"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2349 E., 2022/2360 K.
KARAR : Esastan ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen katkı payı alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, taraf vekillerinin başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünün duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde 639 ada 2 parsel 54 nolu bağımsız bölümün 10.04.1995 tarihinde satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıklarını, davalının mal kaçırma amacıyla taşınmazın tapusunu üzerine almadığını, tarafların 1999 tarihinden itibaren bu taşınmazda yaşadıklarını, taşınmazın edinilmesine müvekkilinin de çalışarak katkısının olduğunu belirterek; taşınmazın 1/2 oranında şimdilik 37.000,00 TL'nin tahsili talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 08.09.2014 tarihli dilekçesinde; talep miktarını toplam 187.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının taşınmazın alınmasına katkısının olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.09.2019 tarih ve 2014/477 Esas, 2019/875 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın davalı adına 10.04.1995 tarihinde satış vaadi sözleşmesiyle alındığı, tam hisse olarak 02.08.2013 tarihinde davalı kooperetif adına tescil edildiği; davacının % 50 şirket ortağı olduğu, davalının kaptan pilot olarak görev yaparken 26.04.1995 tarihinde emekli olduğu, emekli ikramiyesi olarak emekli sandığından 431.273.000,00 eTL (431,27 TL) ve THY'den 123.270.000 eTL (123,27) TL kıdem tazminatı aldığı; taşımazın 1.125.400,00 eTL'ye alındığı; 999.000.000,00 eTL'nin peşin, bakiyesi olan 12.640.000,00 eTL'nin 10 taksit halinde 30.04.1995 ile 30.01.1996 tarihleri arasında ödendiği; davalı tarafından alınan emekli ikramiyelerinin ödenme tarihlerinin taşınmazın alımında kullanıldığı; buna göre taşınmazın % 49,20'sinin davalının emekli ikramiyeleri ile karşılandığı; davacının tekstil işi ile uğraştığı, dikiş atölyesi sahibi olduğu; tarafların her birinin ayrı ayrı kişisel harcamaları ile davalının evin infak ve iaşesinden sorumlu olması birlikte gözetildiğinde davacının taşınmazın % 50,80'lik kısmının edinilmesindeki katkı oranının % 50 olarak kabulü hakkaniyet ve fedakârlığın denkleştirilmesi ilkelerine uygun olduğu; taşınmazın dava tarihinde taşınmazın değeri olan 280.000,00 TL'ye göre davacının 71.120,00 TL katkı payı alacağının olduğu; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı üçüncü kişi olan kooperatife de dava açılamayacağı gerekçesiyle; davalı kooperatif aleyhine açılan davanın husumetten reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, 71.120,00 TL alacağın davalı ...'den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2021 tarih ve 2020/363 Esas, 2021/1513 Karar sayılı kararı ile, davacının Şirinevler'de bulunan taşınmazını satarak bedelinin tasfiye taşınmazın alımında kullanıldığı iddiasını kayıtlarla ispatlayamadığı gibi, davacı vekilinin 23.09.2019 tarihli celsede bu iddiadan feragat ettiklerini bildirdiği, bunun dışında davacının çalışarak katkı sağladığını iddia ettiği, ancak iddialarının aksine boşanma dosyasında işten ayrıldığını bildirdiği, ayrıca celp edilen şirket kayıtlarında davacının ortağı ya da yöneticisi bulunduğu şirkete rastlanmadığı, tasfiye konusu taşınmaza davacının katkısını kanıtlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetli olmadığı gerekçesiyle; davacı kadın vekilinin başvurusunun esastan reddine; davalı erkek vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı Kooperatif yönünden davanın husumetten reddine, davalı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 16.05.2022 tarih ve 2021/8443 Esas, 2022/4482 Karar sayılı kararı ile, dosya kapsamı ve delil olarak dayanılan boşanma dava dosyasında dinlenen tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadının taşınmazın alımı sırasında dikiş atölyesinde çalışmak suretiyle gelir elde ettiği; buna göre, Mahkemece davacı kadının, tasfiye konusu taşınmazın alımına, davalı erkeğin kişisel malı ile katkısı çıkarıldıktan sonra kalan kısımda çalışarak katkıda bulunduğu kabul edilerek, hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri de gözetilmek suretiyle katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, uyulan bozma ilamı gereğince davacının dosya kapsamına göre taşınmazın alımı sırasında çalışarak katkısının hakkaniyet ve fedakârlığın denkleştirilmesi ilkeleri de gözetildiğinde kabul edilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince davalının kişisel malından katkısının çıkarılmasından sonra kalan kısımda davacının katkısının % 50 olarak kabul edildiği ve taşınmazın dava tarihi itibariyle değerine oranlanmak suretiyle hesaplama yapıldığı, davanın katkı payı alacağına ilişkin olması nedeniyle taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen değeri hesaplamaya esas alınması gerektiğinden taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen değerine ilişkin istinaf nedeni de bulunmadığından davacı vekilinin değerin güncellenmesi yönündeki talepleri dikkate alınmadığı; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve Kanun ile bozma gereklerine uygun olduğu gerekçesiyle; taraf vekillerinin başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepler
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalının taşınmazı alacak birikiminin olmadığını, yaklaşık 1 yıl önce alınan emekli ikramiyelerinin kullanıldığı kabul edilmesinde dahi peşinatın ikramiyelerin tamamını karşılamadığını, en az peşinatın kalan kısmının müvekkilinin kişisel malı ile karşılandığının kabul edilmesi gerektiğini, ikramiyelerinin de taşınmaz alınmadan önce peyderpey çekilerek tüketildiğini, davalının ikramiyelerin kullanıldığını ispatlayamadığını, müvekkilinin taşınmazın edinilmesine en az % 50 katkısı olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilinin çalışarak elde ettiği gelir dışında müvekkilinin kişisel malları il de katkısının olduğunu, müvekkilinin şirket ortağı olduğunu, bilirkişi raporunda da taşınmazın edinilmesinde % 50 katkısı olduğu kabul edilerek alacak hesaplandığını, taşınmazın güncel değerinin esas alınarak alacağın hesaplanması gerektiğini, taşınmazın değerindeki artış da gözetilerek denkleştirici adalet dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğini, davanın husumetten reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu, belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, katkı payı oranı ve ispatı, ispat yükü, katkı payı alacağında tasfiyeye konu malın hangi tarihteki değerinin esas alınması gerektiği, husumet, hükmün kuruluş şekli noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 359 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 374 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
Somut olayda, Dairemizin 16.05.2022 tarihli ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince Dairemizin bozma ilamına uyulması ile birlikte Derece Mahkemelerince daha önceden verilen hükümler tüm sonuçları ile birlikte ortadan kalkmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyulduğuna göre, yapılacak iş, bozma ilamı doğrultusunda, yeniden hüküm tesis etmekten ibaret olup Bölge Adliye Mahkemesinin bozma sonrası kararı istinaf incelemesi niteliğinde de değildir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesi kapsamına uyulan bozma ilamı kapsamında yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken Dairemizin uyulmasına karar verilen bozma ilamı ile ortadan kalkan önceki kararlara atıf yapılarak, istinaf başvurularının reddi şeklinde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.