Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1478 E. 2023/4733 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının bazı kusurlarının istinaf edilmemesi nedeniyle kesinleşmiş olması, erkeğin de ortak konutun kilidini değiştirme ve birlikte yaşamdan kaçınma gibi kusurlu davranışlarının bulunduğu, ancak tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/484 E., 2022/1512 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/85 E., 2019/738 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin aksi davrandığını, eşinden çok kuzeniyle geç saatlere kadar vakit geçirdiğini, eşiyle ilgilenmediğini, en son evi terk ettiğini, kadının işinden ayrılmasına sebep olduğunu, evlilik birliğini umursamadığını, kadının cinsel sorunlar nedeniyle gördüğü tedaviye doktorun talebi ile mecburen katıldığını, tedavinin maddî yükünü karşılamadığını, şiddet uyguladığını, aşağılayıp hakaret ettiğini, sadakatsiz olduğunu, sürekli alkol aldığını, sosyal medyada müstehcen tavır ve kıyafetteki kadınları takip ettiğini, kuzeninin müdahalelerine sessiz kaldığını, kadının evlilik birliğinin devamı için çaba gösterdiğini, kadını evden atıp eve almadığını ve kapının kilidini değiştirdiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tarafların beş ay fiilen evli kaldıklarını, kadının hastalığını öne sürerek cinsel birliktelikten kaçındığını, kadının bu konuda tedavi olmaktan kaçındığını, kadının işsizlik maaşı almak için işten ayrıldığını, eşine hakaret ve tehdit içerikli mesajlar gönderdiğini, erkeğin arkadaşları ile iletişim kurmasını kısıtladığını, ailenin erkeği tehdit ettiğini, kadının erkeğin ailesine hakaret ve tehditleri sebebiyle erkeğin evden ayrılmak zorunda kaldığını, fiili ayrılık döneminde kadın erkeğin anahtarlarını vermeyince erkeğin eve çilingir vasıtası ile girip kilidi değiştirmek zorunda kaldığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin ailesine ve kuzenine hakaret eden ve onları tehdit eden, eşler arasındaki mahrem konuları başkalarıyla paylaşan kadının az; ortak konutu terk eden, eşin geçimine ve evin giderlerine katılmayan, evin kirasını ödemekten kaçınan, ortak konutun kilidini değiştiren, eşinin vajinismus tedavisine destek olmayan, tedaviye eşiyle birlikte gitmeyen, evliliğe devam etmek istemediğini ve eşinden soğuduğunu söyleyen erkeğin ağır kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düştüğü gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 600,00 TL yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; fiili olarak çok kısa süren evlilik nedeniyle kadın yararına süresiz yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, kadının iş akdini istifa ederek sonlandırmış olması nedeniyle yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağını, kadının erkek hakkındaki iddialarını ispatlayamadığını, erkeğin kadının kusurlu davranışları nedeniyle evden ayrıldığını, kadının tedaviye erkekle birlikte gittiklerini belirtmiş olmasına rağmen bu konuda erkeğe kusur yüklendiğini, erkeğe yüklenen birlik görevlerini yerine getirmeme ve ortak konutun kilidini değiştirme kusurlarının ispatlanmadığını, kadının ikrar içeren mesajları olduğunu, kadının hakaret, küfür, tehdit ve iftiraları olduğunu, aile mahremini çevreye anlattığını belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin davasındaki boşanma hükmünün ve İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurlu davranışların kadın tarafından istinafa başvurulmamak suretiyle kesinleştiği, kadının dilekçesinde erkeğin vaginusmus tedavisine katıldığını belirtmiş olması karşısında bu konuda erkeğe kusur yüklenmesinin doğru olmadığı, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğinin kanıtlanamadığı, erkeğin evliliğe devam etmek istemediği ve kadından soğuduğu yönünde eşine gönderdiği taraflar arasındaki mesajlar nedeniyle erkeğe kusur yüklenemeyeceği; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eşinin ailesine ve kuzenine hakaret eden ve onları tehdit eden, eşler arasındaki mahrem konuları başkalarıyla paylaşan kadın ile evi terk eden ve fiili ayrılıkte evin kilidini değiştiren erkeğin eşit kusurlu oldukları; tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, tarafların yaşı, evlilik süresi ve ortak çocuklarının olmaması dikkate alındığında boşanmakla yoksulluğa düşecek olan eşit kusurlu kadın eş yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin uygun olacağı gerekçesi ile; istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin infazda tereddüt olmaması için bütünüyle kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile aylık 600,00 TL'den iki yıllık nafaka karşılığı 14.400,00 TL toptan yoksulluk nafakasına ve erkeğin sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını, erkeğin cinsel ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin taraflar arasındaki cinsel sorunlar nedeniyle tedaviye katılmadığını ve kadının da tedavi görmesine engel olduğunu, aşırı alkol kullandığını, ilgisiz olduğunu, birlik görevlerini yapmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğunu, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini, yoksulluk nafakasının süreli olmasının ve aylık 600,00 TL üzerinden hesaplanmasının hakkaniyete uygun olmadığını ve kararın bu nedenlerle usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin evin kilidini değiştirdiğini ve anahtarı güvenliğe bıraktığını mesaj kayıtlarıyla ispatladığını, erkeğe bu yönde kusur yüklenemeyeceğini, erkeğin kadının kusurlu davranışları üzerine evden ayrılmasının da kusur teşkil etmeyeceğini, kadının af dileyen mesajları olduğunu, erkeğin eş cinsel olduğunu iddia eden ve bu iddiasını ispatlayamayan kadına bu yönde kusur yüklenmesi gerektiğini, iş akdini kendisi sonlandıran kadının yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağını ve kararın bu nedenlerle usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin davasındaki boşanma hükmü kadın tarafından istinafa başvurulmamak suretiyle kesinleşmiş olmakla, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davasının ve yoksulluk nafakası talebinin kabulünün ve tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunup bulunmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği, düşüyor ise nafakaya toptan hükmedilmesinin ve tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle kadının istinaf kanun yoluna başvurulmamak suretiyle kesinleşen kusurlu davranışlarına karşı erkeğin de Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen "ortak konutun kilidini değiştirme ve birlikte yaşamdan kaçınma" kusurlu davranışları yanında, kadının cinsel sorunlar nedeniyle gördüğü tedaviye yeterince maddî ve manevî olarak destek olmadığının kabulünün gerektiği, ne var ki boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların yine de eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına göre; usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.