"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/517 E., 2022/1895 K.
KARAR : Başvurunun kabulüyle kısmen esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/330 E., 2020/497 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının erkeği gelir kapısı olarak gördüğünü, erkeğin sürekli kadının avukatı tarafından rahatsız edildiğini ve nafaka konusunda erkeğe baskı yaptığını, erkeğin İstanbul 13. Aile Mahkemesinin 2016/436 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, ancak davasının hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, kadının ortak çocuğu babasına karşı kışkırttığını, ortak çocuğun babasına hakarette bulunduğunu, kadının da erkeğe hakaret ettiğini, yüzüne tükürdüğünü, tehdit ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin boşanma davası açmayı alışkanlık haline getirdiğini, davalarını ispatlayamadığını, bazıları takipsiz bıraktığını, davalar kesinleşmeden bir diğerini açtığını, davalarda bağlanan nafakaları ödemediğini, eldeki dava ile önceki açılan boşanma davasında aynı vakıalara dayandığını, açtığı davalardan sonra tarafların yakınlarını arayıp kadına tek kuruş vermeden boşayacağını söyleyerek kadını aşağıladığını, kadın ile ortak tanıdıklarını arayıp yalancı şahitlik yapması konusunda baskıcı davrandığını, kadını ve tanıkları tehdit ettiğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, 5 yıldır eve gelmediğini ileri sürerek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi durumunda ise kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkeğin İstanbul 13. Aile Mahkemesi'nin 2016/436 Esas sayılı dava dosyasında boşanma ve fer'îleri ile ilgili dava açmış olduğu ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda 02.05.2017 tarihli kararla erkeğin davasının reddine karar verildiği, bu ilamda erkeğin evden ayrıldığı, kadının ayrı yaşanılan dönemde ameliyat geçirdiği halde erkeğin bundan haberi olmasına rağmen kadının sağlığı ile ilgilenmediği, erkeğin tam kusurlu bulunması suretiyle davanın reddine karar verildiği, yine erkeğin İstanbul 7. Aile Mahkemesi'nde 2017/396 Esas sayılı dava dosyası ile boşanma davası açtığı, 31.05.2017 tarihinde boşanma ve ferilerine ilişkin açmış olduğu davayı takipsiz bırakarak bu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, dinlenen tanık beyanlarından davalı kadının, davacı erkek tarafından daha önce açılan davalardan sonra ve bu davadan önce erkeği "Bunlar senin iyi günlerin, o çocuğu sana düşman edeceğim" diyerek tehdit ettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, 750,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflara yüklenen kusurlu davranışların sabit olduğu, erkeğin ayrıca fiili ayrılık döneminde evi ile çocuğu ile ilgilenmeyip maddî katkıda bulunmadığı, boşanmaya yol açan olaylarda yine de erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumlarına nazaran kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarının az olduğu, kadının tazminatlara faiz işletilmesini talep etmesine rağmen bu konuda karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle kadının yüklenmeyen vakıaya, yoksulluk nafakası ile maddî tazminatın miktarına ve tazminatlara faiz uygulanmamasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, kadın yararına boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakası ile kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların dosya kapsamında ispatlandığını, kadının ortak çocuğu babasına karşı doldurduğunu, erkeğe hakaret ve tehditvari cümleler söylediğini, ortak çocuk ile arasını bozduğunu, mahkemece yüklenen kusurların hatalı olduğunu, kadının 9 yılı ... süredir asgari ücretin üzerinde gelir getiren bir işte çalıştığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte erkekten kaynaklı bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.