Logo

2. Hukuk Dairesi2023/139 E. 2023/1232 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kesinleştikten sonra aile konutu şerhi konulması ve ipotek kaldırılması talebiyle açılan davanın konusuz kalıp kalmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Evliliğin boşanma ile sona ermesiyle aile konutuna sağlanan korumanın da ortadan kalktığı ve aile konutu olma niteliğini kaybeden taşınmazla ilgili açılan davanın konusuz kaldığı gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ...' in 09.11.1980 tarihinde evlendiklerini, taraflar arasındaki yaşanan sorunlar nedeniyle iki yıldır ayrı yaşadıklarını, davacının çocukları ile birlikte aile konutunda yaşadığını, davalının davacının haberi olmadan Türkiye Vakıflar Bankasından kredi çektiğini, onun muvafakatı alınmadan taşınmaz üzerine ipotek tescil edildiğini, davalının bu borçları ödememesi nedeniyle 20.07.2016 tarihinde aile konutunun satılacağına dair tebligatın gelmesiyle davacının olaydan haberdar olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince müvekkilinin muvafakati alınmadan taşınmaz üzerinde tesisi edilen ipoteğin kaldırılmasına, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına ve icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz ipotek edilirken davacının muvafakatının alındığını, bankanın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacının ipotek tesisi sırasında açık rızası bulunduğundan açılan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 26.04.2018 tarih ve 2016/785 Esas, 2018/413 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın halen aile konutu olduğu, dava konusu taşınmaza 14.03.2013 tarihinde 800.000,00 TL borç nedeniyle, 10.07.2014 tarihinde ise 150.000,00 TL borç nedeniyle ipotek tesis edildiği, bankanın ipotek tesis etmeden önce eşin rızasının olup olmadığını açıkça tespit etmek zorunda olduğu, banka kayıtları incelendiğinde davacının iki ayrı imzasının alındığı, Vakıflar Bankası ... Şubesi tarafından 09.07.2014 tarihinde davacı ... ... ... Ayakkabı İmalat İnş. Turz. Ltdşti adına ipotek tesis edilmesine muvafakat ettiğini imzası ile belirttiği, banka kayıtlarında ilk ipoteğin tesisinin 14.03.2013 tarihinde yapıldığı, davacının ilk ipoteğe ilişkin hangi tarihte muvafakat ettiğine dair bir belgenin bulunmadığı, davacıya ait imzalı muvafakat belgesinde tarih ve hangi borç miktarına yönelik ... alındığının da açıklanmadığı, tanık beyanlarına göre davacının okuma yazmasının olmadığı, davalı ...'in bireysel emeklilik yaptıracağını söyleyerek bankaya götürüp imza aldığını belirttikleri, aynı taşınmaz üzerine konulan ilk ipoteğin 14.03.2013 tarihinde yapılmasına rağmen, bu ipotek tesis edilmeden önce davacının açık rızasının alındığının belli olmadığı, sadece 10.07.2014 tarihli ipotekten bir gün önce davacının 09.07.2014 tarihinde ipoteğe karşı rızasının alındığı ancak burada da ... kararında borç miktarının belirtilmediği, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi kapsamında aile konutunun korunması gerektiği, davacının verdiği imza sırasında iradesinin yanıltıldığı gibi ilk ipotek tarihinde de davacının bu ipoteğe hangi tarihte ... gösterdiğinin anlaşılamadığı, ikinci ipoteğe ... göstermiş olsa dahi bunun ilk ipoteğe de ... göstermiş sayılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile ilgili banka tarafından 14.03.2013 tarihinde taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı banka vekili ipotek tarihinde taşınmazın kaydında aile konutu şerhi olmadığını, tarafların konutta oturmadıklarını ve aile konutu olmadığı, dosyaya sundukları iki adet muvafakatnameyi de davacının doldurup imzaladığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.10.2021 tarih ve 2021/689 Esas, 2021/1615 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, dava dilekçesi içeriği ve İlk Derece Mahkemesi gerekçesi uyarınca davaya konu taşınmaz üzerine konulan 14.03.2013 tarihli ipoteğin kaldırılmasına karar verildiğinin anlaşılmasına göre verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalı bankanın istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ SÜREÇ

A.Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili tarafından tedbir kararının yerinde olmadığı, dava harcının eksik alındığı, aile konutu olduğunun ispatlanmadığı, muvafakatnamelerin geçerli olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçe ve hüküm kısmı arasında çelişki olduğu, aleyhe nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi talebiyle temyiz yoluna başvurulmuştur.

2.Dairenin, 14.02.2022 tarih, 2021/10581 Esas, 2022/1253 Karar sayılı ilamı ile; ipotek bedelinin tamamı üzerinden (800.000,00 TL) eksik olan nispi peşin harç tamamlattırılmadan, 80.000,00 TL üzerinden yatırılan harç yeterli görülerek yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; daha önce Mahkemece verilen karar içeriği dikkate alınarak davanın kabulüne, davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile üzerine konulan 14.03.2013 ve 10.07.2014 tarihli ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; tedbir kararının yerinde olmadığını, aile konutu olduğunun ispatlanmadığını, muvafakatnamelerin geçerli olduğunu, 10.07.2014 tarihli ipotek belgesinin geçerliliğinin yeterince incelenmediğini, aleyhe nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi talebiyle temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe:

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, evliliğin boşanma ile sonuçlanması halinde ipoteğin kaldırılması davasının konusuz kalıp kalmayacağı, haklılık durumu, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2.İlgili hukuk

6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 331 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. Bu ... alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma yahut iptal kararıyla sona ermiş ise 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Yapılan incelemede, UYAP sistemi üzerinden alınan aile nüfus kaydına göre tarafların 22.03.2022 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "Karar verilmesine yer olmadığına" dair karar vermek ve yargılama giderleri ile vekalet ücretini, dava tarihi itibarıyla tarafların haklılık durumları dikkate alınarak, tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı banka vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.