Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1070 E. 2023/3819 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının tespiti uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebep olan olaylarda her iki tarafın da kusurlu olduğu, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/882 E., 2022/2236 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulüyle yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/293 E., 2021/233 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin işi sebebiyle sürekli şehir dışında ticari girişimlerinde bulunduğunu, evde sık duramaması nedeniyle kadının sürekli sorun çıkardığını, düzenli ve yerleşik bir iş yaşamı için tarafların ...m'a yerleşip hayatlarını orada devam ettirme kararı aldıklarını, fakat kadının tavrının son anda değiştiğini, erkeğin yalnız başına gitmesi gerektiğini söylediğini, bu durumun erkekte kaygı ve cinsel sorunlara yol açtığını, kadının aile içerisinde kalması gerekli bu konuları üçüncü kişilere anlattığını, kadının cinsel anlamda olumlu yanıt vermediğini, ailesinin evliliğe olumsuz müdahalesi olduğunu, böylece taraflar arasındaki evliliğin temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin anneye bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli iş seyahati yaptığını, bu seyahatlerin en az 1 ay sürdüğünü, erkeğin ...m' da hayvancılık ile uğraşacağını beyan ettiğini, kadının ise çocukların eğitim durumu nedeniyle bu durumdan tedirgin olduğunu, erkeğin evi terk ederek son 1 yıldır birlikte yaşamaktan kaçındığını, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek davanın reddine, boşanmaya karar verilecekse ortak çocukların velayetlerinin kadına verilmesine, kadına yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, hükmedilecek nafakalara her yıl %10 oranında artış uygulanmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının eşiyle aralarında geçen konuşmaları ve aile içi mahrem konuları erkeğin ikaz etmesine rağmen başkalarına anlattığı, ...m ilinde çiftlik kurulması şeklindeki ortak karara rağmen erkeğin girişimlere başlaması üzerine davalı kadının vazgeçtiğini erkeğe söylediği, bu durumun erkeğin kadına olan güvenini sarstığı, yaşanan sorunlarda erkeğe destek olmadığı, bu olaylardan sonra erkeğin evden ayrıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına 350,00 TL tedbir, 450,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuklardan her biri yararına 250,00'şer TL tedbir, 400,00'er TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün tüm yönlerden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının gerçekleşen kusurlu davranışlarına karşı, özellikle erkeğin kendi tanığı...ın “(…)...le cinsel olarak beraber olmak istemiyordu, hatta Yasemin'e karşı hiçbirşey hissetmediğini bana söylemişti,... eve gittiğinde sabaha kadar uyuyamıyordu, kabus görüyordu, titreyerek uyanıyordu, bu sebeple... eve gitmedi(…)” şeklindeki beyanı dikkate alındığında erkeğin birlikte yaşamaktan kaçınarak evi terk ettiğinin anlaşıldığı, bu itibarla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, İlk Derece Mahkemesi tarafından kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarına yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ile ortak çocuklardan her biri yararına aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakası ödenmesine, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarına hükmün kesinleşmesini takip eden her yıl taleple bağlı kalınarak %10 oranında artış uygulanmasına, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin düzenli bir işte çalışmadığını ve hükmedilen nafakaların fahiş olduğunu, ödeme gücünün olmadığını, makul bir miktara düşürülmesi gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektirecek nitelikte kadından kaynaklı bir kusur bulunmadığını, davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, herhangi bir geliri olmayan kadın ve çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulüne ilişkin şartların oluşup oluşmadığı ile ortak çocuklar ve kadın yararına hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.