Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1245 E. 2023/4141 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamına göre erkeğin sadakatsizliğinin güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığı, kadının ise mevcut kusurlarına ek olarak müşterek eve ve eşyalara zarar verme eyleminin de kusur olarak yüklenmesi gerektiği, bu durumda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1478 E., 2022/1846 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/436 E., 2021/263 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak bu konuda yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının erkeğe ve ailesine saygı göstermediğini, erkeğin ailesinin refahı için şehir dışında çalışmaya gittiğini, erkek şehir dışındayken kadının defalarca başka erkeklerle görüştüğünü, 2010-2011 yıllarında erkeği aldattığını itiraf ettiğini, kadının yalvarması ve çocukları için evliliğine devam ettiğini, 2014-2015 yılında da kadının sadakatsizlik eylemlerinin erkeğin kulağına geldiğini ancak birebir görmediği için erkeğin kadına inandığını, son olarak 2017 yılında erkek şehir dışında çalışırken kadının telefonlara cevap vermediğini, müşterek eve geldiğinde erkeğe yokmuş gibi davrandığını, aynı yatağı dahi paylaşmadığını, sorduğunda ise kadının "sana ne, sen bana karışamazsın" dediğini, bunun üzerine erkeğin şehir dışından temelli eve döndüğünü, kadının bu durumdan memnun olmayarak saygısız davranışlara devam ettiğini, bu süreçte kadının telefonuna sürekli olarak mesajlar geldiğini, mesajların birinde "müsait olunca ara" yazdığını, 28.07.2017 tarihinde erkeğin ayrılma kararı aldığını, kadının annesi ve ablasının kadını almaya geldiklerinde olay çıkartarak erkeğin annesini dövdüklerini, bu olaya ilişkin soruşturma açıldığını, 30.07.2017 tarihinde kadının müşterek eve gelerek tüm mahalle önünde bağırıp erkeğe ve annesine saldırdığını, balta ile müşterek evi yerle bir ettiğini, erkek müdahale ettiğinde kadın tarafından yumruklarla darp edildiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 500,00TL nafakaya, erkek yararına 250.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, erkeğin sürekli olarak kadın ve çocuklara şiddet eğilimi nedeni ile kadın ve çocukların sığınma evine sığınmak zorunda kaldığını,erkeğin bağımsız konut sağlamadığını, erkeğin ailesinin alt katında oturduklarını, kalıcı bir işte çalışmadığını, sürekli iş değiştirdiğinden kadını ve çocukları farklı şehirlere taşınmaya zorladığını, eve maddî katkı sağlamadığından kadının günlük işlerde çalışarak geçimi sağlamaya çalıştığını, erkeğin sürekli olarak çocukların yanında başka kadınlarla telefonda yatak sohbeti yaptığını, aleni olarak başka karısı ve çocukları olduğunu onlara iyi bakacağını söyleyerek kadına ve çocuklara psikolojik şiddet uyguladığını, 2017 yılı içerisinde elektrik faturasını ödemediğinden iki ay elektriksiz yaşattığını, çocuklara ve kadına sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, kadının kimliği ile telefon hattı satın aldığını ve bu hatları başka kadınların kullandığını, hatların borcu yüzünden kadın aleyhine icra takipleri yapıldığını, buna ilişkin soruşturma dosyası açıldığını, kadın savcılığa başvurduğunda erkeğin cebinde hattı bulduğunu, 28.07.2017 tarihinde asıl darp edilenin kadın olduğunu, kadının konuk evine sığınmak zorunda kaldığını, ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığını belirterek adli yardım talebinin kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakaları ile 30.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... erkeğin davalı-davacı kadının 2011-2012 ve 2015 yıllarında kendisini aldattığını öğrenmiş ise de sonradan barışıp evliliğe devam ettiğini beyan etmesi nedeni ile bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmediği, 2017 yılında itibaren kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasının ise ispatlanamadığı,kadının kimliğini kullanarak adına hat alındığını iddia ettiği, buna yönelik ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından özel belgede sahtecilik suçundan iddianame düzenlendiği, erkeğin hattı kendisinin çıkardığını ve imzaların kendisine ait olduğunu ikrar ettiği, bunun üzerine kadına karşı icra takibi yaptırarak ekonomik şiddet uyguladığı, telefon dökümleri, dosyada mevcut ekran görüntüleri ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, taraflar arasında meydana gelen kavgada tarafların birbirlerine ve birbirlerinin aile bireylerine karşı fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmış olmakla kadının erkeğe ve erkeğin aile bireylerine fiziksel şiddet uygulaması nedeni ile az kusurlu olduğu, erkeğin ise kadına ekonomik şiddet uyguladığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve kadına ve kadının aile bireylerine fiziksel şiddet uyguladığı sabit olduğundan ağır kusurlu olduğu gerekçeleri ile her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk...'in baba yanında kalmak istemesi nedeni ile velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ...'nın anne yanında kalmak istemesi nedeni ile velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile anne-baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk... yararına aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, ortak çocuk ... yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 450,00 TL iştirak nafakalarına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakaları ile 17.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... erkek vekili vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının cevap dilekçesini ve karşı dava dilekçesini süresinde sunmadığını, kusurun hatalı tespit edildiğini, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadın lehine hükmedilen tazminatların ve nafakaların kaldırılması gerektiğini, kadının sadakatsizliğinin af kapsamında kalmadığını, ortak çocuk ...'nın velâyetinin babaya verilmesi ve kardeşlerin birbirinden ayrılmaması gerektiğini, ziynet eşyası alacağı davasında ıslah edilen rakam üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedildiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur, ortak çocuk ...'nın velâyeti, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen tazminatlar, vekâlet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğu, asıl davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilerek aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, ziynet eşyası alacağı davasının kabulü gerektiği gerekçeleri ile asıl davanın kabulü, kusur, vekâlet ücreti, ziynet eşyası alacağı davasının reddi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince ziynet eşyası alacağı davasında vekâlet ücretinin ıslah edilen miktar üzerinden hesaplanıp ... erkek lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile ... erkek vekilinin vekâlet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, hükmün buna ilişkin bölümünün kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak reddedilen miktar üzerinden ... erkek lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine, davalı-davacı kadının tüm, ... erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının cevap dilekçesini ve karşı dava dilekçesini süresinde sunmadığını, kusurun hatalı tespit edildiğini, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadın lehine hükmedilen tazminatların ve nafakaların kaldırılması gerektiğini, kadının sadakatsizliğinin af kapsamında kalmadığını, ortak çocuk ...'nın velâyetinin babaya verilmesi ve kardeşlerin birbirinden ayırılmaması gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur, ortak çocuk ...'nın velâyeti, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönlerinden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecedeki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı , erkeğin tazminat taleplerinin reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuk ...'nın velâyetinin babaya verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle dosya kapsamına göredavacı-davalı erkeğe kusur olarak yüklenen sadakatsizlik vakıasının güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığının, davalı-davacı kadına ise mevcut kusurlarının yanında dosya kapsamı ile sabit olduğu üzere müşterek eve ve eşyalara zarar verme vakıasının da kusur olarak yüklenmesi gerektiğinin, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine ... erkeğin ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.