"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1667 E., 2022/1693 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 17. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/481 E., 2018/939 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava, cevaba (karşı davaya) cevap ve ıslah dilekçesinde özetle; kadının, ortak çocukları müvekkiline karşı kışkırttığını ve çocukların babaya saygı göstermediğini, müvekkilini çocuklarla birlikte evden kovduğunu, cinsel isteklerini reddettiğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini, ayrı bir odada televizyon izlediğini, müvekkili ile ilgilenmediğini, ailesinin sorun ve zorluklar çıkarmasına ses çıkarmadığını, müvekkiline hakaret ve küfür ettiğini, aşağıladığını, müvekkilinin yerine getiremeyeceği taleplerde bulunduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın redine, müvekkili lehine yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, müvekkilini aşağıladığını, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilinin babasını darp ettiğini, onlara kötü davrandığını, çok kez sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin başka kadınlarla sadakat ilkesine aykırılık oluşturacak şekilde görüşmeler yaptığı, eşine küçük düşürücü sözler sarf edip, hakaret ettiği, fiziki şiddet uyguladığı, tarafların bir yıldır fiilen ayrı yaşadıkları, evlilik birliğini temelinden sarsılmasında erkeğin tam ve tek kusurlu olduğu, kadının ise kusursuz olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, tarafların eşit düzeyde gelir sahibi oldukları ve kadının boşanmayla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, uğranılan zararın ağırlığı ve hakkaniyet gereğince 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince yasal faiziyle birlikte 12.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata, aylık 350,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, asıl davanın kabul edilmesi gerektiğini, müvekkiline kusur yüklenmesinin ve kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar ile erkek lehine manevî tazminata hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı olarak da davasının kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, müvekkilinin boşanmakla yoksulluğa düşeceğini, yoksulluk nafakasının reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kusur gerekçesi, maddî ve manevî tazminat miktarları, yoksulluk nafakasının reddi, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma hükmü kurulmaması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;İlk Derece Mahkemesince erkek aleyhine belirlenen ve gerçekleşen küçük düşürücü sözler sarfettiği, hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı vakıalarının sabit olduğu, bu kusurlarının yanında erkeğe eve bakmadığı, evin ihtiyaçlarını gidermediği, bu suretle bakım yükümlülüğünü ihlal ettiği kusurlarının da yüklenmesi gerektiği, erkeğe sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği kusuru yüklenmiş ise de, tanık beyanlarının erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ispata yeterli olmadıkları, erkeğin bu eylemlerinin sadakat yükümlülüğünü ihlal derecesine varmayan güveni sarsıcı davranış niteliğinde bulunduğu, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesinde usul ve yasaya aykırılık yok ise de, kusur gerekçesinin düzeltilmesine, takdir edilen tazminatların tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alındığında az bulunduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulüne, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin 04.10.2017 tarihli ıslah dilekçesinde lehine faiziyle 10.000,00 TL manevî tazminat talebinde bulunduğu Mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğu, her ne kadar esas davanın reddine karar verilmekle boşanmanın fer'isi niteliğindeki bu talebin de reddedildiği anlaşılıyor ise de, açıkça hükümde belirtilmediği için tereddüte sebebiyet vereceği gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası koşulları oluşmadığından erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da, evlere temizliğe giden, celp edilen SGK kayıtlarına göre sigortalı çalışan, en az asgari ücret ile geçinen kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve 20.02.2018 tarihli celsede takdir edilen aylık 350,00 TL nafaka miktarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığına, kadının evlere temizliğe gittiği, 2014 yılından beri kesintisiz sigortalı çalıştığı, en az asgari ücret düzeyinde sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu, eşi ile müşterek malik olduğu evde oturduğu, kira ödemediği, erkeğin de asgari ücretli çalıştığı, aylık 400,00 TL kira ödediği ve bu suretle her iki tarafın gelirlerinin de birbirine yakın olduğu, boşandıktan sonra yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılan kadının, şartları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğine, kadının dilekçeler aşamasında sunduğu hiç bir dilekçesinde açıkça 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca boşanma talebinde bulunmadığı, bu nedenle 162 nci maddeye dayalı olarak boşanma hükmü kurulmamasında isabetsizlik bulunmadığına, tarafların diğer istinaf itirazları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf dilekçesinde de belirttiği sebeplerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile kadın lehine tazminatlara hükmedilmesi ile miktarları ve kadının yoksulluk nafakası talebinin ve erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı tedbir nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkeğin tüm; davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesince erkeğin emekli olduğu, kadının ise ev hanımı olduğu, günlük temizlik işlerine gittiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği ve tarafların eşit düzeyde gelir sahibi oldukları gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince; kadının evlere temizliğe gittiği, 2014 yılından beri kesintisiz sigortalı çalıştığı, en az asgari ücret düzeyinde sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu, eşi ile müşterek malik olduğu evde oturduğu, kira ödemediği, erkeğin de asgari ücretli çalıştığı, aylık 400,00 TL kira ödediği ve bu suretle her iki tarafın gelirlerinin de birbirine yakın olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir. Ancak dosyada yapılan incelemede kadının sigortasının devam etmediği, tanık beyanlarında sürekli ve düzenli olmamakla birlikte evlere temizliğine gittiği, davalı- karşı davacı kadının ise işten çıkarıldığı ve sigortasız olduğu iddiasında bulunduğu dikkate alınarak tarafların usulünce ekonomik ve sosyal durumunun araştırılıp, kadının çalışıp çalışmadığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunup bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, işten ayrılmış ise haklı nedenlerle ayrılıp ayrılmadığı hususlarının belirlenmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafda belirtildiği üzere yoksulluk nafakası yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Muharrem'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Semiha'ya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
#######