinin erkekten alınarak kadına verilmesine ilişkin kararın usul ve kanuna uygun olduğu ancak talep aşılarak davacı-karşı davalı kadının faiz talebi olmamasına rağmen faiz işletmesinin talebe bağlılık ilkesi ve usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı erkeğin, kusur belirlemesi, kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminat ile erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili fıkraların kaldırılmasına, davacı-karşı davalı kadın tarafından talep edilen yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı erkek yararına 8.000,00 TL maddî, 6.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, davalı-karşı davacı erkeğin, ziynet eşyası alacağı davası yönünden faiz yürütülmesine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, "ziynet eşyası alacağı davası yönünden faiz yürütülmesine ilişkin 70.625,00 TL'sinin dava tarihi olan 20.11.2020 tarihinden, 1 adet 15 gr burma bilezik bedelli olan 6.225,00 TL'sine ise ıslah tarihi olan 26.11.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte" kısmının hüküm fıkrasından çıkarılmasına, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; katılma yoluyla, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu buna göre tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu, ziynet alacağı davasının kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, ziynet alacağı davasının kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, var ise geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminatların miktarının uygun olup olmadığı, ziynet alacağı davasının kabulünün doğru olup olmadığı, infazı kabil usûl ve kanuna uygun hüküm kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 inci maddesi, 298 inci maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı kanunun 298 inci maddesinin ikinci fıkrasında da, gerkeçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Gerek tefhim edilen ve zabıtla berlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedelini talep etmiştir. Mahkemece ziynet talebinin mümkün olduğu taktirde aynen, mümkün olmadığı takdirde bedel olarak iadesine, davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine şeklinde hüküm kurulmuş, ancak hüküm altına alınan ziynetlerin ayrı ayrı ayarları gösterilmemiştir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ziynet alacağı davası yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

2.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı-karşı davacı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Medine'ye yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde Onurlu'ya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.