Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1137 E. 2023/4855 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, fiili ayrılık süresinin dolup dolmadığı ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz isteminin reddine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/756 E., 2022/2044 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bergama 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/383 E., 2022/46 K.

Taraflar arasındaki kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince, kadın tarafından açılan davanın erkek tarafından sonradan açılan dava dosyası üzerinde birleştirilmelerine karar verilerek yapılan yargılama sonucunda erkeğin asıl davasının reddine, kadının birleşen davasının ise kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın ... erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı yalnızca ... erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı- davalı tarafın istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı-davacı kadının, ... erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-davacı kadın vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

... erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili 30.07.2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 2015 yılında birlikte hazırladıkları boşanma protokolü ile Bergama 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/490 Esas, 2015/487 Karar sayılı dosyasında boşanma davası ikame ettiklerini, bu davada 05.11.2015 tarihinde tarafların anlaşmalı olarak boşanmasına karar verildiğini, henüz karar kesinleşmeden 22.11.2015 tarihinde kadının beyin kanaması geçirerek hastaneye kaldırıldığını, bunun üzerine erkeğin, kadına refakat ederek insani ve ailevi görevini yerine getirdiğini ve bunun üzerine tarafların barışarak tekrar beraberlik kurduklarını, anlaşmalı boşanma davasında verilen kararı erkeğin 09.12.2015, kadının ise 22.12.2015 tarihinde temyiz ettiğini, bunun üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesince bu hususun feragat olarak değerlendirilerek boşanma hükmünün bozulmasına karar verildiğini, boşanma kararırın 18.01.2016 tarihinde bozulmasından sonra 2016 yılının Nisan-Mayıs aylarında araç satışı ve banka kredileri yüzünden eşler arasında tekrar geçimsizlik başladığını ve bundan dolayı fiili ayrılık gerçekleştiğini, tarafların o tarihten sonra herhangi bir şekilde eşlerin bir araya gelmediğini, kadının da Bergama 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2016/165 Esas sayılı dava dosyasına ibraz ettiği dilekçelerden de fiili ayrılığı doğruladığını, anlaşmalı boşanmanın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine davanın 2016/165 Esas sayılı dava dosyası ile devam ettiğini, bu dosyadan da nihai olarak feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, kararın taraflarca temyiz edilmeksizin 13.07.2016 tarihinde kesinleştiğini, kararın kesinleştiği tarihten bu yana eşlerin fiilen birliktelik gerçekleştirmediğini, 3 yılı ... bir süredir kesintisiz bir şekilde ayrılığın devam ettiğini, kadının da Bergama 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/395 Esas, 2018/122 Karar sayılı dava dosyasında boşanma davası ikame ettiğini, bunun üzerine yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiğini ve kararın henüz istinaf aşamasında olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili 04.09.2019 tarihli asıl davaya cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin bir başka kadınla gönül ilişkisi olduğunu, evlilik süresince sürekli küfür ettiğini, kadının gururunu kırdığını, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma davasından feragat edilmesinin sebebinin erkeğin kadını bir daha aldatmayacağı yönünde söz vermesi olduğunu, ancak tarafların barışarak bir araya geldikten sonra 2016 yılının Nisan ayında erkeğin sadakatsizlik eylemine devam ettiğini, bu davanın ispatlanamadığından reddedildiğini, henüz kesinleşmediğini, geçen süreç içerisinde erkeğin D. İsimli kadından çocuğu olduğunu ileri sürerek davaların birleştirilmesine ve asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili 02.08.2016 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin eviyle ve eşiyle hiç ilgilenmediğini, kazancını kendisi için harcadığnı, çoğu zaman içki içerek ve başka kadınlarla birlikte harcayarak yaşamını sürdürdüğünü, taraflar arasında 2015 yılında anlaşmalı boşanma davası ikame edildiğini, davanın kabul ile sonuçlandığını ancak karar henüz kesinleşmeden kadının sağlık sorunları nedeniyle erkeğin kendisi ile barışma iradesine kadını bir daha aldatmayacağı yönündeki beyanına inanarak itibar ettiğini bunun üzerine davadan feragat ettiğini ve davanın ret ile sonuçlandığını, ancak erkeğin asıl amacının kadının sağlık sorunları nedeniyle kendisine bağlattığı maaşına kadının ölümü halinde el koymak olduğunu, erkeğin sadakatsizlik eylemlerine devam ettiğini, kadının üzüntüden felç olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2018 tarih ve 2016/395 Esas, 2018/122 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak kadın tarafından açılan davanın ispatlanamamış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2018 tarih ve 2018/2396 Esas, 2019/1530 Karar sayılı kararı ile; dilekçeler teatisi tamamlanmadan ön inceleme duruşmasının yapıldığı, kadın tanıklarının tamamının dinlenmediği gerekçesiyle kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının tümden kaldırılmasına, dosyanın yeniden usulüne uygun şekilde yargılama yapılarak karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesinde gönderilmesine kadının sair istinaf itirazları incelenmeksizin karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından açılan boşanma davasının, erkek tarafından daha sonra açılan boşanma dava dosyası üzerinde birleştirilmesine karar verilmiş, davaların yapılan yargılaması sonucunda; erkeğin evlilik birliği içerisinde eşini bir başka kadın ile aldatarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu kadından çocuğunun dünyaya geldiği, kadının kusurlu bir davranışının ise dosya kapsamından ispat edilemediği, dosya kapsamından ve taraf beyanlarından tarafların feragat ile sonuçlanan Bergama Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2016/165 Esas sayılı dosyasından sonra beraber yaşadıkları, tarafların 3 yıl boyunca bir araya gelmeme koşulunun feragat tarihinden sonra hüküm ifade edeceği, bu itibarla he ne kadar davanın kesinleşme tarihi 13.07.2016 olsa da feragat tarihinin 22.12.2015 olduğu ve bu tarihten sonra tarafların beraber yaşadığının sabit olduğu gerekçesiyle erkeğin yasal koşulları gerçekleşmeyen asıl davasının reddine, kadının birleşen boşanma davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

... erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının her iki dava yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.11.2022 tarihli ve 2022/756 Esas, 2022/2044 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle ... erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların 2015 yılı içerisinde kadının erkeği ortak konuttan kovması nedeniyle ayrı yaşadıklarını, fiili ayrılık nedeni ile boşanmanın hukuki şartlarının gerçekleştiğini, kadının boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerek manevî tazminat miktarı bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davası açılabilmesi şartı olan 3 yıllık ayrılık süresinin dosya kapsamında gerçekleşip gerçekleşmediği, birleşen davanın kabulü ve asıl davanın reddine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı ile kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı-davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.... erkek vekilinin temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden ...'e iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.