"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1844 E., 2022/1886 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/83 E., 2021/ 1218 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 42 yıldır evli olup ortak çocuklarının olmadığını, erkeğin H.Ş. isimli bir kadınla gayri resmi evlendiğini ve eve getirdiğini ve bu kadından dört tane çocuğu olduğunu, çocukların üçünü müvekkilinin üzerine kaydettirdiğini, erkeğin alkol bağımlısı olduğunu, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret edip ailesine zarar vereceğini söyleyerek tehdit ettiğini, müvekkilinin son olayda gördüğü şiddet üzerine annesinin evine sığındığını, erkeğin iddilarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini beyanla zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle; kabul görmediği takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebepleri ile tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100,000,00 TL maddî ve 100,000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; eşinin davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kabul etmediğini, eşinin bir hastalık geçirdiğini, buna yönelik tedavi de gördüğünü, bir süre sonra da evlilik dışı bir ilişkisinin olduğunu, bu ilişkiden çocuklarının da olduğunu, eşinin bu yaşanılanlardan haberi olduğunu ve hiç bir şeyi saklamadığını, bununla ilgili bir sorun yaşamadıklarını, çocuklardan üç tanesinin de eşinin üzerine kayıtlı olduğunu, bu olayların 35 yıl önce olduğunu, herhangi bir kusur olmadığını, alkol bağımlısı olmadığını, eşinin evi terk ettiğini beyanla eşinin davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: kadının zina sebebine dayalı davasının, kadının, erkeğin zina eylemini öğrendiği tarihten itibaren davanın süresinde açılmadığından; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı davasının, erkeğin şiddet eyleminin davanın kabülünü gerektirecek boyut ve nitelikte olmadığından; suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı davasının, erkeğin suç işlediğinin veya hakkkında kovuşturma bulunduğu ispatlanamadığından ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği; tüm dosya içeriğinde ki deliller ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, yıllar önce başka bir kadınla evlilik dışı birliktelik yaşadığı, kadını eve kuma olarak getirdiği, hatta bu evde kadınla yaşamaya zorladığı ve bu kadından çocuklarının olduğu, kadının bunu istemese de, korkutulduğu ve maddî gücü olmadığı için katlandığı, bu nedenlerle erkeğin tam kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 162 nci ve 163 üncü maddelerine dayalı boşanma taleplerinin ayrı ayrı reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 500,00TL, karar tarihinden karar kesinleşene kadar 750,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek, eşinin bir hastalık geçirdiğini, buna yönelik tedavi de gördüğünü, bir süre sonra da evlilik dışı bir ilişkisinin olduğunu, bu ilişkiden çocuklarının da olduğunu, eşinin bu yaşanılanlardan haberi olduğunu ve hiç bir şeyi saklamadığını, tanıkların yönlendirme ile beyanda bulunduğunu iddiaların gerçek olmadığını, eşinin evi kendisinin terk ettiğini, herhangi bir kusurunun bulunmadığını, maddî ve manevî tazminat ile nafakaya karar verilmesinni hukuka aykırı, miktarlarının ise fahiş olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; zina hukuki nedenine yönelik boşanma talebinin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, erkeğin gayri resmi eşiyle birlikte yaşamaya devam ettiğinin anlaşılması karşısında zina eyleminin temadi ettiğinin kabulünün gerekeceği, bu anlamda kadın tarafından zina hukuki nedenine dayalı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmediği, ancak istinaf edenin sıfatı dikkate alınmak suretiyle bu yanlışlığa değinilmekle yetinildiği, erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği ve boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, Mahkemece tarafların boşanmaların karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, davacının kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamında kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde, düzenli işi ve geliri bulunmayan, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın yarına yoksulluk nafakası takdir edilmesinde de usul ve kanuna aykırı bir durum bulunmadığı, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşullarına göre, takdir edilen maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarlarının makul olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek, eşinin bir hastalık geçirdiğini, buna yönelik tedavi de gördüğünü, bir süre sonra da evlilik dışı bir ilişkisinin olduğunu, bu ilişkiden çocuklarının da olduğunu, eşinin bu yaşanılanlardan haberi olduğunu ve hiç bir şeyi saklamadığını, tanıkların yönlendirme ile beyanda bulunduğunu iddiaların gerçek olmadığını, eşinin evi kendisinin terk ettiğini, herhangi bir kusurunun bulunmadığını, maddî ve manevî tazminat ile nafakaya karar verilmesinni hukuka aykırı, miktarlarının ise fahiş olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.