Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1116 E. 2023/3988 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldıysa kusurun kimde olduğu, çocuklar için velayet ve nafaka miktarının tespiti, kadın lehine yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usul ve esasa ilişkin bir aykırılık bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde ve hukukun uygulanmasında hata yapılmadığı, nafaka miktarının ve feragat nedeniyle tazminat taleplerinin reddinin hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/434 E., 2022/2693 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/634 E., 2021/787 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalının ailesinin evliliği hiç bir şekilde kabullenmediğini, aralarında mezhep sorunu olduğunu, evliliğin ilk zamanlarda davalı eşi tarafından her ne kadar bu sorun olmamış ise de daha sonra davalının ailesinin etkisinde kalarak evde sorunlar çıkardığını, davalının şahsına yönelik olarak onur ve haysiyetini zedeleyici söylemlerde bulunduğunu iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini ortak çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesini, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, mezhep nedeni ile davacıya kusurlu davrandığının iddiasının gerçek olmadığını, evlenirken davacının mezhebini bildiğini, davacının ailesinin böyle bir ayrım yaptığını davacının bu duruma sessiz kaldığını zaman zaman da bu durumun etkisinde kalarak sorun çıkardığını, davacının sebepsiz bir şekilde ortak konutu terk ettiğini, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesini aksi kanaatte boşanmalarına karar verilmesini,ortak çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesini kendisi için aylık 1.000,00 TL, ortak çocuklar için ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir- iştirak ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında sürekli bir geçimsizlik olduğu ve davalı kadının davacı erkeğin ailesini ve akrabalarını istemediği, " ...da şeref olsa beni boşar" diyerek hakaret ettiği, sürekli olarak davacı erkeği baskı altında tuttuğu; davacı erkeğin ise ailesinin etkisinde kaldığı, onların evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, davacı erkeğin ailesinin davalı kadının alevi olmasından dolayı hakaret ve aşağılayıcı kelimeler kullandığı, ayrı yaşama kararından sonra eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediği, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, sosyal inceleme raporlarında ortak çocukların velâyetinin davalı anneye verilmesinin ve davacı baba ile de kişisel ilişki kurulmasının çocukların yararına olacağı belirtildiğinden, 4721 Sayılı Kanun ile Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi gereğince çocukalrın üstün yararı gereğince ortak çocuklar... ve...in velâyetlerinin davalı annesine verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar için aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir nafakasına davacı asilin kabul beyanına göre kararın kesinleşmesinden sonra aylık ayrı ayrı 600,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, davacı erkeğin manevî tazminat talebi ile davalı kadının maddî ve manevî tazminat, tedbir -yoksulluk nafakası taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, aksi yönde davanın kabulüne karar verilmesi halinde, taleplerinin kabulüne karar verilmesi ve çocuklar için nafaka miktarının düşük olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesi'nce kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın kabulüde delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre; İlk Derece Mahkemesince ortak çocuklar lehine takdir edilen tedbir-iştirak nafakalarının miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, belirlenen kusur durumuna ve davalı kadının 30.11.2021 tarihli duruşmada ıslak imzası ile teyit ettiği beyanına göre davalının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine dair verilen kararın da doğru olduğu kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme kararına esas alınan tanık anlatımlarının zaman mekan bildirilmeyen gerçek dışı beyanlar olduğunu ve kabul etmediğini, davacının daha önceden ... 4 Aile mahkemesi 2020/165 esas sayılı feragat ile sonuçlanan boşanma dosyasının incelenmediğini, aynı iddiaların bu davada dayanak olamayacağını ve dinlenemeyeceğini, duruşmayı avukatsız takip ettiğini ve tazminat taleplerinden vazgeçmenin ne demek olduğunu bilmediğini, feragat beyanının mahkeme hakimi tarafından usulsüz olarak alındığını, maddî manevî tazminat istemlerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, çocuklar için bağlanan nafakanın çok düşük olduğunu, evinin kira olduğunu, kusurun hatalı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini aksi halde tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesi için temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğini temelinden sarsacak ve ortak hayatın devamı taraflardan beklenmeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa kusurun hangi eşten kaynaklandığı, kadın lehine yoksulluk nafakası ve tazminatlara hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı, bu talepler yönünden feragat nedeniyle ret kararının yerinde olup olmadığı, çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 309 uncu ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.