Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1115 E. 2023/1993 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların karşılıklı boşanma davalarında, boşanmanın fer'ileri olan kusur, velayet, maddi ve manevi tazminat ile nafaka miktarlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2376 E., 2022/2352 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 21.09.2019 - 20.11.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas

hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/124 E., 2022/513 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı erkek vekilinin başvurusunun esastan reddine ve davalı-davacı kadın vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların en son olayda erkeğin çocuğu gezmeye götürmek istemesi nedeniyle tartıştıklarını, kadının tartışmayı ailesine anlattığını, babasının kendisine ve ailesine hakaret edip saldırdığını, tehdit ettiğini, kadının da erkeği evden kovduğunu, kadının erkeği sürekli olarak kovduğunu, evliliğin başından beri "ben seninle neden evlendim, kronik hastalığın var, üstelik boşanmışsın, seninle maddi beklentim olduğu için evlendim" dediğini, kadının geçimsiz ve uyumsuz olduğunu, çocuğa ailesinin bakması konusunda ısrar ettiğini, ailenin sürekli ortak hanede olduğunu, tarafların özel hayatının kalmadığını, her olaya müdahale ettiklerini, her yaşananı ailesine anlattığını, erkeğe hakaret ettiğini, yatağı ayırdığını, erkeğin ailesini istemediğini, çocuğun kendi ve kendi ailesi dışında kimseyle iletişim kurmasını istemediğini ve evin giderlerine katkı sunmadığını, sürekli maddi talepleri olduğunu, aşağıladığını, çevredeki erkeklerle kıyasladığını, ailesinin hakaretlerine sessiz kaldığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; asıl davadaki iddialarına ek olarak annenin ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına engel olduğunu iddia ederek; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; tarafların en son olayda kadının hasta olduğu için erkeğin annesinin evine gitmek istememesi nedeniyle tartıştıklarını, erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığını, çocuğu ve ailesini öldürmekle tehdit ettiğini, aileye saygısız konuşup kadının babasının üstüne yürüdüğünü, aileyi silahla tehdit ettiğini, kadını para vermeye mecbur bıraktığını, yatağı ayıranın erkek olduğunu, fiili ayrılıkta erkeğin rahatsızlığı nedeniyle hastanede yattığını, kadın ve çocuğun ziyaret ettiğini ancak onlara soğuk davrandığını, onları istemediğini, ailenin ve erkeğin çocuğa özen göstermediğini, kadın müdahale ettiğinde de hakarete uğradığını, bir keresinde kadına şiddet uygulayacakken kendi parmağını kırdığını, annesinin olumsuz yönlendirmesiyle eşine kötü davrandığını, annenin hakaret ve tehditleri olduğunu, çocuğa şiddet uyguladığını iddia ederek; davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava ve birleşen davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; asıl davadaki iddialarına ek olarak erkeğin ortak çocuğu görmeye geldiğinde çocuğa, kadına ve babasına şiddet uyguladığını iadia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

3. Davalı-davacı kadın vekili, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasından sonra dosyaya sunduğu 15.04.2021 tarihli dilekçesi ile kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının asıl dava açıldıktan sonra boşanmak istemediğini beyan etmekle asıl dava tarihinden önce yaşanan olayları affettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşini öldürmekle tehdit eden ve fiili ayrılıkta evin ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamayan erkeğin az, ailesi ile eşi arasında denge sağlayamayan, ailesini sürekli ortak konutta bulunduran, en son babası erkeğe silah çeken ve babası "ben bu evliliği bitirdim, beni buradan kimse çıkaramaz, oğlun erkekse boşanma davası açsın" diyen, eşinin ailesini istemeyen, çocuğu aileye göstermeyen ve eşinin annesine "oğlunu göremeyeceksin, eve gelmeyeceksin, buralarda seni görmeyeceğim" ve eşine "ikinci evliliğin senden adam olmaz" diyen kadının ağır kusurlu olduğu, kadın lehine tazminatlara ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşmadığı, erkeğin tazminatlara hak kazandığı gerekçesiyle; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olması nedeniyle davasının reddedilmesi gerektiğini, erkek lehine hükmedilen tazminatların az olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini ve erkek aleyhine hükmedilen nafakaların miktarının fazla olduğunu belirterek; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet ve nafakalar ile tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle davasının reddedilmesi gerektiğini, tarafların ekonomik durumu dikkate alındığında ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının az olduğunu, nafakanın her yıl artırılmasına karar verilmesi gerektiğini, erkeğin tazminat talebinin kabulünün ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin doğru olmadığını belirterek; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen ve aleyhe hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakasının reddi ve iştirak nafakasının miktarı ile iştirak nafakasına artışa hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflara İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurların gerçekleştiği, İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davanın açılmasından sonra boşanmak istemediğini beyan etmesinin erkeğin asıl dava tarihinden önce olan kusurlarını affettiği kabul edilmişse de kadının duruşmada boşanmak istemediğini söylemesinin af olarak nitelendirilemeyeceği, erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurları yanında yatağını ayırdığı, kadına ve kadının babasına fiziksel şiddet uyguladığı, bu durumda boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu; kusur belirlemesine bağlı olarak kadının tazminat taleplerinin kabulünün gerektiği, uzman raporunda ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına uygun olacağının belirtildiği, çocuk lehine hükmedilen nafaka miktarlarının yerinde olduğu ancak talep edildiği halde iştirak nafakasına her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında artış yapılmamasının doğru olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebi dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında yapılmadığından nafaka hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken talebin reddedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; kadının kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen ve reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakası talebinin reddi ve iştirak nafakasına TÜFE oranında artışa hükmedilmemesine ilişkin istinaf talebinin kabulüne; kusur gerekçesinin kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadın lehine 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminat takdirine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, çocuk için hükmedilen iştirak nafakasına her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında artış yapılmasına; kadının sair ve erkeğin bütün istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olması nedeniyle davasının reddedilmesi gerektiğini, kadının tazminat taleplerinin kabulünün ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini ve çocuk lehine hükmedilen nafakalar ile kadının lehine hükmedilen tazminatlar ve tedbir nafakasının miktarının fazla olduğunu belirterek; kararın kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen ve aleyhe hükmedilen tazminatlar, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, velâyet ve çocuk lehine hükmedilen nafakalar yönünden temyize başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle davasının reddedilmesi gerektiğini, tarafların ekonomik durumu dikkate alındığında ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu ve kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulünün gerektiğini belirterek; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararı ve tazminatların miktarı yönünden temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, tarafların davalarının kabulü ile boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, boşanma kararları doğru ise boşanmaya sebebiyet veren olaylarda hangi eşin kusurlu olduğu, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin süresinde olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına uygun olup olmadığı ve boşanmanın fer'îlerine hükmedilmesinin yasal koşulları bulunuyorsa tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 327 inci, 328 nci 330 uncu ve 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.