"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/867 E., 2022/1971 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulüyle yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/804 E., 2019/1082 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının ziynet alacağı davasının esası hakkında bir karar verilmek üzere ise dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı talepli davası hakkında verilen İlk Derece Mahkemesine gönderme kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince temyize tabi olmayıp, kesin niteliktedir. Bu sebeple, davacı-karşı davalı erkek vekilinin bu talebe ilişkin gönderme kararına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-karşı davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı kadının, erkeğe aşağılayıcı sözler söylediğini, ekonomik sorunlar nedeniyle tartışma çıkardığını, kadının 8 ay süre ile kök ailesinin yanında kaldığını, erkeğin ise 30.03.2015 tarihinde kadına eve dönmesine yönelik ihtar çektiğini, sonrasında evliliği sürdürme kararı aldıklarını, ancak kadında hiçbir değişiklik olmadığını, sürekli harçlığının yetmediğini, istediği gibi yaşayamadığını, yeni bir semte taşınmak istediğini belirterek kavgalar çıkardığını, erkeği aldatmakla suçlayıp hakaret ve küçük düşürücü sözler sarf ettiğini, tartışmanın büyümemesi için erkeğin aynı apartmanda yaşayan bir akrabasına gittiğini, akşam eve döndüğünde kadını balkonda evliliği boyunca hiç giymediği dekolte bir kıyafetle görüldüğünü, bunun sebebini sorması üzerine kadının hakaret ettiğini ve balkonda bağırmaya başladığını, erkeğin bu duruma engel olmaya çalışması üzerine kadının cam kase ile erkeği yaralamaya teşebbüs ettiğini, ayakkabı fırlattığını, valizini kapının önüne çıkardığını, erkeği bıçakla tehdit edip çocuğu istediğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına ekonomik şiddet uyguladığını, ev ve çocuğun ihtiyaçları için yeterince harçlık bırakmadığını, bağımsız konut temin etmediğini, evin anahtarının erkeğin aile fertlerinde bulunduğunu, kadını darp ettiğini, parmaklarını kırıp incittiğini, evlilik sözleşmesi imzalamaktan kaçınması nedeniyle şiddet uyguladığını, ilgilenmediğini, kadının evin içinde giydiği askılı tişörtünü bahane ederek saldırdığını, ölümle tehdit ettiğini, devamlı agresif ve sinirli davrandığını, kadının ailesini küçük görüp annesine küfür ettiğini, hakaret ve küçük düşürücü sözler söylediğini, düğünde takılan ziynetlerin erkeğin uhdesinde olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline, cins ve miktarı dava dilekçesinde yazılı olan ziynetlerin aynen iadesine, aksi halde bedelinin erkekten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının evi terk ederek eşine duygusal şiddet uyguladığı, eşinin işlerinin ve maddî durumunun bozulması nedeniyle eşi hakkındaki söylemleri nedeniyle duygusal şiddet uyguladığı, erkeğin ise eşine yeterli para vermeyerek duygusal şiddet uyguladığı, ayrıca tarafların birbirlerine fiziksel şiddet uyguladığı ve birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettikleri, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaç olması ve sosyal inceleme raporundaki tespitler neticesinde velayetinin anneye bırakılmasına, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren aylık 350,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra ise aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına ise dava tarihinden itibaren aylık 350,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, kadının yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin ise kadının çalışmaya engel bir durumunun olmaması nedeniyle reddine, tarafların kusur durumlarına göre talep ettikleri maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynetlere ilişkin davasını ... bırakmış olması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ile ziynet alacağı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının eşi ile hayatın geçmeyeceğini ve eşi ile yaşamak istemediğine yönelik söylemlerde bulunduğu, son yaşanan tartışma esnasında erkeğin kadını darp ettiği, kadının da erkeği bıçakla tehdit ettiği, bu olaydan sonra kadının konutu terk ettiği, kadının darp edilmesi nedeniyle evden ayrılmasından dolayı kendisine kusur yüklenemeyeceği, tarafların boşanma sebebi olarak dayandıkları diğer vakıaları ispatlayamadığı, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüyle boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, tarafların kusur durumlarına göre kadının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat taleplerine ilişkin yasal koşulların oluştuğu gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının kabulüne, kadın yararına kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 650,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL manevî tazminat takdirine, kadının yargılama aşamasında maddî tazminat talebi olmadığından istinaf dilekçesi ile talep ettiği maddî tazminat isteminin reddine, kadın vekilince ziynet eşyalarına ilişkin taleplerinin ... terk edildiği belirtilmiş ise de erkek vekilince 18.12.2019 tarihli duruşmada bu talebi kabul etmediklerinin bildirildiği, hal böyle olunca kadının karşı davasındaki ziynet talebine ilişkin harcın tamamlatılması suretiyle davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin ziynet alacağına yönelik istinaf itirazlarının kabulüne, belirtilen eksikliklerin tamamlanması amacıyla dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin işlerinin bozulduğu dönemde kadının erkeğe aşağılayıcı sözler söylediğini, ondan baba ve adam olmayacağı yönünde hakaret ettiğini, ekonomik açıdan erkeği yetersiz gördüğünü, erkeği tehdit ederek ortak konutu terk ettiğini, tartışmanın yaşandığı gün erkeğin kadını darp etmediğini, kadının darp raporunu olay gününden 3-4 gün sonra almasının şüpheli olduğunu, yalnızca balkondan içeri çektiğini, kadın yararına manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakasının süresiz olarak belirlenmemesi gerektiğini, kadının ziynet alacağına ilişkin iddiasını ispatlayamaması nedeniyle bu talebi hakkında ret kararı verilmesi gerekirken harç ikmali yoluna gidilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevî tazminat ile yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasına süresiz olacak şekilde hükmedilmiş olması ile ziynet alacağı davasında verilen gönderme kararı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına manevî tazminat ve yoksulluk nafakası ödenmesine şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, yoksulluk nafakasının aylık olarak ödenmesine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 355 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince kadının evi terk ederek eşine duygusal şiddet uyguladığı, eşinin işlerinin ve maddî durumunun bozulması nedeniyle eşi hakkındaki söylemleri nedeniyle duygusal şiddet uyguladığı, erkeğin ise eşine yeterli para vermeyerek duygusal şiddet uyguladığı, ayrıca tarafların birbirlerine fiziksel şiddet uyguladığı ve birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettikleri, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl ve karşı boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ile reddedilen yoksulluk nafakası talepleri yönünden, davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kadının eşi ile hayatın geçmeyeceği ve eşi ile yaşamak istemediğine yönelik söylemlerde bulunduğu, son yaşanan tartışma esnasında erkeğin kadını darp ettiği, kadının da erkeği bıçakla tehdit ettiği, bu olaydan sonra kadının konutu terk ettiği, kadının darp edilmesi nedeniyle evden ayrılmasından dolayı kendisine kusur yüklenemeyeceği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin esastan reddine, kadının kusur belirlemesine, reddedilen yoksulluk nafakası ile reddedilen manevî tazminata yönelik istinaf talebinin ise kısmen kabulüyle erkeğin ağır, kadının az kusurlu sayılmalarına, kadın yararına aylık 650,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal şartları oluştuğundan kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının yargılama aşamasında maddî tazminat talebi olmadığından, istinaf dilekçesindeki maddî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevî tazminat ile yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilmiş olması yönünden temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yeniden kusur belirlemesi yapılarak gerekçe kısmında kadına, "erkeği bıçakla tehdit ettiği" kusuru yüklenmesine ve erkekten de İlk Derece Mahkemesince yüklenen "eşine yeterli parayı vermeyerek duygusal şiddet uyguladığı" kusuru çıkarılmış olmasına rağmen erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olmakla gerekçe ile hüküm arasında yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan kararın münhasıran bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden Bölge Adliye Mahkemesince verilen gönderme kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.