"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2356 E., 2022/2348 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeninden esas hakkında hüküm
kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/78 E., 2022/297 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ve fer'ilerilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçelerinde; tarafların sık sık tartıştığını, bu tartışmalar sonucu kadının defalarca İstanbul'da yaşayan ailesinin yanına gittiğini, kadının "s..tir git, senden tiksiniyorum, sana ihtiyacım yok." diyerek hakaret ettiğini ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin eşyalarını çöp poşetine koyup iş yerine getirerek topluluk önünde erkeği rencide ettiğini, ortak evin kilidini değiştirdiğini, kadının ortak evi son terk edişinde ortak çocukları halalarına bırakarak " alın çocukları kendiniz yetiştirin, ben sizin çocuklarınıza bakmak zorunda değilim" dediğini, bunun üzerine erkeğin kendi anne ve babasının yanına taşınarak çocukları buraya getirdiğini, yaklaşık üç yıldır çocukları ile birlikte yaşadığını, kadının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evlendikleri günden bu yana kadının kendi anne ve babası için para talebinde bulunduğunu ve maddî destekte bulunmazsa evliliği sürdürmeyeceğini belirttiğini, annelik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, erkeğe sinkaflı küfürler ettiğini, kadının birleşen dava dilekçesindeki iddialarının asılsız olduğunu, tarafların köyde anne ve babasının evinden ayrı bir evde oturduklarını, erkeğin kadın evde otururken ev sahibini arayarak kirayı ödemeyeceğini belirtmediğini, böyle bir durum olsa idi hakkında icra takibinin olması gerektiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ve ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçelerinde; tarafların evlilik sonrası ...'de bulunan erkeğin ailesinin yanına gittiklerini, sonra tarafların İstanbul'a gelerek buradan ev tutuklarını ve altınları bozdurarak bu eve eşyalar alındığını, kadının evlendiği günden beri tekstil atölyesinde işçi olarak çalıştığını, kadının hamileliğinde gelişen böbrek rahatsızlığı nedeni ile hastanede yattığını ancak erkek ve ailesinden ilgi görmediğini, kadının erken doğum yaptığını, erkeğin kadına bakamayacağını söyleyerek kadını kendi ailesinin yanına gönderdiğini, kadının tüm ihtiyaçlarının ailesi tarafından karşılandığını, daha sonra birlikte erkeğin ailesinin yanına köye gittiklerini ve altı ay köyde kaldıklarını, tekrar İstanbul'a döndüklerinde kadının ikinci çocuğa hamile kaldığını, erkeğin bu sırada çalıştığı iş yerinde patronun izni olmadan malları satması nedeni ile kadına da hakaret ve küfürler ederek ...'ya kaçtığını, kadının hem hamile hem de küçük bebekle çaresiz kaldığını, erkeğin ev sahibini arayarak artık kirayı ödemeyeceğini, İstanbul'a dönmeyeceğini ve kadını evden çıkartabileceğini söylediğini, bir kaç gün sonra evden atıldığını ve kendi ailesinin yanına gittiğini, kadın ikinci çocuğa yedi aylık hamile iken erkeğin barışmak istediğini ve ev tutacağını belirtmesi üzerine kadının teklifi kabul ederek erkeğin ...'deki ailesinin yanına gittiğini ancak erkeğin İstanbul'da kaldığını ve söz verdiği evi tutmadığını, kadının ikinci doğumu köyde erkeğin anne ve babasının evinde yaptığını, çocuğun daha kırkı çıkmadan 2016 yılı Eylül ayında kayınbabası tarafından bastonla dövüldüğünü, kadının acılı aradığını ve yardım istediğini, eve jandarma geldiğini, çocukların hasta olduğu bir günde erkeğin ailesinden çocuklara bakma konusunda yardım istediğinde "senin çocuğuna biz mi bakacağız, ne halin varsa gör" dediklerini, olanları erkeğe anlattığında erkeğin umurunda olmadığını, erkeğin ailesinin kadının telefonunu elinden aldığını, kadının bunlara dayanamayarak çocuklar ile birlikte İstanbul'daki kendi ailesinin yanına gittiğini, bir ay sonra erkek ve erkeğin annesinin İstanbul'a gelerek kadın ile konuştuklarını, erkeğin annesinin "çocuklara köyde ben bakarım, siz İstanbul'da çalışıp ev alana kadar para biriktirin" diyerek çocukları alıp götürdüğünü, çocuklar köye gidince kadının yine tekstil işinde çalışmaya başladığını, bu arada evin tüm masrafların erkek ile birlikte yarı yarıya ödediğini, bu dönemde erkeğin eve gelmemeye başladığını, şüphelenince telefonuna baktığını ve başka kadınlarla mesajlaştığını gördüğünü, kadının biriktirdiği paraları da alarak kendi hesabına yatırdığını,kadının pandemi nedeni ile iki ay çocuklarının yanına geldiğini ve geri İstanbul'a döndüğünde evin çöp ev haline geldiğini, odalarda bira şişeleri olduğunu ve başka kadınların geldiğine dair kıyafetlerin olduğunu gördüğünü, erkek ile konuştuğunda ise erkeğin hakaret ve küfür ederek "beğenmiyorsan defol babanın evine dön" dediğini, erkeğin çalıştığı sebze meyve halinin tuvaletine kadının telefon numarasını yazdığını, hattını değiştirmek zorunda kaldığını, erkeğin ailesinin maddî taleplerde bulunduğunu, para göndermezse çocukları göstermemekle tehdit ettiklerini belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinde belirtilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı birleşen davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, nafaka taleplerinin her yıl ÜFE-TÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı kadın tarafından sunulan ses kaydına ilişkin CD'nin dökümü yaptırılmış ise de ... erkeğin haberinin ve rızasının olmaması, ses kaydının edinim tarihi ve bu seslerin taraflara ait olup olmadığı kesin suretle tespit edilemeyeceğinden kusur belirlemesinde bu delile itibar edilmediği, ... erkek tanıklarının somut beyanda bulunmadıkları, bu nedenle davalı-davacı kadının kusuru ispatlanmadığından asıl davanın reddi gerektiği, davalı-davacı kadının tanıklarının görgüye dayalı anlatımlarından ... erkeğin tarafların ...'de köyde bulundukları dönemde ailesi için bağımsız konut temin etmediği, ... erkeğin eve haftada bir geldiği ve gidip bir daha gelmediği, bu nedenle erkeğin evlilik birliğinin tarafına yüklediği birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği, söz konusu tanığın eşini arayarak "ben Ebru'dan ayrıldım, artık kira ödemeyeceğim, Ebru'yu evden çıkarmanızı istiyorum" demekle eşine karşı ekonomik şiddet uyguladığı, birlik yükümlülüklerini ihlal ettiği, bu eylemleri ile tam kusurlu olduğu, ortak çocukların ayrı yaşanılan süreçte baba ve kök ailesi yanında kaldığı, babanın velâyeti almasına engel bir durum bulunmadığı, ortak çocuk ...'nin beyanları ve dosya kapsamında aldırılan sosyal inceleme raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde babanın velâyet yükümlülüğünü ihmal edeceği konusunda olumsuz bir kanı oluşmadığı ve çocukların alıştıkları düzenin korunması gerektiği, davalı-davacı kadının duruşmada geliri bulunduğu, babası ile iş kurma planı olduğu ve dubleks ev tutabileceğini belirtmesi nedeni ile nafakaya muhtaç hali bulunmadığına kanaat getirilerek kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi gerektiği, ... erkeğe yüklenen kusurların kadının kişilik haklarını ihlal etmemesi nedeni ile kadının manevî tazminata talebinin reddi gerektiği, boşanma sonucu eşinin maddî desteğini yitirmesi nedeni ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve kusur dereceleri dikkate alınarak kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, ortak çocuk ... yararına aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, erkeğin ve kadının manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusurunun bulunmadığını, dilekçeler aşamasında dayanılmayan vakıaların kusur olarak yüklendiğini, kadının tam kusurlu olduğunu, bu nedenle asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddi gerektiğini belirterek asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kusur, hükmedilen maddî tazminat, aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti, reddedilen manevî tazminat yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocukların velâyetinin babaya verilme gerekçesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 21.04.2022 tarihli sosyal inceleme raporunda çocuğun yaşı itibari ile ebeveynin yönlendirmesine açık olduğunun belirtildiğini, çocukların yaşı itibari ile anneye muhtaç olduklarını, babanın İstanbul'da ikamet ettiğinin ispatlandığını, dosyaya sunulan görüntü ve ses kaydının değerlendirmeye alınmadığını, nafaka ve tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu belirterek velâyet, reddedilen nafaka ve manevî tazminat yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddi ve birleşen davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde, kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kadının düzenli geliri olması nedeni ile yoksulluk nafakası talebinin reddinde, erkeğin tam kusurlu olması nedeni ile manevî tazminat talebinin reddinde ve kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur dereceleri göz önüne alınarak manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, velâyet yönünden yapılan değerlendirmede ise Mahkemece dinlenen ortak çocuğu ...'ın beyanından sonra dinlenen sosyal çalışmacı ...'in tarafından çocuğun ebebeyin yönlendirmesinde olduğunun beyan edildiği, yine dosyaya sunulan adli görüşme değerlendirme formunda da çocuğun doğrudan ya da dolaylı baskı ve yönlendirmeye maruz kalmış olabileceğinin bildirildiği, ortak çocukların küçüklükten beri anne ve babalarının İstanbul'da çalışmaları dolayısıyla dedeleri ve babaanneleri ile birlikte yaşadıkları, bakım ve gözetimlerinin dede ve babaanneleri tarafından yapıldığı, her ne kadar ... babanın çocukların yanında kaldığı kabul edilmiş ise de, ... babanın...'da sebze ve meyve halinde çalıştığının tanık beyanlarından ve dosyaya sunulan otobüs bilet kayıtlarından anlaşıldığı, çocukların velâyetleri babaya verildiği takdirde çocukların hem anne hem de babalarından ayrı yaşamak zorunda kalacakları, davalı-davacı annenin velâyeti alma konusunda istekli olduğu ve velâyeti almasına engel herhangi bir durumunun tespit edilemediği, çocukların yaşı ve anneye olan ihtiyaçları dikkate alındığında velâyetlerinin annelerine verilmesi ve velâyetleri anneye verilen ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile ... erkeğin tüm, davalı-davacı kadının ise yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine, davalı davacı kadının velâyete ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla velâyetleri anneye verilen ortak çocuk ... yararına aylık 300,00 TL ve ortak çocuk ... yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakalarına, kararın kesinleşmesinden itibaren ise her çocuk için ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakalarına, davalı-davacı kadın yararına yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı-davacı kadının ortak çocukları bırakıp gittiğini, çocukların beş yıldır baba yanında kaldığını, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporları ve hakim eşliğinde ortak çocukların dinlenmesi sonucu velâyetlerin babaya verilmesine karar verildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin ise dosya üzerinden inceleme yaparak velâyetleri anneye verdiğini, böylelikle çocukların alışkın olduğu düzenin değiştiğini, annenin evinin oda sayısının az olduğunu ve anneanne ve dede ile birlikte yaşlı babaannenin olduğunu, çocuklar ile çok ilgilenilemeyeceğini, bu nedenlerle velâyetlerin babaya verilmesi gerektiğini, erkeğin bir kusurunun bulunmadığını, kadının dilekçeler aşamasında dayanmadığı sebeplerle kadının davasının kabulüne karar verildiğini, asıl davanın kabulü gerektiğini, hükmedilen maddî ve manevî tazminatın kaldırılması gerektiğini belirterek kararın asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kusur, velâyet, hükmedilen maddî ve manevî tazminat, reddedilen manevî tazminat, aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecedeki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, birleşen davanın kabulü ile kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyetin babaya verilmesinin gerekip gerekmediği, asıl davanın reddi ile erkeğin manevî tazminat talebinin reddi kararının doğru olup olmadığı, vekâlet ücretine doğru hükmedilip hükmedilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davalı-davacı kadının dava dilekçesinden tarafların ...'de köyde kısa süre kaldıktan sonra İstanbul'da ortak eve taşınıp çalışmaya başladıklarının anlaşıldığı, bu sebeple ... erkeğe kusur olarak yüklenen ...'de köyde bulundukları dönemde bağımsız konut sağlamadığı vakıasının kaldırılması gerektiği, ancak diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin yine tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.