Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1072 E. 2023/3975 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarlarının azlığına ilişkin itirazın değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alınarak, hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yetersiz görülmesi nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu hususlarda bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3385 E., 2022/3612 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/382 E., 2022/555 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile hükmün kaldırılarak kararda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... erkek vekili asıl dava dilekçesinde; kadının çeşitli bahanelerle ve sıkça evden ayrılarak uzun süre ailesinin yanına gittiğini, eşini evde yalnız bıraktığını, birlikte yaşamdan kaçındığını, annesinin evliliğe müdahalelerine sessiz kaldığını ve ortak çocuğu babaya göstermediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... erkek vekili birleşen davaya cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; kadının çeşitli bahanelerle ve sıkça evden ayrılarak uzun süre ailesinin yanına gittiğini, eşini evde yalnız bıraktığını, birlikte yaşamdan kaçındığını, erkeğin maddi yardımda bulunma tekliflerini reddettiğini, doğumu haber vermediğini, iletişimi kestiğini, erkeğin başka kadın ile değil kız kardeşi ile yaşadığını, erkeğin kadının başka erkekle duygusal paylaşım ve görüşmelerini affettiğini ve ortak çocukla ilgili konularda babaya söz hakkı vermediğini iddia ederek; birleşen davanın reddini istemiş, asıl davanın kabulü ile ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl dava dilekçesi davalı-davacı kadına 04.11.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı-davacı kadın davaya süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava ve birleşen davaya cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadını altı aylık hamile iken ailesinin evine bırakıp hamilelik ve doğum sürecinde ilgilenmediğini, maddi ve manevi destek olmadığını, çocuğu aldırmasını teklif ettiğini, çocukla ilgilenmediğini, çocuğu on aylıkken sokakta on dakika gördüğünü ve başka kadınla yaşadığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 150.000,00 TL maddî, 150.000,00TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2021 tarih ve 2020/498 Esas, 2021/917 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin isteklerini göz önüne almadan uzun süre ailesinin yanında kalarak ortak yaşama son veren kadının az, eşine hamilelik ve doğum sürecinde gerekli bakım ve desteği sağlamayan, bu süreçte eşinin ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamayan ve doğum sonrası eşinin ve çocuğun yanına gitmeyen, ilgi ve destek göstermeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk...nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına 15.10.2021 tarihine kadar aylık 300,00 TL, 15.10.2021 tarihinden kesinleşme tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına ara karar ile hükmedilen ve 15.10.2021 tarihinde aylık 750,00 TL'ye çıkarılan tedbir nafakasının kesinleşmeye kadar devamına ve 18.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasının ve 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiz ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, her iki davanın davacısı lehine maktu vekâlet ücreti ödenmesine ve her iki davada yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmaması yönünden; davalı-davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi ve aleyhe hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2022 tarih ve 2022/1311 Esas, 2022/1807 Karar sayılı kararı ile erkeğin tazminat talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamasının doğru olmadığı ve kadın yararına hükmedilen tazminatların faiz başlangıç tarihinin hükümde belirtilmediği gerekçesi ile kararın kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin isteklerini göz önüne almadan uzun süre ailesinin yanında kalarak ortak yaşama son veren kadının az, eşine hamilelik ve doğum sürecinde gerekli bakım ve desteği sağlamayan, bu süreçte eşinin ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamayan ve doğum sonrası eşinin ve çocuğun yanına gitmeyen, ilgi ve destek göstermeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, evlilik süresinin kısa olması, tarafların yaşı ve ekonomik durumları nedeniyle toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk...nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına 15.10.2021 tarihine kadar aylık 300,00 TL, 15.10.2021 tarihinden 19.07.2022 tarihine kadar aylık 500,00 TL ve 19.07.2022 tarihinden boşanma kararının kesinleşmesine kadar aylık 700,00 tedbir ve aylık 700,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına 15.10.2021 tarihine kadar aylık 400,00 TL, 15.10.2021 tarihinden kesinleşme tarihine kadar aylık 750,00 tedbir nafakası ve 22.500,00 TL toptan yoksulluk nafakasının ve 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın tazminatlara kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, her iki davanın davacısı lehine maktu vekâlet ücreti ödenmesine ve her iki davada yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kadın ve çocukla ilgilenmediğini, birlikte yaşamdan kaçındığını, erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle davasının reddedilmesi gerektiğini, erkeğin aylık 15.000,00 TL geliri bulunduğunu ve gelir durumu dikkate alındığında tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ve süresiz yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek; erkeğin davasının kabulü, aleyhe hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı ve yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, aleyhe hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı ve yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi yönlerinden yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının davasındaki boşanma hükmü erkek tarafından istinafa başvurulmayarak kesinleşmiş olmakla, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin kanun yollarına başvurulmamak suretiyle kesinleşen kusurlu davranışlarından başka kusurunun bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin davasının da kabulünün doğru olup olmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının ve yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olup olmadığı ve erkeğin davasında kadın aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı ve 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen toptan yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk...yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile toptan yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile toptan yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.