"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/631 E., 2022/1938 K.
DAVA TARİHİ : 10.01.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/25 E., 2021/402 K.
Taraflar arasındaki davacı erkek vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının köy hayatına adapte olamadığını, bu nedenle sorunlar çıkardığını, hastalığında yanında olmadığını, aşırı kıskanç olduğunu, sürekli aldatılmakla itham edildiğini,ailesi ile birlikte yaşamak zorunda bıraktığını, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, iddia edildiği gibi evliliğe devam ettiğini ileri sürüldüğüne göre af veya en azından hoş görü kapsamında kalan vakıaların ileri sürülemeyeceğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, sürekli sadakatsiz davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eş ve çocuğa karşı ilgisiz davrandığını, sebepsiz yere evi terk ettiğini ileri sürerek davanın reddine, aksi halde velâyetin anneye verilmesine, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 4.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının aşırı kıskanç ve aşırı kontrolcü olduğu ve annesiyle yaşamak zorunda bıraktığı, erkeğin ise başka bir kadınla ilgilenmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, iki yıldan fazladır eşini arayıp sormadığı, çocukla ilgilenmediği, eşine ve kızına karşı görevlerini yerine getirmediği, eşlerin birbirlerine olan yardım, ortak çocuğa karşı olan şefkat, sevgi gibi yükümlülüklerinden hiçbirini yerine getirmediği, sorumsuz olduğu ve 2017 yılında evi terk ederek Afyon ilinde yaşamaya başladığı, tarafların iki yıldan fazladır ayrı yaşadıkları, davalının, davacı eşinin başka kadınlarla iletişiminin olduğunu bilmesine rağmen davanın reddini talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde sayıldığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl TEFE- TÜFE oranında artış yapılmasına, kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davanın kabulünün hatalı olduğunu, belirlenen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulumadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarı ile nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ve çocuğun zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi, hakimin bu husustaki takdir hakkı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğu; davalı kadının nafaka yönünden herhangi bir artış talebi olmadığı halde Mahkemece yıllık TEFE-TÜFE oranında artış yapılmasına hükmedilmesi doğru olmamışsa da; bu yönde verilen hüküm istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden eleştirmekle yetinildiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak ve yoksulluk nafakasına, nafakanın yıllık TEFE-TÜFE oranında artırılmasına,kadın yararına 75.000,00 TL manevî tazminata, davalı kadını vekilinin sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davanın kabulünün hatalı olduğunu, erkeğin sadakatsiz olduğunu, yargılama sırasında evlilik dışı bir çocuğunun olduğunu, bu şekilde yaşayan bir erkeğe karşı kadının aşırı kıskanç olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, annesinin evlerine dahi gelmediğinin ispatlanmasına karşın birlikte yaşamaya zorlandığı kusurunun yüklenilmesinin hatalı olduğunu, belirlenen tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığının anlaşılmasına nazaran davalı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen 2011 doğumlu ortak çocuk İpek'in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1-Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tedbir ve iştirak nafakası miktarları yönünden davalı kadın yararına BOZULMASINA,
2-Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.