"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1588 E., 2022/2637 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/254 E., 2021/195 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının annesinin uzun süreli olarak tarafların müşterek hanesinde kaldığını, evliliklerine müdahale ettiğini, kadının sürekli annesi ile birlikte olmak istediğini, müvekkilinin istek ve ihtiyaçlarını önemsemediğini, müvekkilinin kendi evinde yabancı gibi yaşamak zorunda kaldığını, müvekkilinin kadın tarafından çıkarılan tüm tartışmaları alttan aldığını, kadının müvekkiline hakaret ettiğini, Antalya 6. Aile Mahkemesinin 2011/356 esas sayılı dosyası ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davası açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, ilgili ilamın 27.03.2021 tarihinde kesinleştiğini, tarafların 2014 yılından beri ayrı yaşadıklarını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı ... erkeğin ortak çocukla ilgilenmediğini, arayıp sormadığını, müvekkilini işten çıkarttırdığını, müvekkilinin ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl üfe-tefe oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında Antalya 6. Aile Mahkemesinde görülen ve reddedilen boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren yasal üç yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, davacı erkeğin de müşterek konutu terk ettiğinin sabit olduğu, bu sebeplerle karşılıklı davaların kabulüne karar verildiği, taraflar arasında kadının annesinin evde taraflarla birlikte kalmasından kaynaklı olarak anlaşmazlık yaşandığı, her ne kadar kadının annesinin evde bulunmasından dolayı erkeğin evden ayrıldığını açıklayan erkek tanıkları var ise de, erkeğin evden ayrıldığı tarihe ilişkin daha ayrıntılı beyan veren erkek tanıklarının anlatımlarına göre erkeğin, kadının annesi evden ayrıldıktan sonra müşterek konutu terk ettiği, buna göre erkeğin geçerli bir neden olmaksızın kadını ve çocuğu terk ederek eş sorumluluklarından kaçındığı, tespit edilen bu duruma göre erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu eyleminin, kadının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olmadığından kadının manevî tazminat talebinin reddedildiği, ortak çocuğun velâyeti hususunda alınan sosyal inceleme raporuna göre, küçüğün velâyetinin anneye verildiği, yine sosyal inceleme raporuna göre şahsi ilişkinin yatısız olarak kurulduğu, boşanma ile beklenen menfaatinin zedelendiği değerlendirilen kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata hükmedildiği, tarafların yapılan ekonomik durum araştırmalarına göre kadının boşanma ile yoksulluğa düşme koşulunun oluşacağı, kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabul edildiği, velâyeti anneye bırakılan ortak çocuk için yanların ekonomik durumları ve günün ekonomik koşullarına uygun olarak aylık 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, erkek tarafından 09.03.2021 tarihli dilekçe ile maddî ve manevî tazminat talebinde bulunulmuş ise de, dilekçeler teatisinde ileri sürülmeyen iş bu talep usulünce yasal süresinde istenilmediğinden ilgili talepler hakkında karar verilmediği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, davanın açıldığı 14.03.2019 tarihinden ara karar tarihi olan, 25.06.2020 tarihine kadar davalı ... kadın ve ortak çocuk Berra için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL, 25.06.2020 tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar davalı ... kadın ve ortak çocuk için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası takdirine, hükmedilen tedbir nafakalarının karar kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı ... erkek vekili istinaf dilekçesi ile; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî tazminat yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... kadın vekili istinaf dilekçesi ile; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, nafakalar ve maddî tazminatın miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve ortak çocuk...'nın ihtiyaçlarına göre çocuk için takdir edilen iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu, gibi nafakaların takip eden yıllarda artırılması talebine dair karar verilmemiş olmasının da hatalı olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın az olduğu gibi, tazminat için faiz talepleri hakkında karar verilmemiş olmasının da hatalı olduğu, hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı ... kadın vekilinin istinaf başvurusun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarını kaldırılmasına, ortak çocuk Berra yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak ve her ay ödenmek üzere aylık 1.000,00-TL iştirak nafakasına, nafakanın takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılarak davamına, davalı ... kadın yararına, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak ve her ay ödenmek üzere aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılarak davamına, davalı ... kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 50.000,00 TL maddî tazminatın, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı ... erkekten alınarak, davalı ... kadına verilmesine, davalı ... kadının sair, davacı ... erkeğin tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı ... erkek vekili temyiz dilekçesi ile; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî tazminat ile iştirak nafakasının miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2. Davalı ... kadın vekili tarafından her ne kadar süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuş ise de; Bölge Adliye Mahkemesinin 11.01.2023 tarihli ek kararı ile usulüne uygun muhtıra tebliğine rağmen davalı ... kadın tarafından bir haftalık kesin süre içerisinde temyiz harçlarının yatırılmadığı gerekçesi ile temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, ek karar davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmemiştir.
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ... kadın tarafından açılan boşanma davasında, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, ortak çocuk ve davalı ... kadın yararına hüküm altına alınan nafaka ve davalı ... kadın lehine hükmedilen maddî tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.