"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1430 E., 2022/1885 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırıkkale 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/583 E., 2021/337 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Davalı ... vekili Avukat ...'ın mazeret dilekçesi gönderdiği görüldü. Belgelendirilmeyen usul ve kanuna uygun bulunmayan mazeretin reddine karar verildi. Açık yargılamaya devam olundu. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 21.10.2024 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evliliğin ilk dönemlerinde davalının, müvekkili dışarıyı görmesin diye camları siyah poşet ile kapattığını, perde ile oynamasına ya da perdenin açık olmasını dahi problem ettiğini, perdeyi açık gördüğü zaman kavga çıkarttığını, müvekkiline psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, bıçak ve silahla müvekkilini tehdit ettiğini, müvekkilinin arkadaşlarıyla ve komşularıyla görüşmesine engel olduğunu, aşırı kıskanç olduğunu, müvekkilin odaya kilitleyip 3 gün boyunca aç ve susuz bıraktığını, müvekkilinin ailesine karşı da hakaretlerde bulunduğunu, müvekkilinin ailesiyle dahi zaman zaman görüşmesini kısıtlayıp engel olduğunu, müvekkiline "orospu, kahpe, eşek gibi anırma, köpek gibi havlama" gibi onur kırıcı hakaretler ettiğini, toplulukta özellikle kendi ailesi içinde müvekkilini küçük düşürdüğünü, aşağıladığını, özellikle çocuklarının yanında müvekkiline "deli, geri zekâlı, şerefsiz, ahlaksız, yahudi tohumu" gibi sözler söylediğini, evlilik boyunca müvekkilinin çalışmasına izin vermediğini, ekonomik olarak davalıya bağlı kalması ve cinsel ihtiyacını karşılaması koşulu ile isteklerinin bir kısmını karşılama şartı koyduğunu, müvekkilinin ve çocukların ihtiyaçları için kendilerine para vermediğini, evin genel ihtiyaçları için ise yeterli para vermediğini, gelir ve gider konularında müvekkiline bilgi vermediğini, zorunlu ihtiyaçları dahi karşılamadığını, müvekkilinin zorlaması ile aldığını, müvekkilinin üstüne giymiş olduğu giysilerin eskiyip yırtılma noktasına geldiğinde dahi yeni bir giysi almadığını, aileyi ilgilendiren konularda tek başına karar verdiğini, oturdukları evi müvekkilinin bilgisi olmadan sattığını, aşırı derecede borçlandığını, evin tüm ihtiyaçlarının müvekkilinin ailesi tarafından karşılandığını, davalının gece hayatı olduğunu, pavyona gittiğini, müvekkilinin bu durumu sorduğunda müvekkiline şiddet uyguladığını, bunun üzerine davalının ertesi gün çocukları da alıp ailesinin yanına gittiğini, müvekkilinin de kendi ailesinin yanına gittiğini, sonrasında hastaneye giderek darp raporu aldığını, şikayette bulunduğunu, müvekkilinin 03.08.2019 tarihinde kendine ait olan bütün eşyalarını davalı tarafta bırakıp, birkaç kıyafet alıp evden ayrıldığını, müvekkiline ait eşyalar, ziynet eşyaları, düğününde takılan takıların davalı tarafta kaldığını, davalının, müvekkiline boş kağıtlara imza attırdığını, bu kağıtların davalı tarafta bulunduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 10.09.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; müvekkilinin boşanacağı eşinin soyadı olan "..." soyadını kullanmasına izin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; evin giderleri haricinde eşine para bıraktığını, maddî olarak bazen sıkıntılar yaşadığının doğru olduğunu, ancak bunu aile içine yansıtmadığını, eşyaları yenilediklerini, bunların masraflarını hep kendisinin karşıladığını, şuan kullandıkları arabanın dahi eşinin üzerine kayıtlı olduğunu, çocuklarının bu olaylardan olumsuz etkilendiklerini, ortak çocuğun okul durumuyla da davacının ilgilenmediğini, o zamanlarda ailesinin parçalanmasını istemediğini, zor şartlarda yaşadığını, ortak çocuklarına çok üzüldüğünü, halen de aile birliğinin parçalanmasını istemediğini belirterek davanın reddine, aksi taktirde ayrılık kararı verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;"...Dinlenen tanık beyanlarından, davacının kardeşinin tarafların birçok kez kavgalarına şahit olduğu, davalıda aşırı kıskançlık olduğu, evlilik birliği süresince davacıya sürekli baskı uygulayıp kıskançlık gösterdiği, olmayan şeyleri varmış gibi gösterdiği, tarafların davalının bu tutum ve davranışları sebebiyle geçinemedikleri, davalının evine baktığı, maddî anlamda destek olduğu, boşanma davası açılana kadar davalının davacıya yönelik kıskançlığı ve psikolojik baskısının devam ettiği, davacının kardeşinin davacının vücudunda morluk gördüğü, sorduğunda davalının kendisini darp ettiğini söylediği, davalının üzerinden çıkardığı kirli gömleği zorla davacıya ütületmeye çalıştığı, davacının gömleğin kirli olduğunu ve ütülenmemesi gerektiğini söylediğinden davalının davacıya " sen eşeksin o yüzden yapamıyorsun" dediği, en son davalının bu tutum ve davranışları sebebiyle bir tartışma yaşamış oldukları, tarafların boşanma davası açılmadan önce en son davalının davacıyı darp ettiğini de davacının aramasıyla kardeşinin haberdar olduğu, ablasının yanına gittiğinde davacının vücudunda morluk ve ısırık izleri olduğu, davacıyı alıp hastaneye oradan da karakola gittikleri, dosya arasında bulunan Ankara 2. Aile Mahkemesi'nin 2019/422 D.İş. Sayılı dosyada bulunan darp raporunun da bu olayı destekler mahiyette olduğu, zaten bu olay sonrasında da boşanma davası açıldığı, ortak çocuk ...'un annenin yanında olduğu, en son ayrılıktan sonra tarafların bir daha bir araya gelmedikleri anlaşılmıştır. Davacı kadının ve davalı kocanın dava dilekçesi ve cevap dilekçelerinde dayanmadıkları vakılar,usulüne uygun şekilde süresinde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen (HMK m. 137, 140/3, 187) vakıalar ile tanıkların taraflardan duyarak aktardıkları ve görgüye dayalı olmayan beyanlar taraflara kusur olarak yükletilemeyeceğinden hükme esas alınmamıştır. Dinlenen tanık beyanlarından ve toplanan delillerden, geçimsizliğe neden olan olaylarda eşine karşı aşırı kıskançlık yaptığı, eşini darp ettiği ve eşine " sen eşeksin o yüzden yapamıyorsun" diye hakaret ettiği anlaşılan davalı kocanın tam kusurlu olduğu, davacı kadına atfı kabil bir kusurun ispatlanamadığı..." gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... yargılama devam ederken ergin olduğundan velâyeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuğun görüşü, uzman raporu ve üstün menfaati gereğince ortak çocuk ...'un velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına ve aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, her ne kadar davacı kadının el işi gönderileriyle bir miktar gelir elde ettiği anlaşılmışsa da, işin mahiyeti itibariyle sürekli ve düzenli gelir getiren sigortalı bir iş olmadığı gibi yazı cevabından geliri net tespit edilemediğinden davacı kadını yoksulluktan kurtaracak derecede bir gelirinin bulunduğunun davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının karar kesinleştikten sonra evlilik soyadı olan "..." soyadını kullanmasına izin verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma davasının kabulü ve ferileri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, yoksulluk nafakası ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.