Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1107 E. 2023/3929 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında istinaf incelemesinin kapsamı, boşanma hükmünün kesinleşip kesinleşmediği ve davacı erkeğin ölümü nedeniyle davanın konusunun kalıp kalmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadın, istinaf başvurularında hükmün tümü yönünden inceleme talep etmiş olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi'nce istinaf inceleme sınırlaması hatalı yapılarak sadece kusur belirlemesi ve fer'i hususlar yönünden inceleme yapıldığı, davacı erkeğin Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra vefat etmesiyle de evliliğin sona ermesi ve davanın konusuz kalması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/743 E., 2022/1418 K.

DAVA TARİHİ : 07.03.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Lüleburgaz Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/755 E., 2022/120 K.

Taraflar arasındaki davacı erkek tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; daha önce boşanma davası açtığını ancak hastalığı nedeniyle eşinin isteklerini kabul ederek yeniden bir araya geldiklerini, eve döndükten 15 gün sonra kendisine bakmadıklarını, akrabalarının bakmasına da izin vermediklerini, ilaçlarını vermedikleri gibi yiyecekte vermediklerini, jandarmayı arayarak hasta nakil aracı ile evden ayrıldığını, tedavisinden sonra yaşlı bakım evine bırakıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, 5 yıl ayrılık sırasında çok kez eve çağırdığını ancak erkeğin dönmediğini, erkeğin artık her şey güzel olacak tarlayı satacağım, evin eksiklerini gideririz, kredileri kapatırız. 3.000,00 TL maaşım olur, ayrıca bakım parası alırız dediğini, kendisine cazip gelen bu teklifi kabul ettiğini,bir gün sonra kardeşi razı olmadığından tarlayı satamadığını, aracı satarak kardeşinin oğluna vereceğini söylediğini, geçmiş yıllarda da defalarca kardeşi ve ailesine yardımda bulunduğu, karşılığını almadığını hatırlatınca tartıştıklarını, sinkaflı küfür ve hakaretler ettiğini,üstüme gelme, kendimi öldürürüm, eve yalnız gitme diye tehdit etmesi üzerine sen aynısın, seninle aynı evde yaşamak istemiyorum dediğini, 17.02.2019 günü benzer bir tartışmada yine tehdit ettiğini, evden çıkınca korktuğu için kapıyı kilitlediğini, içeri almak istemediğini, davacının da jandarmayı aradığını iddia ederek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 24.12.2019 tarih ve 2019/128 Esas, 2019/612 Karar sayılı kararı ile şiddetli geçimsizlik nedeniyle erkeğin evden ayrılarak 20.02.2019 tarihinden itibaren huzur evinde kalmaya başladığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2019 tarih ve 2019/128 Esas, 2019/612 sayalı Kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından eksik inceleme yapıldığını, delillerin kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, gerekçesiz hüküm kurulmasının doğru olmadığını, davanın kabulünün hatalı olduğunu, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafaka talebi hakkında hüküm kurulmadığını ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2021 tarih ve 2020/755 Esas, 2021/1602 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi’nin vermiş olduğu karardan sonra mahkemenin yargı çevresinde Aile Mahkemesinin kurulduğu, davanın görevli ve yetkili Aile Mahkemesine devredilmek üzere hükmün bozulması gerektiği gerekçesi ile diğer hususlar incelenmeksizin davalının istinaf talebinin kabulü ile 4787 sayılı kanunun geçici bir maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının tümden kaldırılmasına, dosyanın yargı çevresi içindeki görevli ve yetkili Aile Mahkemesine devredilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile feragatten önceki olayların affedildiği, tarafların bir araya geldikleri, erkeğin 20.02.2019'dan itibaren huzur evinde kaldığı, davalının davacıya bakmak istemediği, hastalığına rağmen evden atmaya çalıştığı, gebersin gibi kelimeler kullandığı, bunların eşe karşı duygusal şiddet eylemleri olduğu, davacının da davalıya küfür ettiği, bunun da duygusal şiddet eylemi olduğu, belirlenen kusurlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu; devam eden tedbir nafakası ilamı olduğu bu nedenle kadının tedbir nafakası isteminin reddine karar verilmesi gerektiği; kadının süresinde olmayan maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği; kadının aile konutu şerhi talebi hakkına usulüne uygun davası bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve derecesinin hatalı olduğunu, buna bağlı olarak boşanmaya karar verilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya karar verilecek ise kadının kusurunun olmadığını bu nedenle boşanma ile yoksulluğa düşeceğinin sabit olduğunu, yoksulluk nafaka talebinin reddinin hatalı olduğunu, ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı kadının kusur belirlemesi ve lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmakla; tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, tanık beyanları, olayların gelişimi, davalının dolaylı ikrar mahiyetindeki beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, kadına yüklenen kusurlar yerinde olmakla birlikte, erkeğin de kadına hakaret, küfür ettiği, kadını tehdit ettiğinin sabit olduğu,kararın kusur gerekçesi ve derecesi erkek aleyhine düzeltilmesi gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu; kadının yoksulluk nafaka talebinin süresinde olmadığı, yine de yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmamasının hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının diğer istinaf istemlerinin 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi ile buna bağlı olarak davanın kabulünün hatalı olduğunu erkeğin tam ve ağır kusurlu olduğunu, kadının yoksulluk nafaka talebi hakkında verilen kararın hatalı olduğunu, tedbir nafakası dosyasında kadının haklı olduğunun ispatlandığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davası nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesince istinaf sınırlamasının eksik yapılıp yapılmadığı, İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma hükümünün kesinleşip kesinleşmediği, evliliğin davacı erkeğin ölümü ile son bulup bulmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,181 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 331 inci, 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Erkek tarafından açılan boşanma davasında yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2019 tarihli kararı ile davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmiş ve hüküm davalı kadın vekili tarafından boşanma hükmü dahil tüm yönlerden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2021 tarihli gönderme kararı ile yargı çevresinde aile mahkemesinin kurulduğu, davanın görevli mahkemeye devrinin sağlanmak üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiş. Kararın davalı kadın vekili tarafından boşanma hükmü dahil tüm yönlerden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadının süresinde olmayan yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara davalı kadın vekili tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası talebi hakkında verilen karar yönünden temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere davalı kadın vekili tarafından her iki istinaf başvurusunda da hükmün tümü yönünden istinaf başvurusu yapılmış olmasına karşın Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuru sınırlaması hatalı yazılarak sadece kusur belirlemesi ve fer'îler yönünden inceleme yapıldığı anlaşılmaktadır. Erkek tarafından açılan dava, boşanma kararı ile sonuçlanmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden sonra ancak boşanma hükmü henüz kesinleşmeden davacı erkek 13.12.2022 tarinde vefat etmiş ve evlilik ölümle son bulmuştur. Davanın konusu kalmamış olmakla bu konuda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Yukarıda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde Hürriyet'e iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.