"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/733 E., 2022/2187 K.
DAVA TARİHİ : 01.04.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/166 E., 2020/729 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin farklı zamanlarda habersiz yüklü miktarda borç altına girdiğini, borçların sebebini gizlediğini, yıllarca davalının borçlarını kapatmaya çalışan bir eş haline geldiğini, davalının üniversitede okuyan çocuğun eğitim masraflarını karşılamadığını, davalının borçları yüzünden evlerine haciz geleceğini öğrendiğini, telefonla görüntülü arayarak elinde bulunan silahı gösterip eğer eve gelmezseniz sizi de kendimi de öldürürüm diyerek kızı...ve kadını tehdit ettiğini, sadakatsiz davrandığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ve yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, kızının düğünü nedeniyle borçlandıklarını, davacının bu durumu bildiğini, iddia edilen olaylardan sonra birlikte yaşamın devam ettiğini, davacının affettiğinin kabulü gerektiğini, bunun dışında üzerine düşün tüm görevleri yerine getirdiğini, onur kırıcı ve aşağılayıcı söylemlere maruz kaldığını, hastalığında ilgilenmediğini, evin satışı ile tamamen davacı kadının ilgilendiğini ve güvenini suistimal ettiğini, giderken erkeğe ait paraları da yanında götürdüğünü, davanın reddine, aksi halde kadının boşanma dışında kalan taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, sürekli olarak sebepsiz bir şekilde borçlanıp ailesini ekonomik olarak güç duruma düşürdüğü, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri ihmal ettiği, eşini tehdit ettiği, hakaret ettiği,belirlenen kusurlu davranışlara göre davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, davacı kadının nafaka talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen kusurlara göre tazminat miktarlarının uygun olmadığını, nafaka talebinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun reddine dair 12.04.2021 tarihli ek karar ile 28.04.2021 tarihli ek kararın kaldırılması kararı ile kusur belirlemesi ile buna bağlı olarak davanın kabulünün hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını, evden giderken erkeğe ait iki aylık maaşı ile birikmiş parasını aldığını, buna yönelik banka araştırmasının talep edilmesine karşın eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemelerince 6100 sayılı Kanun’un 344 inci maddesi uyarınca verilen “başvurunun yapılmamış sayılması” kararları, aynı kanunun 346 ncı maddesi gereğince istinaf kanun yoluna tabi olduğu, istinaf başvurunun yapılmamış sayılması kararına karşı istinaf edenin itirazı üzerine mahkemenin ek karar ile kendi kararını kaldırma yetkisi bulunmadığı ayrıca istinaf harçlarının süresinde yatırılmış olması nedeniyle istinaf başvurusunun yapılmamış sayılma kararının da hatalı olduğu bu sebeple erkek vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkemenin 12.04.2021 tarihli ve 28.04.2021 tarihli ek kararlarının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, usulî işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davanın kabulü ve kadın yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları ile boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ile evliliğin süresi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu; iki tarafın da emekli olup birbirlerine yakın gelire sahip oldukları 4721 sayılı Kanun’un 175 inci maddesinin şartları lehine oluşmayan davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin, hakkaniyet kuralları da dikkate alındığında reddine karar verilmesinin doğru olduğu; 4721 sayılı Kanun’un “geçici önlemler” başlıklı 169 uncu maddesi gereğince boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, tedbir nafakasının maddî imkânları kısıtlı olan eşin bakım ve geçimine diğer eşin katkısını sağlayan katkı olduğu bu nedenle kadının tedbir nafakası talebinin reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi’nin, 12.04.2021 tarihli harç noksanlığı nedeniyle istinaf talebinin reddine dair ek kararı istinaf edildiğinden 12.04.2021 tarihli ve 28.04.2021 tarihli ek kararların kaldırılmasına, kadın yararına dava tarihinden başlayıp boşanmanın kesinleştiği tarihe kadar devam etmek üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 50.000,00TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tarafların her ikisinin de emekli olmasına karşın gelirleri arasında üç kat olacak şekilde bir oransızlık bulunduğunu, elde ettiği maaş miktarı ile yoksulluktan kurtulduğunun düşünülmesinin ve buna bağlı olarak yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tedbir nafaka miktarının da düşük olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tedbir ve yoksulluk nafakaları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davanın kabulünün hatalı olduğunu, hakaret etmek suretiyle psikolojik şiddetine maruz kaldığını, evden giderken erkeğe ait iki aylık maaşı ile birikmiş parasını aldığını, buna yönelik banka araştırmasının talep edilmesine karşın eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı ile kadın lehine maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı ile tazminatların ve tedbir nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, eksik inceleme bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle erkek vekilinin ön inceleme duruşması sırasında verilen ve sonuçları usulüne uygun şekilde hatırlatılan ihtara rağmen dilekçesinde gösterdiği belgeleri sunmadığı, istenilmesi gereken belgelere yönelik bir açıklama yapmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.