Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1099 E. 2023/3918 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur durumu, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka hükümleri usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1143 E., 2022/1723 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/163 E., 2021/78 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının gereksiz kıskançlık ve kaprisli tavırları ile sosyal çevresinde küçük düşürecek hal, hareket ve söylemlerde bulunduğunu, onayı olmamasına rağmen sürekli gezmelere çıktığını, akşam eve geldiğinde çoğunlukla evde olmadığını, evi ile ilgilenmediğini, psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğe ve ailesine karşı özellikle son dönemlerde saygılı ve hoşgörülü yaklaşmadığını, eve gelme artık seni istemiyorum, eşyalarımı toplayıp gideceğim, gelirsen kendime zarar veririm dediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... erkek vekili 13.03.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; her ne kadar evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanma davası açmış iseler de boşanma davasının öncesinde ve devamı sırasında davalı-davacının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği yönünde edindikleri delil üzerine davayı ıslah ettiklerini, evliliği devam ederken davalı-karşı davacının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini beyan etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, gece yarılarına kadar eve gelmediğini, bekar gibi yaşadığını, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, bağımlılık derecesinde alkol aldığını, neredeyse her gün alkollü olarak eve geldiğini, kadını ve ailesini aşağıladığını, ibadetlerini kısıtladığını, Kur-an okuduğu bir zamanda seni gebertirim, evde Kur-an okumayacaksın, Kur-an'ın batsın dediğini, üzerine yürüdüğünü, Kur-an'ı alıp parçaladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, en ufak bir meselede dahi boşanmak istiyorum dediğini, başka kadınlar ile görüştüğünü, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, telefonuna şifre koyduğunu, anne olma fırsatının elinden alındığını belirterek yetki itirazlarının olduğunu, yetkili mahkemenin ... Aile Mahkemesi olduğunu ileri sürerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun’ un 166 ncı maddesi gereğince karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı- davacı kadın vekili 16.12.2020 tarihli ıslah dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; ıslahı kabul etmediklerini, bu konuya ilişkin tanık dinletmek istediklerini, fotoğrafta davalı kadın ile görünen kişinin M. M. olduğunu, fotoğrafın çekildiği gün tarafların sosyal bir çevrede ve arkadaş grubu ile birlikte görüştüğünü, gayri ahlaki bir görüntü olmadığını, gönül bağının olmadığını, bu hususta M. M.'in dinlenilmesini, M.'in yalnız olmadığını, yanlarında arkadaşlarının da olduğunu, o gün yanlarında olan S. Ö.’ün de dinlenilmesini talep ettiklerini, M.'in nişanlı olduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal iddiasının kötüniyetli ileri sürülmüş iddia olduğunu, aksi kabul edilse dahi ön inceleme aşaması tamamlanıncaya kadar usulüne uygun olarak dayanılmayan bir vakıanın tahkikat aşamasında gerçekleştiğinden bahisle kusur olarak yüklenemeyeceğini, bu delile muvaffakatlarının olmadığını, dava tarihinden sonra meydana gelen eylem olduğunu, her davanın açıldığı tarih şartlarına tabi olduğunu belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı kadının sürekli olarak erkeğe aşağılayıcı, küçük düşürücü sözler sarf ettiği, sen bana karışamazsın, ben senden daha iyilerine layığım, şeklinde konuştuğu, eviyle ilgilenmediği, yemek yapmadığı başka bir erkekle görüştüğü buna ilişkinde dosyada sosyal medya çıktılarının olduğu; ... erkeğin kadının dini vecibelerini yerine getirmesini istemediği, yerine getirirken sorunlar çıkardığı, hakaret ettiği, alkol kullandığı, alkol kullandığı zamanlar taraflar arasında sorunlar yaşandığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, başka kadınlarla görüştüğü, mesajlaştığı, kadına fiziki şiddet uyguladığı, olayların akışı karşısında kadının az kusurlu, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu ise gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına 7.000,00 TL maddî ve 7.000,00 TL manevî tazminata, kusur ve sosyal durumları dikkate alındığında kadının nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının soyut, duyuma dayalı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurunun olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya ibraz edilen fotoğrafların, kadının rızası dışında elde edilmiş, hukuka aykırı delil olduğunu, ıslah dilekçesini sunmasının ardından ıslaha karşı cevap dilekçesinde bu hususa ilişkin tanık dinletmek istediklerini açıkça belirttiklerini, İlk Derece Mahkemesince bu hususun hiç değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, tazminat miktarlarının az olduğunu, nafakaya hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın nafaka ve tazminat yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğin ıslah dilekçesi ile dayandığı güven sarsıcı davranışın kadına kusur olarak yüklenilmiş ise de dava tarihinden sonra meydana gelen olayların ıslah yoluyla dahi ileri sürülemeyeceği, bu nedenle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadına yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılması gerektiği; erkeğin kadına hakaret ettiği kabul edilmiş ise de, bu yöndeki tanık beyanlarının soyut ve kadından aktarılan beyanlar olduğu, soyut ve taraflardan aktarılan beyanların hükme esas alınamayacağı,kadının bu yöndeki iddiasını toplanan diğer deliller ile de ispatlayamadığı, bu nedenle erkeğe yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılması gerektiği; yine erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, başka kadınlar ile görüştüğü, mesajlaştığı kusur olarak yüklenmiş ise de, bu yönde dosyaya ibraz edilmiş herhangi bir delil olmadığı gibi bu yönde herhangi bir tanık anlatımının da bulunmadığı, bu nedenle erkeğe bu vakıa nedeniyle kusur yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılması gerektiği; bunun yanında erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı kabul edilmiş ise de erkeğin kadına zaman zaman fiziksel şiddet uyguladığı, bu yöndeki kusurun da bu şekilde düzeltilerek erkeğe kusur olarak eklenmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre yine de erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kusurun gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği; yaptırılan kolluk araştırmasına göre kadının ev hanımı olduğunun anlaşılmakla kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğu; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğu; boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, boşanmaya sebep olan olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, hakkaniyet kuralları ile tarafların sosyal ekonomik durumları dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının uygun olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.