Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1289 E. 2023/5192 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin hükümlerin yerindeliği ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile hukuk kuralları gözetilerek, yerel mahkemenin kusur belirlemesi, maddi tazminat miktarı, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/337 E., 2022/1294 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/770 E., 2019/1019 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evlilik birliğini ekonomik kazanç elde etmede araç olarak kullandığını, sadakatsiz davrandığını, manevî ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, fena muamele ve onur kırıcı davranışta bulunduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının evlendikten sonra, daha önce maddî durumu konusunda erkeğe yalan söylediğini itiraf ederek bankaya yüklü miktarda borçlu olduğunu bildirdiğini, erkeğin ilk evliliğinden olan çocuğunu benimsemediğini, çocuğu ile görüşmesini engellemeye çalıştığını, saldırgan, kavgacı ve aşırı kıskanç davrandığını, hakaret ederek aşağıladığını, tehdit ettiğini belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına erkek yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların düğününde, düğün, kuaför ve tüm giderleri kadının ödediği, tarafların evlenip Dubai'ye gittikleri, 1,5 yıl Dubai'de yaşadıkları, erkeğin Dubai'de kursa gittiği, çalışmadığı, sık sık oğlunu görmek için yurda gelip gittiği, kadının gelip gitmesini istemediği, erkeğin bir arkadaşının tarafların yanına Dubai'ye geldiği, bir süre taraflarla kaldığı, kadının bu durumda soğuk davrandığı, erkeğin gidiş-geliş, kurs vs. giderlerini kadının karşıladığı, tarafların maddî ve manevî anlaşamadıkları, kafalarının uymadığı, tarafların yurda dönüş yaptıkları, kadının parasının erkeğin hesabına yatırıldığı, yurda döndükten sonra araba alındığı, erkek üzerine kayıt edildiği, ev kurulduğu, erkeğin Etiler'de 2-3 ay çalıştığı, evden işe geliş gidiş olarak sabah 2 saat akşam 2 saatin yolda geçtiği, bazı günler iş yerine biraz yakın olan annesinde kaldığı, erkeğin veterinerlik işyeri açması için ...'de dükkan baktıkları, depozito verdikleri, işyeri için malzemeler almaları konuşulduğu, tarafların işyeri açma konusunda anlaşmazlıklar yaşadıkları, erkeğin, kadın yokken giderek depozitoyu geri aldığı, aracı sattığı, erkeğin, kadının ailesi ile görüşmesini engellemeye çalıştığı, hesabına yatan paraları harcadığı, kadının annesine "ben karı parası yiyeceğim" dediği, kadını maddî kaynak gibi gördüğü, tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, erkeğin, kadının telefonunu engellediği; kadının da erkeğin çocuğunu görmesini istemediği ve soğuk davrandığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden itibaren 700,00 TL tedbir nafakası takdirine, kararın kesinleşmesiyle 25.200,00 TL toplu yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle 40.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin maddî-manevî tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadının annesine, "ben karı parası yiyeceğim" dediği vakıasına dayanılmadığı ve bu konudaki tanık beyanının duyuma dayalı olduğu, düğün masraflarının kadın tarafından karşılandığı vakıasından sonra ise evlilik birliğinin devam ettiği ve bu durumun kadın tarafından hoşgörü ile karşılandığı gerekçesiyle bu iki kusurun erkeğe yüklenmesinin hatalı olduğu, öte yandan erkeğin evlilik birliği içerisinde çalışmadığı, kadını maddî kaynak olarak gördüğü, kadın tarafından yatırılan parayı harcadığı, tarafların erkeğin iş yeri açması konusunda anlaşmazlık yaşadıkları, erkeğin kadını ailesi ile görüşmesin engellemeye çalıştığı, kadının telefonlarını engellediğinin sabit olduğu, kadına yüklenen soğuk davranma ve eşinin çocuğunu görmesini istememesi kusurlarının da kadının istinaf yasa yoluna başvurmaması nedeniyle kesinleştiği, yine de erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu ancak erkeğin kusurlu hareketlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olmaması nedeniyle kadının manevî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, dosya içeriğindeki ekonomik ve sosyal durum araştırmasında kadın çalışmıyor olarak belirtilmiş ise de; kadın tanıkları tarafından kadının çalıştığının bildirildiği, tarafların ekonomik durumunun birbirlerine denk olması sebebiyle kadın yararına yoksulluk nafakası ödenmesine ilişkin koşulların oluşmadığı gerekçesiyle erkeğin kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile manevî tazminata yönelik istinaf taleplerinin kabulüyle İlk derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ve tazminatlara ilişkin hüküm fıkralarının bütünüyle kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle koşulları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat ödenmesine, kadının manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin kusur tespitine yönelik istinaf talebinin, dayanılan ve ispat edilen vakıalar yönünden hükmün gerekçesinin düzeltilerek, sonuçta erkeğin ağır, kadının az kusurlu olması nedeniyle reddine, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile maddî tazminat taleplerine yönelik istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, mahkemece erkek aleyhine yüklenen kusurların hatalı olduğunu, erkeğin evlilik öncesinde birikmiş parası olduğunu, eşini maddî kaynak olarak görmediğini, erkeğin harcadığı paranın kadının bilgisi dahilinde olduğunu, kadın yararına maddî tazminat ödenmesine ilişkin yasal şartların gerçekleşmediğini, miktarın fahiş olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen maddî tazminat ile miktarı, kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin çalışmadığını, kadın üzerinden geçimini sağladığını iş bulmak için çaba sarf etmediğini, sadakatsiz davrandığını, tarafların yurtdışından dönerken kadın tarafından emanet edilen paranın erkek tarafından harcandığını, dava dilekçesinde iddia edilen kusurların tanıklar tarafından beyan edilerek dosya kapsamında ispatlandığını, kadının Türkiye'ye döndükten sonra iş bulamayarak yoksulluğa düştüğünü, ailesinin yardımıyla geçimini sağladığını, erkeğin, kadından aldığı paralarla başka kadınla Lüks hayat yaşadığını, kadının düzenli bir işinin olmadığını, aile birliğinin devamı için Dubai'den dönmek durumunda kaldığını, manevî tazminat talebi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi ile yoksulluk nafakası ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının kişilik haklarının ihlal edilip edilmediği ve buna bağlı olarak kadının manevî tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre kadının yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmadığı ve kadın yararına maddî tazminata hükmedilme şartları oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.