Logo

2. Hukuk Dairesi2023/128 E. 2023/1483 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, kesinleşen kusur durumuna göre hükmedilen manevi tazminat miktarının ve yoksulluk nafakasının reddinin hukuka uygunluğu ile kesinleşen hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bozmaya uyularak verilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığı ve bozma kapsamı dışında kalan hususların kesinleşmesi nedeniyle, kadının temyiz itirazlarının reddiyle İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/187 E., 2022/588 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVANIN KONUSU : Karşılıklı Boşanma

DAVA TARİHİ : 21.09.2015 - 06.11.2015

HÜKÜM/KARAR : Bozmaya uyularak kısmen kabul, kısmen ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın tarafından talep edilen yoksulluk nafakası ile erkek tarafından talep edilen manevî tazminat hakkında yeniden hüküm tesis edilerek, kesinleşen yönlerden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına hakaret ettiğini sürekli tartışma çıkardığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kıskançlık gösterdiğini, kadının ailesiyle görüşmesine izin vermediğini, cep telefonu kullanmasına izin vermediğini ve ahlak dışı cinsel isteklerde bulunduğunu iddia ederek, öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi uyarınca, olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın lehine 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuk lehine 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, yine kadın lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, 11.450,00 TL değerindeki ziynet eşyalarının da kadına aynen iadesine veya bedelinin davalı-karşı davacı erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, uyarılara rağmen başka erkekler ile görüşmeye devam ettiğini, ortak çocuğun bakım ve gözetimiyle ilgilenmediği, ona şiddet uyguladığını, ortak çocuk ile erkeğin görüşmesine engel olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 60.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.04.2018 tarihli ve 2015/958 Esas, 2018/398 Karar sayılı kararıyla; davacı-karşı davalı kadının başka erkeklerle sık sık ve geç saatlerde görüşmek ve mesajlaşmak suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalı-karşı davacı erkeğin ise, kadına hakaret ettiği, kadının ailesi ile görüşmesini engellediği ve aile yükümlülüklerini yerine getirmediği, açıklanan kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu oldukları, erkeğin kusurlarının 4721 sayılı Kanunun'un 162 nci maddesinde düzenlenen hareketleri kapsamadığından bahisle davacı-karşı davalı kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca talep ettiği boşanma davasının reddine, asıl ve karşı davanın 4721 sayılı Kanun'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin sosyal inceleme raporu ile çocuğun anne bakım ve şefkatine olan ihtiyacı göz önünde bulundurularak anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve devamında yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir, 325,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle kadının maddî ve manevî tazminat talebi ile erkeğin manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı talebini ... bıraktığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili kusur tespiti, erkeğin kabul edilen boşanma davası, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı olarak açtığı davasının reddi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden; davalı-karşı davacı erkek vekili ise, kusur tespiti, aleyhine hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları, velâyet düzenlemesi, manevî tazminat talebinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2018/3526 Esas, 2021/960 Karar sayılı kararıyla; davacı-karşı davalı kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı davası hakkında istinaf başvurusu bulunmadığından boşanma hükmünün 11.09.2018 tarihinde kesinleştiği yönünde yapılan tespit ile İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğundan bahisle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili kusur tespiti, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar ve manevî tazminat talebinin reddi yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 25.01.2022 tarihli ve 2021/8231 Esas, 2022/542 Karar sayılı ilamıyla, erkeğe kusur olarak yüklenilen kadına hakaret etme vakıasının ispatlanamadığı, bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, öte yandan davacı-karşı davalı kadının, ortak çocuğa sürekli fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği, tarafların gerçekleşen kusur durumlarına göre davalı-karşı davacı erkek lehine uygun bir miktar manevî tazminata hükmedilmesi ile kadının ağır kusurlu olması nedeniyle de 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca talep etmiş olduğu yoksulluk nafakasına ilişkin isteminin reddine karar vermek gerektiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, erkeğin sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bozma kapsamı dışında kalan kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ağır kusurlu olan davacı-karşı davalı kadının yasal koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı-karşı davacı erkeğin manevî tazminat talebinin yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kısmen kabulüyle erkek lehine 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kesinleşen boşanma ve diğer fer'î talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, ailesiyle görüşmesine engel olduğunu, cinsel şiddet uyguladığını, kadının ihtiyaçlarına duyarsız kaldığını, evin temel ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, erkeğin kıskanç tavırları olduğunu ileri sürerek kararın kusur tespiti, aleyhine hükmedilen manevî tazminat ile miktarı, kendi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davası neticesinde kadının ağır, erkeğin az kusurlu bulunarak kesinleşen kusur durumlarına göre erkek lehine hükmedilen manevî tazminat miktarının kanuna uygun olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddes ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-karşı davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.