"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/368 E., 2022/1889 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/184 E., 2019/615 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, erkeğin karşı davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin, evlilik birliğinin yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediğini, maddî ve manevî katkı sağlamadığını, müvekkilinin maaş kartının erkek tarafından alınarak kullanıldığını, müvekilinin, ikamet ettikleri ve çocuklarının hastalanmasına neden olan rutubetli bodrum katından taşınma taleplerinin karşılanmadığını ve "işine gelirse evin burası, aksi halde istediğin yere gidebilirsin" şeklinde sözler söylendiğini, erkeğin ailesine karşı ilgisizliği ve kötü davranışları, baskısı ve yıldırmaya çalışması gibi olumsuz davranışları sebebiyle müvekkilinin ortak konutu terk etmek zorunda kaldığını ve ayrı eve taşındığını, tarafların 3 yıldır ayrı yaşadıklarını, erkeğin iddialarını ve karşı davasını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin devamının imkansız hale geldiğini ve temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ile 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının davası ile iddia ve taleplerini kabul etmediklerini, kadının müvekkiline karşı sürekli sevmediğini, kendisine alışamadığını söylediğini, soğuk davrandığını ve yatağını ayırdığını, bu nedenle evlilikten doğan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, boşanmayı sürekli dile getirdiğini ve bu amaçla 2015 yılında evi terk ettiğini, kadına terk nedeniyle eve dön çağrısı yapıldığını ancak geri dönmediğini, müvekkilinin hep iyi niyetli davrandığını ve ilişkilerinin bitmesinin hiç istemediğini, kadının daha öncede İstanbul 14.Aile Mahkemesinin 2016/443 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, müvekkilinin gerek açılan önceki davada gerekse bu dosyanın 27.04.2018 tarihli ilk duruşmasında eşini sevdiğini ve ayrılmak istemediğini dile getirdiğini, ancak evi terk eden, eve dön çağrısına rağmen dönmeyen, müvekkilini sevmediğini söyleyen kadının kusurlu olduğunu ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, kadının davasının reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, çocuğunun rahatsızlığı nedeni ile başka eve çıkmak istediğinde erkeğin ve babasının kadına karşı "yaşayacaksa burada yaşayacak, istemezse kapı orada, istediğin yere gidebilirsin" şeklinde birçok kez söyledikleri, erkeğin çocuğun astım hastası olmasına rağmen hastalığı ile ilgilenmediği, kadının çalışmaya başladığında maaş kartını aldığı, kadına yanlızca pazar alışverişi için cüzi miktarda para verdiği, evin giderlerini, kadının ve çocukların ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı, aile işlerinde ücret almadan çalıştığını söylediği, çalışmasına rağmen eve yeterince katkıda bulunmadığı, kadının evde el işleri yaparak evin geçimini temine çalıştığı, bu nedenlerle evlilik birliğinin ortak hayatın devamı taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, tarafların önce evde yatakları ayırdıkları, daha sonra kadının ayrı eve çıkmak sureti ile ayrı yaşamaya başladıkları, biraraya gelme ihtimallerinin kalmadığı, erkeğin iddialarını ispat edemediği, eve dön ihtarı nedeniyle ihtar tarihine kadar var olsa dahi olan olayları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, terke dayalı davasının bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına 300,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kadının ididalarının yirmi yıl öncesine dayandığını, kabul etmediklerini, İstanbul 14. Aile Mahkemesinin 2016/443 Esas sayılı dosyasında, kadının eşini sevdiğini söyleyip açtığı davadan feragat etmesi sebebiyle bu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, affın söz konusu olduğunu, kadının görevlerini yerine getirmediğini, müvekkili aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilecek bir kusurunun olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, erkek aleyhine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İstinaf dilekçesinde İstanbul 14. Aile Mahkemesinin 2016/443 Esas sayılı dosyasında kadının eşini sevdiğini söyleyip açtığı davadan feragat etmesi sebebiyle bu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinin beyan edildiği, incelenen İstanbul 14. Aile Mahkemesinin 2016/443 Esas sayılı dosyasının içeriğine göre, kadının 02.03.2017 tarihli ikinci celsede boşanma hususunda kararlı olduğunu, tanıklarını hazır ettiğini beyan ettiği, erkeğin ise eşini sevdiğini boşanma davasını kabul etmediğini beyan ettiği, Mahkemenin eksiklikleri gidermesi hususunda verilen ihtarata rağmen kesin sürede usulüne uygun dilekçe sunulmadığından kadının tanık dinletme talebinin reddi ile boşanma davasının açılmamış sayılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle dosya kapsamı ile örtüşmeyen istinaf itirazlarına itibar edilmediği, taraflarca süresinde sunulan dilekçelerde dayanılan ve çekişmeli olarak belirlenen vakıalardan, Mahkemece hüküm tesisine esas alınarak erkeğe yüklenen kusurların tanıkların somut, görgüye dayalı, tutarlı beyanları ve sunulan delillerle kanıtlanmış olduğu, kusur belirlemesi ve nitelendirilmesi ile kadının davasının kabulüne, ispatlanamayan karşı davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönlerinden bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya neden olaylarda kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların esası ve miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili, temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kadının ididalarının yirmi yıl öncesine dayandığını, kabul etmediklerini, İstanbul 14. Aile Mahkemesinin 2016/443 Esas sayılı dosyasında, kadının eşini sevdiğini söyleyip açtığı davadan feragat etmesi sebebiyle bu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, affın söz konusu olduğunu, kadının görevlerini yerine getirmediğini, müvekkili aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilecek bir kusurunun olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, erkek aleyhine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, erkeğin karşı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.