"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/509 E., 2022/3081 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeninden hüküm
kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Afşin 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/255 E., 2021/551 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı asıl dava dilekçesinde özetle; davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kızının altınlarını borcu olduğunu söylerek aldığını, aldattığı kadına verdiğini öğrendiğini, davalının alkol kullandığını ve alkollü şekilde eve gelip hakaret, tehditlerde bulunduğunu ve şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin tarafına verilmesini ve çocuklar için ayrı ayrı 500,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL nafaka ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili tahkikat aşamasında sunduğu 15.03.2021 tarihli beyan dilekçesi ile çocuk yararına aylık 1500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, lehine 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 350.000,000'er TL maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin, davacıyla evlilik birliği devam ederken ...isimli başka bir kadınla gayrimeşru şekilde yaşamaya başladığı, davacı kadının bunu öğrenmesine rağmen davalıyı affettiği, ancak davalının halihazırda gayrimeşru ilişki kurduğu ...isimli kadınla birlikte yaşadığı ve davalının bu kadınla olan birlikteliğinden bir tane daha çocuğunun olduğu, taraflar arasındaki mevcut ayrılık durumunun yaklaşık olarak 2 yıldır devam ettiği ve tarafların ayrı kaldıkları süre zarfında davalının gerek davacı gerekse davacıdan olan ortak çocuklarıyla ilgilenmediği, bu surette davalının evlilik birliğinden kaynaklı yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihmal ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu davacı kadının kusursuz olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Furkan Güldağ'ın velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 500,00-TL tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına aylık 750,00-TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; nafaka ve tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemiyle, tüm yönlerden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, evlilik süresi, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında, kadın eş yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacının ispatlanmış kusurunun bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin boşanmanın kabul kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının makul ve hakkaniyete uygun olduğu ancak davacı kadının dava dilekçesinde yoksulluk nafakası talep etmemiş olduğu, davacı vekilinin beyan dilekçesinde de talebin genişletilmesi bakımından ıslaha gerek olmadığının bildirildiği, davalı tarafın davacının bu isteğine açıkça muvafakat etmediği, bu durumda, ıslahın da söz konusu olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" kararı verilmesi gerekirken, davacının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru bulunmadığı gerekçesi ile; kadının tazminatların miktarları dışındaki istinaf isteminin esastan reddine, tazminatların miktarlarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası dışındaki istinaf isteminin esastan reddine, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf isteminin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakasına ilişkin usulüne uygun bir talebi bulunmadığından, yoksulluk nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; beyan dilekçesinde yoksulluk nafakası taleplerinin de olduğu, mahkemenin bu durumu gözden kaçırmış olabileceği, kadın ve çocuk yararına hükmolunan nafaka ve tazminat miktarlarının da az olduğunu belirterek; kararı yoksulluk nafakasının reddi, çocuk yararına hükmolunan nafaka miktarları ile kendisi yararına hükmolunan nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının davasını ispat edemediği, maddî durumunun yetersiz olup tazminatları ödeme gücünün olmadığı, kusurların hatalı olduğunu belirterek; hükmün tümü yönünden kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davacı kadının usulüne uygun yoksulluk nafakası talebi bulunup bulunmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat ile kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların yasal koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı, 141 inci, 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (4721 sayılı Kanun'un 182 nci maddesinin ikinci fıkrası) Hakim, bu hususu boşanmaya karar verirken, talep olup olmadığına bakmaksızın re'sen gözetmek zorundadır. Bu nedenle iştirak nafakası isteminden geleceğe yönelik feragat edilemeyeceği gibi ve ıslaha gerek olmaksızın da iştirak nafakası talep edilebilir veya iştirak nafakası yönünden talep miktarını artırabilir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Furkan yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi ve davacı kadın vekilinin 15.03.2021 havale tarihli beyan dilekçesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakasının miktarı yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2. Davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Turan'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Meryem'e iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.