"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1119 E., 2022/1757 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/601 E., 2021/275 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının ziynet alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın ... erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve dilekçesinde özetle; kadının evlilik birlikteliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eşiyle ilgilenmediğini ona soğuk davrandığını, başka birileri ile mesajlaştığını ve 07.03.2019 tarihinde gitmek istediğini söyleyerek eşyalarını alıp Türkiye'ye gittiğini, tarafların bir daha bir araya gelmediklerini iddia ederek tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin müvekkiline bağımsız konut açmadığını, müvekkilinin 13 yıllık evlilik süresince davacı eşin anne ve babası ile yaşamak zorunda kaldığını, müvekkili ile vakit geçirmeyip dışarıda arkadaşları ile vakit geçirdiğini, eve geç geldiğini hatta bazen de hiç gelmediğini "gerizekalı, mahluk, seninle olmak istemiyorum" şeklinde sözler ile hakaret ettiğini, cinsel birlikteliklerinin yok denecek kadar az olduğunu, davacı erkeğin hayatında başka bir kadın olduğunu ve müvekkiline kafasını dinlemesi için Türkiye'ye gitmesini söylediğini ve müvekkilinin pasaportunun kayınpederi tarafından elinden alınarak Türkiye'de bırakıldığını iddia ederek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini, müvekkiline ait ziynet eşyası alacağının tarafına aynen iadesini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL ziynet alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekilinin 24.02.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle: ziynet eşyaları alacağı yönünden aynen, olmadığı takdirde toplamda 117.406,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... dinlenen davacı tanıklarının beyanlarında taraflar arasındaki soğukluğun davalı kadından kaynaklandığına ilişkin beyanda bulunulup bu iddianın böylelikle teyit edildiği, buna karşılık davalı- birleşen davacı kadının dava dilekçesinde eşinin eve geç saatlerde geldiği hatta gelmediği, eşine yönelik hakaretler edip onunla olmak istemediğini, ailesinin isteği ile evlendiğini, başka bir kadının kapıya gelip eşini sorduğunu ve ilişkileri bulunduğunu söylemesi ile haberdar olup o olaydan sonra darp edildiğini, eşinin babasının kendisine belediye evlerinde kalmasını teklif ettiğini ileri sürmüş, dinlenen davalı- davacı kadın tanıkları beyanlarında bir kısım iddiaları davalı kadından duydukları haliyle aktarmış olup bizzat görgüye dayalı bilgileri olmadığı, bir diğer tanığın soğuk davranışları ifade edip davalı kadının eşine ismini dahi telaffuz etmediğini belirttiği, aile fertleri olan tanıkların davacının babasının davalı kadının kendi isteği ve iradesi dışında Türkiye'ye baba evine getirip yurt dışına geri götürmeden orada bırakıp gittiğini, davacının 13-14 yıllık evlilikte sorumluluklarını yerine getirmediğini, eviyle ilgilenmediğini hatta eşini aldattığını, bundan sonra da değişmeyeceğini isterse davalının belediye evlerine götürüleceğini ifade ettiğini vurguladıkları, ayrıca yurt dışında tarafların müstakil bir evleri olmayıp davacı erkeğin ailesi ile birlikte ikamet ettikleri, yurt dışından kayınpederi ile gelen davalı kadın eşin pasaportunun kendisine teslim edilmediği, ayrıca takıların da evliliğin başından beri davacı erkeğin ailesi tarafından alınıp yurt dışına giderken kasaya konulacağı söylenerek davalı kadın eşe teslim edilmediğinin ortaya konulduğu tüm bu nedenlerle davalı kadın eşin az, davacı- erkek eşin daha ağır kusurlu olduğu, ziynet eşyalarının da kadına aidiyeti gerekip, bu noktada takıların mevcudiyetinin dosyaya ibraz edilen fotoğraf içerikleri ile ortaya konulduğu ve bilirkişi tarafından bu konuda rapor hazırlandığı ve mevcudiyeti belirlenen takılar hakkında düzenlenen rapor içeriği denetlendiğinde oluşa uygunluğu kabul edilerek, varlığı bilirkişi raporu ile doğrulanan kadarıyla takı talebinin kısmen kabulüne; talep edildiği halde mevcudiyeti belirlenemeyen takılara ilişkin fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği..." gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Mehmet'in velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, davalı kadın lehine asıl dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, takı talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile ; 16 Adet her biri 22 gr 22 ayar bileziğin aynen iadesi, olmadığı takdirde bedeli olan 83.776,00 TL, 5 Adet her biri 10 gr 22 ayar bileziğin aynen iadesi, olmadığı takdirde bedeli olan 11.900,00 TL, 1 Adet 30 gr 14 Ayar set takımının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedeli olan 4.500,00 TL, 1 Adet 10 gr 14 Ayar bileklik'in aynen iadesi, olmadığı takdirde 1.500,00 TL'nin, 3 adet her biri 3 gr 14 ayar küpenin aynen iadesi, olmadığı takdirde bedeli olan 1.350,00 TL, 1 adet saatin aynen iadesi, olmadığı takdirde bedeli olan 100,00 TL olmak üzere toplam 103.126,00 TL'nin 1.000,00 TL'lik kısmının dava tarihinden, bakiye kısmının ıslah tarihi olan 24.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... erkekten alınarak, davalı- davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların yurt dışında yaşadıklarını, bu nedenle kadının tanık beyanlarının duyuma dayalı ve çelişkili olduğunu, kadının başkaları ile mesajlaştığını, tazminat takdiri hatalı olduğu gibi miktarlarının da fahiş olduğunu, evliliğin üzerinden uzun yıllar geçtiğini, ziynetlerin nitelik ve gramlarının ispatlanmadığını, soyut tanık beyanlarına dayalı olarak ziynet eşyalarının iadesi davasının kabul edildiğini beyan ederek birleşen boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve miktarı, ziynet eşyalarının iadesi talebinin kabulüne karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda ... erkeğin davalı- davacı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında, taraflar bakımından korunmaya değer yarar kalmadığından birleşen davanın kabulüne karar verilmesi ve boşanmaya sebep olan olaylarda davacı- davalı erkeğin, davalı- davacı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğuna yönelik kusur belirlemesinin isabetli olduğu, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesi'nce kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru olduğu gibi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evlilik süresi ve hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının da isabetli olduğu, davalı -davacı kadının birleşen ziynet eşyalarının iadesi davasının kısmen kabulüne yönelik olarak ise; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, dilekçeler aşamasında davalı tarafından davaya konu ziynet eşyalarının miktar ve niteliğine yönelik bir itirazda bulunulmadığı, bilirkişi tarafından da davaya konu ziynet eşyalarının CD ve fotoğraflarda yer aldığının belirtildiği, yine açık bir istinaf itirazı söz konusu olmamakla birlikte bilirkişi raporunda birleşen dava tarihinin yanlış yazılmasının maddî hataya dayalı olduğu, bu yanlışlığın esasa etkili bulunmadığı, bilirkişi tarafından birleşen dava tarihi itibariyle hesaplama yapıldığı, bu itibarla İlk Derece Mahkemesi'nce verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki ve istinaf dilekçesindeki beyanları tekrar ederek tarafların yurt dışında yaşadıklarını, davalı-davacı kadının tanık beyanlarının duyuma dayalı ve çelişkili olduğunu, ziynetlerin nitelik ve gramlarının ispatlanmadığını, soyut tanık beyanlarına dayalı olarak ziynet eşyalarının iadesi davasının kabul edildiğini, tanıkların bir kişi haricinde birinci derece akraba olduğunu, tarafların yurt dışında yaşamaları ve düğünün üzerinden 17 sene geçmiş olması nedeniyle ziynet eşyalarını tam olarak hatırlamalarının mümkün olmadığını, davalı-davacı kadının ziynet eşyalarına yönelik iddialarını ispatlayamadığını, soyut tanık beyanlarına binaen tanzim edilen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu beyan ederek birleşen boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve miktarı, ziynet eşyalarının kabulü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı istemine ilişkin olup, ziynet alacağı davası yönünden aynen iade kararı da verildiği dikkate alındığında aynen iadesine karar verilen ziynet eşyalarının Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle altın kuru üzerinden hesaplanması sonucu ortaya çıkan dava değerinin 2022 yılı temyiz kesinlik sınırının üstünde olduğu anlaşılmakla ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının esası incelenmekle, uyuşmazlık; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının birleşen boşanma davasının kabulünün ve birleşen kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın lehine tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190,194, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 1 nci, 2 nci, 4 üncü 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü , 220 nci, 222 nci, 226 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.