Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1128 E. 2024/1399 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde feragat beyanında bulunmalarına rağmen, davacının davalının mal varlığını eksik beyan ettiğini ileri sürerek katılma alacağı talebinde bulunup bulunamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma protokolünde tarafların karşılıklı mal taleplerinden feragat ettikleri ve davacının protokol imzasını kabul ettiği gözetilerek, davacının sonradan katılma alacağı talebinde bulunmasının dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/27 E., 2022/2076 K.

DAVA TARİHİ : 30.11.2015

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/936 E., 2020/991 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların Bodrum Aile Mahkemesinin 2014/870 esas, 2014/393 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın 25.02.2015 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin haricen öğrendiğine göre davalının Bodrum ilçesindeki banka hesaplarını, müdürlüğünü yaptığı şirketten elde ettiği maaş ve gelirlerini gizlediğini, bu gelirlerinden müvekkilinin edinilmiş mallardan doğan katılma alacağının bulunduğunu belirterek, şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 20.000,00 TL katılma alacağının dava tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı boşandıklarını, boşanmanın maddî sonuçlarını protokol ile belirlediklerini, bu protokole göre hiçbir alacakları ve talepleri olmadığını karşılıklı beyanla imza ettiklerini, davacının geçmişe dönük maddî talepte bulunmasının kötü niyetini gösterdiğini, müvekkilinin boşanma sırasında ve bu dava ikame edilirken belirttiği gelirleri dışında geliri olmadığı gibi adı geçen şirkette de müdür olarak çalışmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının, 03.12.2014 tarihli protokol uyarınca boşanmalarına karar verilmesini istediği, protokolün altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, protokolü özgür iradesi ile imzaladığını açıkça belirttiği, davalı erkeğin de bu anlaşmadaki düzenlemeye güvenerek boşanmayı kabul ettiğine göre, bundan sonra davacı kadının bu protokol hükümlerine aykırı olarak kendinden gizlenen banka hesaplarının ve şirket gelirlerin olduğunu iddia etmesinin ve boşanma davasındaki beyan ve dilekçelerini yok sayarak görülmekte olan bu davayı açıp, protokol hükümlerine aykırı olarak talepte bulunmasının 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 inci maddesinde düzenlenen “Dürüst Davranma” kuralına da aykırılık teşkil etmekte ve hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiği, tarafların boşanma ve mali sonuçları hakkında anlaşarak 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası gereği boşandıkları ve protokolde karşılıklı menkul ve gayrimenkul mal taleplerinin olmadığını hür iradeleri altında belirledikleri, mahkeme huzurunda protokolü özgür iradeleri ile imzaladıklarını, protokolün içeriğini tekrar ettiklerini beyan ettikleri, ayrıca davacının hiçbir zaman protokoldeki imzalarını inkar etmemiş olması dikkate alındığında, boşanma dava dosyasındaki bu belge ve beyanların mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu, tarafları bağladığı, görülmekte olan davada kesin delil niteliğini taşıdığı ve ayrıca davacının bu ikrarına rağmen eldeki davayı açarak tamamen aksini ileri sürmekle dürüstlük kuralına aykırı davrandığı ve bu durumun hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiği davanın sübut bulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının, boşanma davasında verdiği beyanların mahkeme içi ikrar olarak adlandırılan ikrar olduğu, kesin delil niteliğinde olduğu. O halde Mahkemece, davanın reddine karar verilmesinde ve red gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının katılma alacağı bulunup bulunmadığı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 114 üncü maddesi, 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanunu'nun 2 nci, 6 ncı, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesi, 232 nci maddesi, 235 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.