Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1399 E. 2023/4523 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının reddine ilişkin ilk kararın kesinleşmesinden sonra geçen süre, pandemi nedeniyle durdurulan yasal sürelerin bu hesaba dahil edilip edilmeyeceği, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, kusur durumu, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, ilk boşanma davasının reddine dair kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç yıllık sürenin dolduğu, tarafların bir araya gelmedikleri, erkeğin boşanmaya sebebiyet vermesinden dolayı tam kusurlu olduğu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kuran ve tarafların temyiz itirazlarını reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1831 E., 2022/2774 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/424 E., 2021/324 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; Antalya 3. Aile Mahkemesi'nin 2016/1015 Esas ve 2017/ 300 karar sayılı kararı ile erkek tarafından açılan boşanma davasının reddedildiğini, kararın 17.05.2017 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bu süre içerisinde bir araya gelmediklerini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde; ilk açılan davanın kesinleşmesinden itibaren üç yıllık sürenin dolduğu belirtilmekte ise de pandemi nedeni ile duran yasal sürelerin de hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, tarafların evliliklerinin ve sosyal ilişkilerinin devam ettiğini, erkeğin emekli aylığı yanında sendika şube başkanlığı yaptığından yüksek bir gelirinin bulunduğunu, kadının ise geliri bulunmadığını, erkeğin boşanma için geçerli bir sebep ileri süremediğini belirterek davanın reddine, aksi halde lehine aylık 2.500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakaları ile 100.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında daha önce görülen boşanma davasının reddedildiği, kesinleşme tarihinden itibaren üç yıl iki ay gibi bir sürenin geçtiği, dinlenen tanık beyanlarından tarafların bir araya gelmediğinin anlaşıldığı, haklı sebep olmaksızın evi terk eden ve boşanma davası açmak suretiyle boşanmaya sebebiyet veren erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 40.000,00TL maddî ve 45.000,00TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, erkeğin artık sendikadan maaş almadığını ve sadece emekli maaşı aldığını, bu nedenle hükmedilen tazminatların fahiş olduğunu ve kaldırılması gerektiğini belirterek hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ilk boşanma davasının kesinleştiği tarihten sonra pandemi nedeni ile kesilen yasal sürelerin hesaba katılmadığını, tarafların evliliklerinin hala devam ettiğini, erkeğin kendi kusuruna dayanarak açtığı boşanma davasının hukuka aykırı olduğunu, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının düşük olduğunu, erkeğin sendikadan aylık ücret aldığını ve ayrıca emekli maaşı aldığını, kadının ise maddî durumunun kötü olduğunu, hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarlarının düşük olduğunu belirterek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının ile tazminatların miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu, erkeğin boşanmaya neden olan kusurunun kadının kişilik hakkına saldırı teşkil etmemesi nedeni ile kadının manevî tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesi ile kadının nafakaların ve maddî tazminatın miktarına ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, kadın yararına aylık 1.500,00TL tedbir ve 2.000,00TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00TL maddî tazminata, erkeğin kadın yararına hükmedilen manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile kadının manevî tazminat talebinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, erkeğin sadece emekli aylığı ile yaşadığını, hükmedilen maddî tazminat miktarının fahiş olduğunu ve kaldırılması gerektiğini belirterek maddî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ilk boşanma davasının kesinleştiği tarihten sonra pandemi nedeni ile kesilen yasal sürelerin hesaba katılmadığını, tarafların evliliklerinin hala devam ettiğini, erkeğin kendi kusuruna dayanarak açtığı boşanma davasının hukuka aykırı olduğunu, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının düşük olduğunu, erkeğin sendikadan aylık ücret aldığını ve ayrıca emekli maaşı aldığını, kadının ise maddî durumunun kötü olduğunu, manevî tazminatın kabulü gerektiğini belirterek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı ile manevî tazminatın reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının manevî tazminat talebinin reddi kararının yerinde olup olmadığı ve kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.