Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1052 E. 2023/3971 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zina nedeniyle açılan boşanma davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, zina eyleminin affedildiğinin kabul edilip edilemeyeceği ve boşanma kararının hukuka uygun olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın ıslah edilmiş olması nedeniyle dava tarihinin esas alınması gerektiği, erkeğin eşinin zina eylemini affettiğine dair açık bir irade beyanının bulunmadığı ve erkeğin çocuklarla kişisel ilişki kurmasının affettiği anlamına gelmeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/823 E., 2022/2240 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/129 E., 2021/99 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının feragat nedeniyle reddine, erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların zina nedeniyle boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın ... kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların anlaşamadıklarını iddia ederek dava dilekçesi ekindeki anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. ... kadın vekili usulüne uygun tebliğe rağmen birleşen davaya ve ıslah dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; nüfusta ortak çocuk olarak görülen ...'ın başka erkeğin çocuğu olduğunu, erkeğin durumu çocuğun evlat edinilmesi için açılan ana babanın rızasının aranmaması davasının dilekçesinin 17.07.2018 tarihinde erkeğe tebliğ edilmesi ile öğrendiğini, soybağının reddi davasının derdest olduğunu ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini ve tazminata yasal faiz yürütülmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili 14.02.2020 tarihli ıslah dilekçesinde; erkeğin açtığı soybağının reddi davasının kabul edildiğini belirterek tarafların zina, mümkün olmazsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2016 tarih ve 2016/498 Esas, 2016/484 Karar sayılı ilk kararı ile; kadın tarafından açılan davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı kadın, 16.01.2017 tarihli dilekçesinde eşiyle barıştıklarını belirterek davasından feragat etmiş ve davalı erkek vekili, çekişmeli boşanma davası açtıklarından bahisle, hükmü temyiz etmiştir. Dairemizin 17.12.2018 tarih ve 2018/7275 Esas, 2018/14707 Karar sayılı kararıyla kadının davadan feragati konusunda karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne gönderilmesinin akabinde, erkek vekilinin açtığı boşanma davasının iş bu eldeki boşanma dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava davacısı olan kadının davasından feragat ettiği, kadının başka bir erkekten çocuğunun olduğunun erkek tarafından açılan soybağının reddi davasında verilen karar ile sabit olduğu, birleşen dava davacısı erkeğin eşinin başkasından çocuğu olduğunu çocuğun evlat edinilmesi için açılan ana babanın rızasının aranmaması davasında dava dilekçesinin kendisine tebliğ edildiği 12.06.2018 tarihinde öğrendiği, erkeğin birleşen boşanma davasını altı aylık hak düşürücü süre içinde, 12.10.2018 tarihinde açtığı, başkasından çocuk sahibi olduğu Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olan kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, halen anne ile yaşayan ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olduğu olduğu ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusuru bulunmayan, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile; kadın tarafından açılan asıl boşanma davasının reddine, erkek tarafından açılan birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar...ve...'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasının babadan alınarak anneye verilmesine ve kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kadının başkasından çocuğu olduğunu 15.11.2017 tarihinde öğrendiğini, birleşen boşanma davasını ise 14.02.2020 tarihinde ıslah ederek zina sebebiyle boşanma talep ettiğini, zinayı öğrenme tarihi ile ıslah tarihi arasında altı ... fazla bir zaman olması nedeniyle zina sebebiyle dava açılabilmesi için gerekli hak düşürücü sürenin geçtiğini, tarafların onbeş günde bir hafta sonları görüştüklerini, birlikte zaman geçirdiklerini, çocuklarla ilgili konularda ortak kararlar aldıklarını, erkeğin bu davranışlarının eşini affettiğini gösterdiğini, aleyhe hükmedilen manevî tazminat miktarının fazla olduğunu belirterek birleşen davanın kabulü ve aleyhe hükmedilen manevî tazminat yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; birleşen boşanma davasının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açıldığı ancak davanın tamamen ıslah edilerek öncelikle zina, mümkün olmazsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talep edildiği, davalı-davacı erkeğin zina eylemini öğrendikten sonra altı aylık hak düşürücü süre içinde birleşen boşanma davasını açtığı, ıslah işleminin dava tarihinden itibaren geçerli olduğu ve altı aylık hak düşürücü sürenin belirlenmesinde ıslah tarihinin değil, dava tarihinin esas alınacağı, davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı, ... kadın tarafından zina eyleminin erkek tarafından affedildiği iddia edilmişse de erkeğin af konusunda açık bir iradesinin olmadığı, erkeğin çocuklarla kişisel ilişki kurmak için kadınla aynı ortamda bulunmasının ve tarafların birlikte zaman geçirmelerinin kadının kusurlarının affedildiği veya hoşgörü ile karşılandığı anlamına gelmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadının başkasından çocuğu olduğunu 15.11.2017 tarihinde öğrendiğini, birleşen boşanma davasını ise 14.02.2020 tarihinde ıslah ederek zina sebebiyle boşanma talep ettiğini, zinayı öğrenme tarihi ile ıslah tarihi arasında altı ... fazla bir zaman olması nedeniyle zina sebebiyle dava açılabilmesi için gerekli hak düşürücü sürenin geçtiğini, tarafların onbeş günde bir hafta sonları görüştüklerini, birlikte zaman geçirdiklerini, çocuklarla ilgili konularda ortak kararlar aldıklarını, erkeğin bu davranışlarının eşini affettiğini gösterdiğini, tarafların barışma ve biraraya gelme ihtimalleri olduğunu ve tüm bu sebeplerle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılan ve ıslah ile terditli dava haline dönüştürülerek öncelikle zina, mümkün olmazsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talep edilen birleşen davada kadının zinasının sübut bulup bulmadığı, zinanın sübut bulduğu kabul edildiği takdirde davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olması halinde erkeğin eşinin fiilini affedip affetmediği, birleşen boşanma davasının kabulünün hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 353 üncü, 355 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 161 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.