"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tedbir nafakası ve birleşen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı-davacı erkeğin, bahane ile kadını babasının evine bıraktığını, sonrasında kadının erkeği bir çok defa aramasına rağmen erkeğin kadını baba evinden almadığını, tarafların bu tarihten sonra bir araya gelmediklerini iddia ederek kadın yararına aylık 3.000,00 TL, ortak çocuk yararına da aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili birleşen boşanma davasına cevap dilekçesinde; boşanmaya karar verilecek ise ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuk lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, hükmedilen nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacı-davalı kadının evden haksız yere ayrıldığını ifade ederek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalı kadın ile olan evliliklerinin, kadının kusurlu hareketleri neticesinde temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ve ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2021 tarihli ve 2018/1922 Esas, 2021/532 Karar sayılı kararıyla; kadının erkeğin ailesi ile görüşmediği, erkeğin ailesini ortak konuta kabul etmediği, erkeğin ise gece ve alkol hayatının olduğu, kadını baba evine bırakıp ortak yaşamdan kaçındığı ve güven sarsıcı davranışta bulunduğu, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kadının ayrı yaşamada haklı olması nedeniyle tedbir nafakasına hak kazandığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüyle ortak çocuk lehine aylık 750,00 TL, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının davalı-davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.03.2022 tarihli ve 2021/1553 Esas, 2022/595 Karar sayılı kararıyla; davalı-davacı erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, kararın sadece erkek tarafından istinaf edilmesi nedeni ile kadına yüklenen kusurların kesinleştiği, kadının erkeğin kusurlu davranışları dolayısıyla ayrı yaşamakta haklılığını ispatladığı, ortak çocuğun kadının yanında kaldığı, kadının tedbir nafakası davasının kabulünün isabetli olduğu, hükmedilen nafaka miktarlarının ise tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklılarının ihtiyaçlarına göre makul olduğunun anlaşıldığı, bu sebeple erkeğin, asıl davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin esastan reddi gerektiği, gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan, birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, her ne kadar davacı kadının az kusurlu olması nedeni ile davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde değil ise de; ayrılığa sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı erkeğin kusurları gözetildiğinde evliliğin devamında kadın ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile erkeğin kusura yönelik istinaf talebinin esastan reddine, birleşen davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulüyle kararın bu yönden kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi yoluna gidilerek birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporundaki tespitler doğrultusunda ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile babası arasında kişisel ilişki tesisine, asıl davadaki nafaka hükmüyle tekerrür oluşturmamak üzere kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile boşanma kararının kesinleşmesinden sonra aynı miktar üzerinden kadına yoksulluk nafakası ödenmesine, nafakaya her yıl ÜFE oranında artırım uygulanmasına, ortak çocuk lehine aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra aynı miktar üzerinden ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakaya her yıl ÜFE oranında artırım uygulanmasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı yönünden, davalı-davacı erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar, ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin, 12.09.2022 tarih ve 2022/5090 Esas, 2022/6816 Karar sayılı kararıyla davalı davacı erkeğin tüm temyiz itirazları ile davacı-davalı kadının maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarına yönelik temyiz itirazları haricindeki yönlerden tarafların temyiz itirazlarının reddiyle kararın bu yönlerden onanmasına, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları ile paranın alım gücü ve günün ekonomik şartları dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile nafakanın niteliği dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarları yönünden kadın yararına bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilikte geçen süre, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alınarak kadın lehine 70.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminat ile nafakanın niteliği, günün ekonomik şartları ve nafaka alacaklısının ihtiyaçları göz önüne alındığında kadın lehine aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; dinlenen tanık beyanları nazara alındığında erkeğin ekonomik durumunun iyi olduğunu, erkeğin dava tarihinden hemen önce lüks aracını kardeşine devrettiğini, dava tarihinden hemen sonra SGK kaydını sonlandırdığını, erkeğin bilinçli şekilde mal varlığını gizlediğini, kadın tarafından açılan tasarrufun iptali davasında dinlenen tanık beyanlarından da erkeğin muvazaalı şekilde mal kaçırdığını ispatlandığını, muvazaa davasının kabulüne karar verildiğini, hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın bu yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin babasının ortak ve hissedarı olduğu şirketin çok ortaklı bir şirket olduğunu, erkeğin bu şirkette hiç bir hissesinin olmadığını, erkeğin bu şirketin sıradan bir çalışanı olduğunu, ekonomik durumunun iyi olmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tazminatların miktarı ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan birleşen boşanma davası neticesinde az kusurlu bulunan kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarının bozma kapsamında belirtilen ilkelere ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesince kurulan ilk hükümde kadın yararına aylık 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 12.09.2022 tarihli, 2022/5090 Esas, 2022/6816 Karar sayılı ilamı ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, kadın yararına bu kez 70.000,00 maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp, davacı-davalı kadın yararına hükmedilen maddî tazminat halen azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükmü de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3.Bölge Adliye Mahkemesince kurulan ilk hükümde kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 12.09.2022 tarihli, 2022/5090 Esas, 2022/6816 Karar sayılı ilamı ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda kadın yararına bu kez aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası hâlen azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden davacı-davalı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.