Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1068 E. 2023/4083 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin boşanma, velayet, nafaka ve tazminata ilişkin kararında usul ve hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1607 E., 2022/2205 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/210 E., 2022/474 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle kararın kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, kadın tarafından velâyetin değiştirilmesi talepli açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin aşırı kıskançlık gösterdiğini, iftira niteliğinde sözler söylediğini, hakaret ettiğini, kadını başkaları ile birlikte olmakla suçladığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 200,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... kadın vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi'nin ilk kaldırma kararından sonra açtığı velâyet değişikliğine yönelik birleşen dava dilekçesinde; ortak çocukların velâyetlerinin babadan alınarak anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 750,00'şer TL nafakaya hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek davaya süresinde cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının evi terk ettiğini, cinsel ilişkiden kaçındığını, hakaret edip, evden kovduğunu, telefonda başkaları ile görüştüğünü, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, çocukların erkekten olmadığını söylediğini, velâyet değişikliğine ilişkin davayı kabul ettiklerini ileri sürerek, asıl boşanma davasının reddine, birleşen boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 08.06.2018 tarihli ve 2016/524 Esas, 2018/505 Karar sayılı kararı ile; erkeğin kadına sürekli başka bir erkekle ilişkisi olduğunu ima ettiği, kıskanç davranışlarda bulunduğu, hakaret ettiği, kadının elbise ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının kızkardeşine sürekli sarkıntılık yaptığı ve elle taciz ettiği, ortak çocuk ...için "bu çocuk benden değil" dediği, kadının ve ortak çocuğun üzerine soğuk su döktüğü, kadına şiddet uyguladığı, böylece boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, yasal şartları oluşmadığından kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile ortak çocuklar yararına talep edilen tedbir ve iştirak nafakası istemlerinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, velâyeti babaya verilen ortak çocuklardan her biri yararına aylık 80,00'er TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekilinin her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 03.03.2021 tarih ve 2018/2677 Esas, 2021/366 Karar sayılı kararı ile; kadın tarafından 03.08.2016 tarihinde erkek aleyhine boşanma davası açıldığı, dava dilekçesinde yazılı olan adrese dava dilekçesinin tebliğe çıkartıldığı, çıkartılan tebligatın iade edildiği, bunun üzerine mahkemece erkeğin mernis adresine tebligat yapılmasına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince çıkartılan tebligatta dava dilekçesi ile ön inceleme duruşma gün ve saati birlikte bildirilmiş olmasına karşın, tebligat evrakında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nu (6100 sayılı Kanun) 139 uncu maddesindeki hususların ihtar edildiğine dair şerhin yer almadığı, dolayısıyla erkeğe yapılan bu tebligatın usulsüz olduğu, bu itibarla asıl dava yönünden dilekçeler teatisi aşaması tamamlanmadan ön inceleme duruşmasının yapıldığı, davalı-davacı erkek tarafından 03.03.2017 tarihinde Konya 2. Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açıldığı, dava dilekçesinin usulüne uygun olarak 09.03.2017 tarihinde kadına tebliğ edildiği, kadının birleşen davaya yönelik cevap dilekçesi sunmadığı, dolayısıyla birleşen dava yönünden dilekçeler teatisi aşmasının sona erdiği, ancak bu davada ön inceleme duruşması yapılmadan 24.03.2017 tarihinde birleştirme kararı verildiği, birleştirme sonrası da birleşen dava yönünden usulüne uygun biçimde ön inceleme duruşması yapılmadığının anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesince bu eksikliklerin tamamlanması için erkeğin istinaf itirazlarının esası incelenmeksizin istinaf taleplerinin kabulüyle kararın tamamının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına karşı sürekli birileriyle ilişkisi olduğunu ima ettiği, bu hususta kadına hakaret ve iftiravari sözler söylediği, küfür ettiği; kadının ise erkeğin kardeşine çocukların davalı-davacı erkekten olduğunu nereden bildiği yönünde sözler söylediği bu şekilde kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğu, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, erkeğin şiddet uyguladığına dair tanık beyanlarının soyut nitelikte olması nedeniyle hükme esas alınmadığı, kadının kardeşini taciz ettiğine dair vakıaya ise kadının dilekçeler aşamasında dayanmadığı, bu sebeple erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporundaki tespitler neticesinde ortak çocukların (...Murat, ..., ...) velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, Ortak çocuk ...Murat yararına anne yanında yaşamaya başladığı tarihe kadar aylık 80,00 TL tedbir nafakasının anneden alınarak babaya verilmesine, bu tarihten sonra 200,00 TL tedbir nafakasının ise babadan alınarak anneye verilmesine, diğer ortak çocuk ... için annenin yanında yaşamaya başladığı tarihe kadar aylık 80,00 TL tedbir nafakasının anneden alınarak babaya verilmesine, bu tarihten sonra ise 200,00 TL tedbir nafakasının babadan alınarak anneye ödenmesine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının birleşen velâyetin değiştirilmesi davasının kabulüyle ortak çocuklar ...Murat ve ...'nın tedbiren babaya verilen velâyetinin değiştirilerek anneye verilmesine, baba ile bu ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ortak çocuklar için ayrı ayrı 325,00'er TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 450,00'şer TL olarak devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar üzerinden iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi, velâyet düzenlemesi, nafakalar ve birleşen davanın kabulü yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 11.11.2022 tarihli ve 2022/1607 Esas, 2022/2205 Karar sayılı kararıyla; kadın tarafından yapılmış bir istinaf başvurusu olmadığından kadına yüklenen kusurlu davranışın kesinleştiği, kadının bu kusurunun yanında birleşen dava tarihinden önceki dönemler de dahil olmak üzere güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların kanıtlandığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, kadına tazminat verilmesine ilişkin yasal şartların oluşmadığı, ortak çocuk ...Muratın yargılama aşamasında ergin olduğu, ortak çocuk ... yönünden verilen velâyet ve nafakalara ilişkin kararların isabetli olduğu, dosya içeriğine soy bağının reddine yönelik olarak kazandırılan kesinleşmiş mahkeme kararı gereğince ...'ın soy bağı reddedildiğinden bu çocuk yönünden kurulan velâyet ve kişisel ilişki kararının hatalı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince verilen ilk kaldırma kararının hükmün tüm yönlerini kapsaması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararında kesinleşmiş herhangi bir yön bulunmadığı, bu nedenle kadının velâyetin değiştirilmesine yönelik olarak açtığı velâyetin değiştirilmesi davasının konusunun bulunmadığı, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında bir karar verilmemiş olmasının hatalı olduğu ancak bu konuda kadın tarafından ileri sürülen bir istinaf sebebi olmadığından yanlışlığa değinilmesi ile yetinildiği gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmolunan tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin kabulüyle, İlk Derece Mahkemesinin kusura ilişkin gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilmesine, infazda tereddüt oluşmaması için İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, asıl ve birleşen davanın kabulüyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, ortak çocuklardan ...Murat'ın velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu ortak çocuk yararına ergin olduğu tarihe kadar 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk Beyza yararına 200,00 TL tedbir, 200,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadının ve erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının birleşen velâyetin değiştirilmesi davasında hukuki yarar bulunmadığı, kesinleşmiş bir velâyet kararı bulunmadığından davanın reddine, erkeğin sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kadın aleyhine yüklenen güven sarsıcı davranışta bulunduğuna ilişkin kusurun hatalı olduğunu, erkeğin kadının kız kardeşine sarkıntılık ettiğinin dosya kapsamında sabit olduğunu, kadına hakaret ettiğini, kadına şiddet uyguladığını, kadının aşırı kıskanarak huzursuzluk çıkardığını, çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadının iffetine iftira attığını ileri sürerek kararın erkeğin kabul edilen boşanma davası ve reddedilen tazminat talepleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, boşanma davası devam ederken bir başka erkekten çocuk dünyaya getirdiğini, soy bağının reddine dair kesinleşmiş mahkeme kararının kesin delil olduğunu, kadının bu kusurlu davranışları olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince tarafların eşit kusurlu oldukları yönündeki belirlemenin hatalı olduğunu, kadının ilgisiz bir anne olduğunu, ortak çocuğun beyanlarının mahkemece dikkate alınmadığını, mahkemeden son iki yıl içerisinde kadının telefon kayıtlarının çıkarılmasının talep edilmiş olmasına rağmen tüm HTS kayıtlarının dosyaya kazandırılmadığını, erkeğin çocuklarına ve evine karşı ilgili olduğunu, ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulüne ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ile tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.