Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1477 E. 2023/4306 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur, tazminat ve yoksulluk nafakası miktarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, yargılama ve ispat kurallarına ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçelerine göre usul ve kanuna uygun olduğunu değerlendirerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarını reddederek Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1290 E., 2022/2659 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeninden esas hakkında

hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Polatlı Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/638 E., 2021/451 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine, kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, evde hamam mı işletiyorsun dediğini, 1999 yılında başka kadın ile gönül ilişkisi yaşaması üzerine tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, akabinde barışıp yeniden evlendiklerini ancak erkeğin aynı kusurlu davranışlarının sürdüğünü, sinirli ve kavgacı olduğunu, haftalarca küstüğünü, ihtiyaçları karşılama konusunda cimri davrandığını, hiçbir konuda eşinin fikrini almadığını, tarafların ortak çocuğunun evleneceği kişiyi istemediğini ve bu konuda eşini suçlayarak bu evlilik gerçekleşirse seni boşarım dediğini, düğün hazırlıklarında maddî destek olmadığını, düğün günü damat ve onun ailesi ile konuşmadığını ve o gün ortak konuta geldiklerinde eşini evliliğe destek olmakla suçlayıp düğünde takılan ziynetler kendisine verilmezse kadını boşayacağını söylediğini, tarafların o gün fiilen ayrıldıklarını, daha sonra bir gün ilaç alma bahanesi ile eve gelerek eşini tehdit ettiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, eşinin eskiden yaşanmış olayları ileri sürerek boşanmak istediğini, ortak çocuğun nişanlanmasından sonra damatlarının eski nişanlısının kendilerine ulaşarak damatlarından alacaklı olduğunu söylemesi üzerine evlilik konusunda acele edilmesini istemediğini ve bunun üzerine tartışmalar yaşandığını iddia ederek; davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda aile bireylerine agresif ve sinirli bir tutum sergileyen, eviyle ve faturalarla ilgilenmeyen, aile arasında yaşanan tartışmalar neticesinde aile bireylerine uzun süre küserek onlarla konuşmayan, ortak çocuğun nişanlandığı kişi ile evlenmesini istemeyen, çocuğun parasını yemek istediğini ve bu nedenle evlenmesini istemediğini söyleyen, eşini çocuğun bu kişiyle evlenmesi durumunda boşanmakla tehdit eden, çocuğun düğününde takılan altınların kendisine verilmesini isteyen, bu isteği gerçekleşmezse hem kızını hem de kızının evlendiği kişiyi öldüreceği yönünde söylemlerde bulunan erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kadın eş yararına maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemesi nedeniyle kadının manevî tazminata hak kazanamayacağı ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve 850,00 TL yoksulluk nafakasına, kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminata ve kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi nedeniyle manevî tazminat talebinin reddedilmesinin doğru olmadığını ve erkeğin ekonomik durumu dikkate alındığında maddî tazminat ve nafaka miktarının az olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat ve maddî tazminat ile nafakaların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, 30 yılı aşan evlilikte bir şiddet olayı yaşanmadığını, tarafların mutlu olduğunu, ortak çocuğun düğünü sebebiyle yaşanan tartışmalar sonucu bu aşamaya gelindiğini ve erkeğin boşanmak istemediğini belirterek; tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği ancak bu kusurlu davranışların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi nedeniyle kadının manevî tazminat talebinin reddedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu; tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına takdir edilen maddî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle; kadının istinaf başvurusunun reddedilen manevî tazminat ve maddî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 80.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata ve kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve erkek aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olmadığını belirterek; tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının maddî ve manevî tazminat talebi ile tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, uygun ise miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.