"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1127 E., 2022/1291 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 21. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/896 E., 2021/1620 K.
Taraflar arasındaki boşanma davaları ile ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her üç davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve kararda belirtilen ziynet alacağının kadına ödenmesine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava, karşı davaya cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; taraflar arasında önceden görülen boşanma davasının reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, kesinleşme tarihinden sonra tarafların hiç iletişime geçmediklerini, ortak yaşamın yeniden kurulmadığını, kadının erkeğin başka kadından çocuğu olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu çünkü kadının erkeğin ailesi ile yaşadığını, ailenin de durumu bildiğini, erkeğin çocuğunun annesi ile yaşamadığını ve çalıştığı yerde kaldığını iddia ederek; tarafların fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına ve erkek yararına 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; kadının erkeğin başka kadından çocuğu olduğunu 30.10.2018 günü nüfus kaydını alınca öğrendiğini, erkeğin ailesinin durumu bildiklerini ancak kadına üzüleceğini düşünerek söylemediklerini, taraflar arasında görülen önceki boşanma davasının erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle reddedildiğini iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların zina ve fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin boşanma davasının fiili ayrılık sebebine, kadının boşanma davasının da zina ve fiili ayrılık sebebine dayalı olarak açıldığı, erkek tarafından işbu davadan önce açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleştiği 30.06.2015 tarihinden bu davanın açılma tarihine kadar üç yıldan fazla bir zaman geçtiği halde taraflar arasında evlilik birliğinin yeniden tesisi amacıyla ortak yaşamın kurulmadığı, fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu; dosya kapsamındaki tanık beyanları ve nüfus kaydına göre, erkeğin başka bir kadından 2016 yılı doğumlu bir çocuğunun olduğu, erkeğin anne ve babasının beyanından erkeğin diğer kadınla yaşamaya devam ettiğinin anlaşılması nedeniyle, temadi eden eylem için zina sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için gerekli hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğu; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda reddedilen ilk boşanma davasını açarak fiili ayrılığa neden olan ve zina eden erkeğin tam kusurlu olduğu; uzman raporu uyarınca ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; erkeğin fiili ayrılığa ve kadının zinaya dayalı boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü ve 161 inci maddeleri uyarınca boşanmalarına, kadının fiili ayrılığa dayalı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar Seyyid Ali ve Esma'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına ayrı ayrı dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 300,00 TL, karar tarihinden kesinleşme tarihine kadar aylık 450,00 TL tedbir ve kesinleşme tarihinden sonra aylık 450,00 TL iştirak nafakasının babadan alınarak anneye verilmesine, kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 300,00 TL, karar tarihinden kesinleşme tarihine kadar aylık 400,00 TL tedbir ve kesinleşme tarihinden sonra aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine ve kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile hükümde belirtilen ziynetlerin aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde 87.000,00 TL bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının erkeğin evden ayrılarak istediği gibi yaşamasına rıza göstermesi nedeniyle erkeğe kusur yüklenemeyeceğini, erkeğin telefon dökümlerini çevreye göstererek onu küçük düşürdüğünü, kadının erkeğin babasına ait evde oturduğunu, geçimini erkeğin ailesinin sağladığını, ekonomik olarak erkekten daha iyi durumda olması nedeniyle yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağını, erkeğin ekonomik durumunun kötü olması nedeniyle çalıştığı kasap dükkanında kaldığını ve ziynet alacağı davasının ispatlanamadığını belirterek; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı davası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarlarının günün ekonomik koşulları karşısında düşük kaldığını, çocukların özel okulda okuduklarını, erkeğin ekonomik durumunun iyi olduğunu, servetini birlikte yaşadığı kadının üstüne yapıp ekonomik durumunu kötü gösterdiğini, hükmedilen ziynet alacağını hemen ödemesinin durumunun iyi olduğunu gösterdiğini belirterek; erkeğin davasının kabulü, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, kadının davasındaki boşanma hükmüne karşı erkek tarafından istinafa başvurulmayarak boşanma hükmünün 19.04.2022 tarihinde kesinleştiği belirtilerek kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. ... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasındaki boşanma hükmüne karşı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmamak suretiyle hüküm boşanma yönünden kesinleşmiş olmakla birlikte, erkeğin fiili ayrılık nedenine dayalı davasının da kabulünün doğru olup olmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hukuka uygun olup olmadığı, hukuka uygun ise kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkrası, 174 üncü, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle 07.10.2004 doğumlu ortak çocuk Esma'nın temyiz inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Seyyid Ali yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk Seyyid Ali lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk Seyyid Ali lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
3.... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Serkan'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Elçin'e geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.