"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2426 E., 2022/2395 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulüyle yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/460 E., 2022/507 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmeştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin tüm sorumluluklarını yerine getirmesine rağmen evlilik birliği içerisinde eşinden ve ailesinden takdir görmediğini, her zaman suçlanan taraf olduğunu, kadının ailesinin erkeğe olan saygısız davranışlarına kadının tepkisiz kaldığını, en ufak şeyleri büyüterek kavga çıkardığını, hiçbir şeyden memnun olmadığını, sürekli şikayet ettiğini, tarafların kadının isteği üzerine Gaziantep'e yerleştikten sonra eş olarak hiçbir şeye ortak karar veremediklerini, kadının ailesinin evlilik birliğine müdahalede bulunduğunu, yalnızken ve toplum içinde hakaretler ettiğini, küçük düşürdüğünü, her tartışmada eşini sevmediğini ve yanına yakıştırmadığını belirttiğini, boşanmak istediğini söylediğini, araç içinde darp ettiğini ve arabadan attığını, bunun üzerine erkeğin Kayseri'ye döndüğünü, tik tok isimli uygulamadan başka erkeklerle konuştuğunu ve isimlerini alnına, boynuna yazdığını, tüm bu nedenlerle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 250.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin hiçbir zaman maddî ve manevî olarak destek olmadığını, evliliklerinin ilk zamanlarında Kayseri'de yaşadıklarını sonrasında ailelerinin ortak kararı ve geçirilen rahatsızlık nedeniyle Gaziantep'e yerleştiklerini, erkeğin Gaziantep'e yerleştikten sonra bir süre çalışmadığını, kadını mağdur ettiğini, alkol alışkanlığının bulunduğunu ve alkol aldığı zamanlarda kadına fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin ve ailesinin kadının rahatsızlığı sebebiyle hakaret ettiğini ve onur kırıcı sözler söylediğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; Kadının kadın hastalıkları nedeniyle tarafların nişanlılık döneminde ameliyat olduğunu, bu durumun erkek ve ailesi tarafından kadına karşı sürekli olarak baskı ve hakaret konusu edildiğini, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadının rahatsızlığını tehdit aracı olarak kullandığını, erkeğin ve ailesinin kadına evlilik birliğinin başından itibaren sistematik bir şekilde baskı ve şiddet uyguladığını, gece geç saatlerde alkollü olarak eve geldiğini, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, ortak konutu terk ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşine karşı ilgisiz olduğu, eşine şiddet uyguladığı, kadının rahatsızlığıyla ilgili olarak hakaret ettiği, kadının ise eşine ve eşinin ailesine hakaret ettiği, eşini beğenmediğini, sevmediğini, yanına yakışmadığını söylediği, " ablam için seni boşarım, boş ol boş ol boş ol," diyerek evden kovduğu, ailesiyle birlikte erkeğe küfür ve hakaret ettiği, sadakat yükümlüğüne aykırı davranarak ayrılık sürecinde başka bir şahısla nişanlandığı, ailesinin sözüyle hareket ettiği, eşinin ailesine küfür ettiği, son olayda erkeği darp ettiği, ayrılık sürecinde tehdit ve hakaret mesajları attığı bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sona ermesinde kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle erkek yararına 8.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadın yararına dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakası takdirine, kadın yararına yasal koşulları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile bunların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tarafların kusur derecelerine nazaran erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle erkeğin tazminat miktarlarına yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle erkek yararına 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınıp erkeğe ödenmesine, kadının tüm, erkeğin ise sair temyiz itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının, erkeğe ve ailesine sürekli hakaret ettiğini, eşini sevmediğini onu beğenmediğini söylediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, erkeği evi terk etmeye zorladığını, fiziksel şiddet iddiasının iftiradan ibaret olduğunu, kadının hastalığı ve tedavi sürecinde onunla ilgilendiğini bu durumu sorun etmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının tamamen kusurlu olduğunu, kadının sadakatsiz davranışları nedeniyle yararına tedbir nafakasına hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşmadığını ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ortak konutu terk ettiğini, kadına sevgi ve özen göstermediğini, erkeğin tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğunu, görgüye dayalı olmadığını, erkeğin ve ailesinin kadına baskı uyguladığını, kadının rahatsızlığı nedeniyle erkeğin bu durumu koz olarak kullandığını, hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, alkol kullanımını alışkanlık haline getirdiğini, erkeğin ve ailesinin kadına sürekli şiddet uyguladığını, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat talepleri, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile bunların miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusur durumlarına göre asıl ve birleşen davaların kabulüne ilişkin şartların oluşup oluşmadığı, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetli olup olmadığı, isabetli ise miktarın hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin kabulüne ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ye yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.