"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/706 E., 2022/2179 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/1832 E., 2020/208 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin fiziksel şiddetine, hakaretine ve tehditine maruz kaldığını, erkeğin N. K. isimli kadın ile gönül ilişkisinin bulunduğunu, sadakatsiz olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının erkeği sürekli aşağıladığını, toplum içerisinde küçük düşürücü sözler sarfettiğini, yetersizsin ve verdiğin parayla hiç bir şey yapılamaz şeklinde söylemlerde bulunduğunu, sadakatsiz davrandığını ileri sürerek kadının davasının reddine, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince kendi davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminita karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin alkol kullandığı, eşine ve çocuklarına küfür edip, hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, başka bir kadın ile gönül ilişkisine girdiği, eşi evde yokken bu kadını müşterek haneye getirdiği; kadının da erkeği aşağıladığı, Y.A. isimli kişi ile gönül ilişkisinin bulunduğu, tarafların birbirlerine karşı ölçülü, dikkatli ve özenli davranmadıkları, saygı ve anlayış göstermedikleri, sık sık tartıştıkları, tarafların bu şekilde karşılıklı olarak evlilik birliğinin mutluluğunu sağlama, diğer eşe saygılı davranma, fiziksel ve duygusal sadakat yükümlülüklerini ihlal ettikleri, bu durumda birinin kusurunu, diğerinden ağır tutmanın mümkün bulunmadığı, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının tedbir nafakasının ve her iki tarafın tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve derecesinin hatalı belirlendiğini, tazminat ve nafaka taleplerinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlarının daha ağır olduğunu bu nedenle tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu, ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, bu olay nedeniyle ceza aldığı, ayrı yaşanılan dönemde kadının bir başka erkek ile birlikte yaşamaya başladığı, ilk davanın açıldığı tarihte de kadının dava dışı bir erkekle birlikte yaşadığı, erkeğin evlilik birliğini çekilmez hale getirecek derecede alkol kullandığının kanıtlanmadığı, bu hali ile alkol kullanmanın tek başına erkeğe kusur olarak yüklenmeyeceği, erkeğin müşterek çocuklara hakaret ettiği vakıasına kadın tarafından dayanılmaması sebebiyle bunun da erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği; erkeğin eşine hakaret edip ona fiziksel şiddet uyguladığı ve sadakatsiz davranışlarda bulunduğu; kadının da eşine hakaret ettiği ve ayrıca sadakatsiz davranışlarda bulunduğu,
boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ziyade kusurlu olduğu, kusurun gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesinin gerektiği; boşanmaya neden olan olaylarla kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelendiği, bu olayların aynı zamanda kadının kişisel hakkını ihlal niteliğinde olduğu, kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı, evliliğin süresi ve özellikle hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararın uygun miktarda maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği; İlk Derece Mahkemesince, ara karar ile ilk dava tarihinden geçerli olmak üzere takdir edilen tedbir nafakasının, 19.02.2019 tarihli oturumda oturum tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verildiği halde, bu ara kararına aykırı düşecek ve takdir edilmiş olan nafakaların tahsil edilmiş ise geri istenmesi sonucunu doğuracak şekilde, nihai hükümde “tedbir nafakası talebinin reddine” dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu; kadının dava dilekçesinde yoksulluk nafakası isteminde de bulunduğu, bu istem yönünden olumlu yada olumsuz (kabul/ret) bir karar verilmediği, gerekçede kadının nafaka taleplerinin reddedildiğinin belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında herhangi bir hüküm kurulmadığı, kadının ilk davanın açıldığı tarihte ve halen bir başka erkek ile fiilen birlikte yaşadığının anlaşıldığı, 4721 sayılı Kanun'nun 176 ncı maddesinde, nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşamasının yoksulluk nafakasının kaldırılması sebebi olacağının belirtildiği, bu nedenle kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, tedbir nafakası yönünden “asıl dava yönünden 3.bendinin” kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata; tarafların diğer itirazlarına yönelik istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı – davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının dayandığı vakıaları ispatlayamadığını, başka erkekle birlikte yaşayarak sadakatsiz davrandığının ispatlandığını ileri sürerek; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi ile kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına tazminata hükmedilebilme şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.