"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/26 E., 2022/2074 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1131 E., 2020/525 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba, karşı davaya cevap dilekçesinde; evlilik birliğinin, davalı-davacının sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi, hijyenine ve kişisel bakımına önem vermemesi, ailesine zaman ayırmaması, eve geç saatlerde gelmesi, kahve köşelerinde zaman öldürmesi, ileri düzeyde kumar bağımlısı olması nedeniyle sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, davacı yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, davacı kadın yararına, 150.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, evlilik birliğinin bu aşamaya gelmesinde, davacı-karşı davalı kadının emekli ikramiyesini eve harcamaması, ikramiyeyi kızının aldığı ev için kullanması, torunlarına bakmak bahanesiyle eviyle ilgilenmemesi, yemek yapmaması, müvekkiline ilgisiz davranması, sürekli aşağılaması, sebepsiz kıskançlıklar göstermesi, hakaret etmesi, başkalarının yanında küçük düşürmesi nedeniyle asıl kusurlu taraf olduğunu ileri sürerek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kahve alışkanlığı, birlik görevini ihmal ve evde dağınık olması hususlarının ise af kapsamında kaldığı, davacı-karşı davalı kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın ispat edilemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz oldukları, bu nedenle asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi gerektiği, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarla tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacı-karşı davalı kadının düzenli ve sabit bir geliri olduğu anlaşılmakla tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının tedbir-yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesiyle, kusur gerekçesi, maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi hükümleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; esas davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın yaranına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile reddedilen kendi maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkek aleyhine belirlenen ve gerçekleşen " güveni sarsıcı davranışlarda bulunduğu" maddî vakıasının sabit olduğu, erkeğin bu kusurunun yanında süreklilik arzettiği ve bu sebeple affedildiğinin kabulü mümkün görünmeyen " eve geç geldiği, kahvehane alışkanlığının olduğu, evde dağınık yaşadığı" maddî vakıaları bizzat görgüye dayalı davacı-karşı davalı kadının tanık beyanları ile ispat edildiği halde erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin doğru görülmediği, kadına atfı mümkün hiç bir kusur ispat edilemediği, davalı-karşı davacı erkek tanık beyanlarının bir kısmının erkekten duyumlara, bir kısmının bizzat görgüye dayalı olmayan ifadelere dayandığı, bir kısmının ise yorumlardan ibaret olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesinde usul ve yasaya aykırılık yok ise de, vakıalar yönünden kusur gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, yapılan yargılama ve toplanan delillerden erkeğin; güveni sarsıcı davranışlarda bulunması, eve geç gelmesi, kahvehane alışkanlığının bulunması ve evde dağınık yaşaması nedeniyle birlik görevlerini ihlal ettiği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunduğu, olayların akışı karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, en azından diğer eşin maddî desteğini yitirdiği, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı ancak takdir edilen tazminat miktarlarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları dikkate alındığında az olduğu, hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükmün gösterilmesi gerektiği, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorunda olduğu, tedbir nafakasının davanın her aşamasında talep edilebileceği, tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği, her iki eşin birliğin giderlerine katılma zorunluluğu olduğu, eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacakları, birliğin giderlerine katılmada ölçü ise eşlerin ekonomik güçleri olduğu, nafaka alacaklısı eşin belirli bir gelirinin olması hatta gelirinin diğer eşin gelirinden fazla olması, diğer eşi nafaka yükümlülüğünden kurtarmayacağı, nafaka alacaklısı eşin gelirinin bulunmasının sadece hükmedilecek nafakanın miktarının tayininde gözönünde bulundurulacağı, kadın yararına dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla sunduğu temyiz dilekçesinde; hem çocuklarına bakan, hem mesleğini icra ederek aile geçimine destek sağlayan, 40 yıla yakın bir süre evlilik birliğini sürdürmek için olağanüstü derecede çaba sarf eden müvekkilinin defalarca aldatıldığını, evliliğin tamamen davalı-karşı davacı erkeğin kusurlu davranışları yüzünden sona erdiğini, müvekkili yararına hükmedilen tazminatlar ile tedbir nafakası miktarlarının tarafların kusur durumları, evliliğin süresi, günümüz ekonomik koşulları gözetildiğinde çok az olduğunu, talepleri gibi hüküm altına alınması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî ve manevî tazminatlar ile tedbir nafakasının miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; mesaj kayıtlarının hukuka aykırı olarak ele geçirildiğini, yasak delil olduğu için hükme esas alınamayacağını, müvekkiline yüklenen kusurların ispatlanamadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına, kadının müvekkiline karşı ilgisiz olması ve toplum önünde müvekkilini aşağılamasının sebep olduğunu, kadın yararına tazminat koşulları oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, kendi tanıklarının beyanlarının dikkate alınmadığını, ortak çocukların yanlı beyanlarda bulunduklarını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; iki dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün, erkeğin davasının reddinin ve kadın yararına tazminat ile tedbir nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu ve 174 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı, 297 nci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle mahkemece erkeğe yüklenen "güven sarsıcı davranışlarda bulunma"
vakıasının erkeğe ait telefon görüşmesi dökümü ve tanık beyanları ile de ispatlandığının anlaşılmasına göre taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.