Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1105 E. 2023/3926 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, boşanma, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz itirazlarını karşılayacak nitelikte bir hukuka aykırılık içermemesi gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/378 E., 2022/2688 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabul ile esas hakkında yeniden karar verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/995 E., 2021/1260 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli kavga ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, geçirdiği düşük tehlikesinden sonrasında hamileliğin 5. ayında kadını ...'a götürerek orada bırakıp geri döndüğünü, kadının eşi yokken doğum yaptığını, doğumdan sonrada tekrar ...'ya gittiğini, erkeğin evin ve davacı eşinin temel ihtiyaçlarını karşılamayarak ekonomik şiddet uyguladığını, tayininin ...'a çıktığını ve burada da şiddet ve aldatmaların devam ettiğini, sen çirkinsin, nasıl çirkin yüzün var şeklinde kadın onuru ile bağdaşmayacak beyanlarla psikolojik şiddet uyguladığını, 5 yıldan beri meme hastası olmasına karşın davalı tarafın eşine bu hastalığından dolayı hiç bir destek sağlamadığını, hastaneye dahi götürmediğini, defalarca insanlar içerisinde yobaz, örümcek beyinli, neresi güzel bunun şeklindeki söylemlerine yıllarca devam ettiğini,yatak odamızda ruhum sıkılıyor, bu nedenle uyuyamıyorum dediğini, senin sevilecek neyin var dediğini, aralarındaki her şeyin kavga ve şiddete döndüğünü, eşinden korktuğu için darp raporu almadığını iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının aşırı savurgan olduğunu, çevrelerine eve bakmaz, bizi sürekli kısıtlar, şunu istediğimde almaz kızar şeklinde ilgisiz alakasız iftiralarla kendisini küçük düşürmeye çalıştığını, şiddete yatkın ve aşırı kıskanç olduğunu, çocuklarının; baba annemin huyunu biliyorsun sen sus karşılık verme şimdi siniri geçer diye kendisini uyardığını, kendisinin susarken davacının çocuğun psikolojini hiç düşünmeden bağırmalarına devam ettiğini, sürekli başkalarına özendiğini, tüm güven ortamını zedelediğini, boşanma tehdidi ile ekonomik durumunu aşar isteklerde bulunduğunu, sürekli borca soktuğunu, gerek iş gerek ailesine bu durumdan dolayı mahcup olduğunu gururunun incindiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına karşı değişik zamanlarda ve süreklilik arz eder şekilde şiddet uyguladığı, tarafların, erkeğin birlikte uyumak istememesi nedeniyle yatakları ayırdığı, kadının son hadisede pavyona gitmesini öğrenmesi üzerine tarafların tartıştıkları ve akabinde erkeğin kadının boğazını sıktığı, erkeğin kadına yönelik iddialarının ispat edilemediği, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğu; ortak çocuğun annesinin yanında kalması, ihtiyaçlarının annesi tarafından karşılaması, idrak çağında olan çocuğun görüşü de nazara alınarak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, erkeğin üzerine kayıtlı taşınmazlar ve kira geliri olduğu hususu ile gelir ve gider miktarları, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak kadın ve çocuk lehine tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına; tarafların evli kalmış oldukları süre, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu davranışları, kadının evlilik birliğinden beklediği menfaatlerin zarara uğramış olması, paranın alım gücü, kadının kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaati hakkaniyet ilkesi nazara alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin boşanma davasının reddine, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 12.000,00 TL maddî ve 13.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka şartlarının oluşmadığı, miktarların yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. ... kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre takdir edilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ispatlanmış bir kusurunun olmadığı, kusur belirlemesinde hata edilmediği, asıl davanın reddine ve karşı davanın kabulüne dair verilen kararın doğru olduğu; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, evlilik süresi, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında, kadın eş yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat ile nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, kadın eş yararına takdir edilen yoksulluk nafaka miktarının az olduğu; velâyeti anneye bırakılan ortak çocuğun yaşı, bakım, sağlık ve eğitim giderleri, paranın alım gücü dikkate alındığında, müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına,kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının diğer, erkeğin ise tüm istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, delillerin değerlendirilmesinde hata yapıldığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, affedilen ve dava tarihinden sonra meydana gelen olayların hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka şartlarının oluşmadığı, miktarların yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki dava ve fer'îleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.... kadın vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre takdir edilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.