"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2474 E., 2022/1855 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulüyle yeniden esas hakkında hüküm
kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kuşadası 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2016/667 E., 2019/412 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, evliliğin başından beri kadına karşı psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sinkaflı sözler sarf ettiğini, aşağıladığını, evden uzaklaştırılmasına karar verildiğini, akşam eve geliş gidiş saatlerinin belli olmayıp her gece içki tükettiğini, psikolojisi bozuk asabi bir yapıda olduğunu, kadına ekonomik şiddet uyguladığını, erkeğin tam kusurlu hareketleri neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası bağlanmasına, boşanma kararı kesinleştikten sonra nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, yine kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının önceki evliliğinden olan oğlunun da taraflarla yaşadığını, kadının yaklaşık 1 senedir yataklarını ayırdığını, evden haksız yere uzaklaştırma kararı aldırarak erkeğin eve girmesine engel olduğunu, kış günü sokakta bıraktığını birlik görevlerini yerine getirmediğini ileri sürerek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından erkeğin psikolojik şiddet uyguladığı ve aşağılayıcı sözler söylediğine ilişkin vakıalara dayanılmışsa da tanıklar tarafından bu yönde bir geçimsizliğe şahit olmadıklarının belirtildiği, erkeğin alkol kullandığı ve bu durumun evlilik birliğine zarar verdiği kadın tarafından iddia edilmişse de erkeğin alkol kullandığının sabit olduğu ancak kullanılan alkolün günlük hayata zarar verici nitelikte bir etkiye sahip olmadığının tanıklar tarafından belirtildiği ve erkeğin alkol etkisiyle kötü davranışlarda bulunduğuna ilişkin tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, erkeğin ekonomik durumunun yerinde olmamasına ilişkin vakıanın da dosya kapsamında ispatlanamadığı, öte yandan davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının önceki evliliğinden olan oğlunun tarafların ortak konutunda kalmasının evlilik birliğini sarstığının iddia olunduğu ancak bu vakıaya ilişkin tanık beyanlarının kadının önceki evliliğinden olma oğlunun ortak konutta kalmasının tarafların evliliğinde sorunlara yol açmadığına ilişkin olması nedeniyle hükme esas alınmadığı, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğine ilişkin olarak ise evde yemek yapmak eyleminin eşlerden sadece birine yüklenememesi nedeniyle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesi ile ispatlanamayan asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; kadının reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince iddiaların ispat edilemediği gerekçesiyle kadının davasının reddine karar verilmiş ise de davacı-karşı davalı kadının bildirmiş olduğu tanıkların görgüye dayalı, samimi ve inandırıcı beyanları ile erkeğin kadına hakaret içeren sözler söylediğinin sabit olduğu, böylece erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafaka ödenmesine ilişkin koşulların oluştuğu gerekçesiyle kadının istinaf taleplerinin kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının asıl dava yönünden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle asıl davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, infazda tereddüt yaratmaması açısından kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin yeniden düzenleme yapmak suretiyle asıl dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, yasal koşulları oluştuğu gerekçesi ile boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, karşı davanın reddi ve buna bağlı olarak hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin istinaf yoluna başvurulmadığından bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının tanık beyanları ve diğer delillerle ispatlanamadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, kısa süren evlilik birlikteliklerinde kadının önceki evliliğinden olan oğlunun taraflarla beraber yaşadığını, tarafların evlenmeden önce evlilik sözleşmesi yapmış olmalarına rağmen kadının boşanma davasında maddî-manevî tazminat taleplerinde bulunmasının ve İlk Derece Mahkemesince bu yönde karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, evliliğin kısa sürdüğünü ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen maddî-manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusur durumlarına göre kadının davasının kabulüne ve kadın yararına maddî-manevî tazminat verilmesine ilişkin yasal koşulların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarların hakkaniyete uygun olarak belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede sarsıldığının sabit olması gerekir. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının ispat edilememiş olması nedeniyle her iki davanın da reddine karar verilmiş, kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin, kadına hakaret içeren sözler söylediğinin sabit olduğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına maddî ve manevî tazminita karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin kadına hakaret ettiğine ilişkin tanık beyanlarının sebep ve saiki açıklanmayan, inandırıcı olmaktan uzak, soyut izahlardan ibaret olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin kusuruna esas dosya kapsamında başkaca bir delil de bulunmadığı, bu durumda davalı-karşı davacı erkeğin ispatlanan kusurlu bir davranışı olmadığı gözetilerek, kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadının kabul edilen boşanma davası yönünden davalı-karşı davacı erkek yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre erkeğin, kadın yararına hükmedilen tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.