"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2589 E., 2022/3484 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/573 E., 2022/476 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların düğün gecesi ve sonrasında tarafların birbirlerine yaklaştıklarını ancak tam ve gerçek manada bir cinsel ilişkiye giremediklerini, cinsel birleşmenin gerçekleşmediğini, gittikleri doktorların kadının cinsel ilişkide ilerleyememesinin fiziken bir sorundan kaynaklanmadığını belirtmeleri üzerine kadını psikolojik yönden tedavi için aile danışmanına götürdüğünü ancak tedaviden sonuç alınamadığını, bu arada tarafların kadının bu sorununu ailelerine anlatmak onlardan yardım istemek zorunda kaldıklarını, erkeğin babasının ve erkek kardeşinin hastalığı sırasında kadının eş ve yaşadığı sorunlara hiçbir şekilde destek olmadığını, ailesine cephe alarak onlara uzak durduğunu, sürekli olarak ailesinin gıyabında laf söylediğini, saygıda kusur etmeye başladığını, erkeğin ailesinin aynı binaya taşındıklarını, kadının bunu bir türlü kabullenemediğini, ailesi bir yana evli olan arkadaşlarının dahi evlerine gelmeye çekindiklerini, davalının başkalarını rencide edebilecek nitelikte titiz olduğunu, misafir istemediğini söylediğini, cinsel ilişkiye girememeleri durumu nedeni ile hocaya 2-3 defa gittiklerini, 2019 yılı Mayıs ayı başlangıcı olan Ramazan ayında babasının hastalığının ağırlaşmasıyla akrabalarının babasının evine geldiklerini, hoşgeldin demek için erken kalkmadığı gibi herkes kahvaltısını yaptıktan sonra kalkıp geldiğini, üstüne bir de kahvaltı yaptığını, sonrasında ise kendi annesine bir hafta kafa dinlemeye gitmeye karar verdiğini, kadının gece sabaha kadar eşyalarını hazırladığını ve annesigile gittiğini, tarafların bu gidişten sonra iki defa ancak görüştüklerini, dolayısıyla yaklaşık olarak 1,5 yıldır ayrı yaşadıklarını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların balayı için ...'da bir otele gittiğini ve ilk gecede aşırı kaba bir şekilde zorla cinsel ilişkiye girdiğini, kadının ilk cinsel deneyiminden cinsel ve fiziksel şiddete uğradığını ve kimseye söyleyemediğini, psikolojisinin bozulduğunu, cinsel ilişkiden korktuğunu ancak davacının bu korkak halini sen çocuk musun, çocuk mu büyütüyorum diyerek cinsel şiddetine devam ettiğini, yaşadığı bu korkudan dolayı kendisini doktora götürmesini istediğini ancak ailen götürsün diyerek yüz üstü bıraktığını, kendi ailesinin refakati ve desteği ile ..... hastanesinde bir jinekoloğa gittiğini, burada ilk ilişkideki zorlanma nedeniyle rahim ağzında yırtıklar olduğunu söylediğini, davacının terapiste para vermem diyerek psikolojik tedaviyi reddettiğini, cinsel birliktelik konusunda kabalık ve zorbalıkla yaklaşmaya devam ettiğini, kadın olarak görmediğini ifade ederek ... lakabını taktığını, evlendikleri tarihten iki hafta sonra nişanlılık döneminde de bir kısım ithamlarda bulunan bir polisin eve gelerek kapıyı yumrukladığını ve zile bastığını, erkek eşin karısıyla geçen akşam evde buluştuğunu söylediğini, bir gün sonra kapıya gelen adamın karısı olan kadının gelerek eşi Kemal ile hiçbir ilgisi olmadığını, kendisinden önce kapıya gelen kişinin eski eşi olduğunu anlattığını, telefonunda kapıya gelen o bayanla mesajlaştığını gördüğünü, cinsel sorunlara ilişkin durumun büyü olduğuna inanan eş ve annesinin, ailesine kızınızı hocalara götürün diyerek baskı yaptıklarını, evlendiği günden beri evinin market ihtiyacını haftalık olarak kendi ailesinin karşıladığını, sürekli olarak aldattığını ve başka kadınlarla mesajlaştığını, tuvalette banyoda dahi yanından telefonunu ayırmadığını, kendi ailesinin ve yakınlarının yanına göndermek istemediğini, son olarak erkek kardeşinin ve yeğenlerinin annesinin evinde misafir oldukları bir akşam kendisini özledikleri için davet ettiklerini, kadının gitmek istemesi üzerine iplerin koptuğunu, gidip 3-5 gün kalmasını söyleyerek evden kovduğunu, mantıksız ve psikopat halli tehditlerde bulunduğunu, çeyizinden ve şahsi kıyafetlerinden bir kısımını alarak babasının evine sığındığını, yatak odasındaki kıyafetlerini ve kişisel eşyalarının hiçbirisini alamadan evden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin ailesine soğuk davrandığı ve surat astığı, titiz davranışlarıyla eve gelen misafirleri tedirgin ettiği, Türk örf adetlerinde aile büyüklerinin hastalandığı dönemde gelin-damat-evlattan manen ve fiziksel olarak destek beklenildiği, kadının bu hususta özenli davranmadığı, erkeğin ise son olayda taraflar arasında yaşanan tartışma neticesinde eşini evden kovduğu, ayrı yaşadıkları dönemde başka bir kadınla kol kola gezmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, evinin ihtiyaçlarının yeterince karşılamadığı bu sebeple kadının ailesinin destek sağladığı, taraflar arasında tam anlamıyla cinsel birliktelik sağlanamadığı, kadının bu duruma engel fiziksel bir rahatsızlığı bulunmadığı, tarafların sorunun çözümü için bilimsel yollara başvurmak yerine hacı-hocaya gitmek suretiyle çözüm üretmeye çalıştıkları, bu hususta iki tarafında özverisiz davrandığı belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu. tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek nafaka ve maddi ve manevi tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 750,00 TL yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü ve fer'îleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, lehine takdir edilen nafakaların ve tazminatların miktarları yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, boşanmaya sebebiyet veren olaylar bakımından kadının daha fazla kusurlu olduğunu, kadının annesinin dahi beyanlarında kızının cinsel ilişki esnasında soğukluk yaşadığını kendisine anlattığını ifade ettiğini, taraflar arasındaki asıl sorunun bundan kaynaklandığını, çözümü doktora gitmek yerine hurafelerde aradıklarını, bu nedenle kadının davasının kabulünde doğru olmadığını, şartları oluşmadığı halde tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, kadının maddi zararı olmadığını şahsi eşyalarını ve çeyiz eşyalarını alarak evden ayrıldığını, cinsellikte şiddet iddiasının ve diğer iddialarının ispatlanamadığını belirterek; kadının davasının ve fer'î taleplerinin kabulü ile kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, kadına atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, kadının kusurunun somut deliller ile ispat edilemediğini, erkeğin asıl davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, erkeğin ağır kusurlu olduğu sabit olduğu halde, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının çok düşük takdir edildiğini, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının da kadının geçinebilmesi bakımından çok çok yetersiz olduğunu belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakaların kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.