"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2659 E., 2022/2566 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/697 E., 2021/569 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ile cevaba ve birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; erkeğin, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline sevgi ve saygı göstermediğini, çalışmak istemediğini, ziynet eşyalarını alıp vermediğini, müvekkilinin ailesinden borç para alıp iade etmediğini, müvekkiline ve ailesine sürekli hakaret ettiğini, küçük gördüğünü, dalga geçtiğini, telefonda tehdit ettiğini, müvekkiline psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddet uyguladığını, erkeğin iddialarının asılsız ve gerçek olmadığını, kabul etmediklerini, erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, erkeğin davasının reddine, açtıkları davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili davaya cevap ile birleştirilen dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu ve kabul etmediklerini, kadının evde muska, büyü olduğunu iddia ederek huzursuzluk çıkardığını, kadının babasının da büyü, muska işleriyle uğraştığını ve evde büyü, muska olduğunu iddia ettiğini, kadının zorla evde tutulduğunu belirterek polise ihbarda bulunduğunu, annesinin ise kızım bu evde yapamayacak ayrılın dediğini, kadının ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, evdeki bir kısım eşyaları ve ablasına ait özel eşyaları alarak ailesi ile birlikte ortak evi terk ettiğini, düğünden hemen sonra kadının babasının ziynetlere el koyarak taraflara vermediğini, kadnın kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, kadının davasının ve taleplerinin reddine, açtıkları davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, eşine küfür içerikli, aşağılayıcı bir şekilde hakaretvari sözler söylediği gibi eşinin ailesine de hakaret içerikli sözler sarfettiği, eşini başka insanların yanında küçük düşürücü harekette bulunduğu, kadının ise henüz evliliklerinin başında evde muska bulunduğundan bahisle kendi ailesinin evliliklerine müdahelede bulunmasına olanak sağladığı, ailesi ile eşi arasında gerekli dengeyi sağlayamadığı anlaşılmakla, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadınınaz kusurlu olduğu, belirlenen kusur durumuna göre taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek düzeyde bir geçimsizliğin olduğu ve devamında taraflar açısından herhangi bir yarar kalmadığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kadının tanıklarının yakınları olduğunu, beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, hükme esas alınarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadın lehine nafaka ve maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe verilen kusurların doğru ve yerinde olduğu, kadına verilen kusurun kadın tarafından istinaf edilmediğinden kesinleştiği, erkeğin birleşen dava dilekçesi ekinde sunduğu mesajların nikahtan sonra düğünden önce olduğu, bu mesajlardan sonra düğün yapılması nedeni ile af kapsamında kalmakla bu mesaj içerikleri nedeni ile kusur verilmemesinde isabetsizlik olmadığı, kadının başkaca kusurunun ispatlanamadığı, geçimsizliğe sebep olan olaylarda kadının az kusurlu, erkeğin ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından her hangi bir yarar kalmadığı, asıl davanın kabulünün doğru ve yerinde olduğu, kadın lehine tedbir nafakası takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin ve hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının yerinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın lehine maddî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen maddî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, verilen kusurların karşı tarafın kişilik haklarını zedelemesi, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın lehine manevî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen manevî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kadının yakınları olan tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, hükme esas alınarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadın lehine nafaka ve maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 90 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.