Logo

2. Hukuk Dairesi2023/151 E. 2023/3175 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur, tazminat miktarları, yoksulluk nafakası miktarı ve faiz başlangıç tarihi hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri ve paranın alım gücü dikkate alınarak hükmedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarının düşük olduğu, ayrıca boşanma hükmü kesinleşmeden faiz başlangıç tarihi için somut bir tarih belirlenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/546 E., 2022/1124 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeninden esas hakkında

hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/254 E., 2022/25 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ... kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına; davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dilekçesinde özetle; davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, müvekkilini aldattığını iddia ederek tarafların zina veya evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 1.500,00 tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı kadının anlamsız ve yersiz kıskançlıklarının bulunduğunu, müvekkilinin maddî olarak sıkıntı içerisinde olduğunu bildiği halde savurgan tavır ve davranışlar sergilediğini, bu durumların taraflar arasında tartışmalara neden olduğunu ve taraflar arasındaki evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin başka bir kadınla sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek zina eylemini işlediği, bu eylemin temadi etmesi nedeniyle hak düşürücü sürenin devam ettiği, bu bağlamda özel boşanma sebebinin ispatlandığı; erkeğin, kadına kusur olarak isnat ettiği vakıaları ispat edemediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca zina sebebiyle boşanmalarına, erkeğin birleşen davasının reddine, ortak çocuklar ... Said, ... Musa ve Taha Baran'ın velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadının ev hanımı olduğu, herhangi bir işi ve gelirinin olmadığı, erkeğin öğretmen olduğu, boşanmaya yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 20.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara kararın kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminatların ve nafakaların az olduğunu, faizin dava tarihinden başlaması gerektiğini, nafakanın üfe oranında artırılması gerektiğini belirterek; tazminatların ve nafakaların miktarları, faiz başlangıç tarihi, nafakanın üfe oranında artırılmaması yönündenistinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının reddi gerektiğini, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkiline isnat edilen kusurlu davranışın ispat edilemediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte affın mevcut olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin davasının ve tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddi gerektiğini, tazminatlar ve nafakaların fazla olduğunu belirterek; kadının davasının kabulü, erkeğin davasının ve tazminat taleplerinin reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının boşanma nedeniyle en azından erkeğin desteğinden yoksun kaldığı anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi, kadının yaşadığı elem ve acı gözetildiğinde kadın yararına hükmoluna maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne; boşanmanın fer'i niteliğindeki maddî ve manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muaccel hale geldiği, kadının faiz talebinin başlangıcının dava tarihi veya eldeki kararın kesinleşme tarihi değil; boşanma hükmünün kesinleştiği tarih olup tazminat hükümlerine eldeki kararın kesinleşme tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesinin kadın açısından hakkaniyete açık aykırılık oluşturduğu, taraflarca boşanma hükmüne bir itiraz olmadığı da gözetilerek gerekçeli kararın taraflara 18.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve boşanma hükmünün 02.05.2022 tarihinde kesinleştiği ve faizin başlangıç tarihinin de düzeltilmesinin zorunlu görüldüğü gerekçesiyle kadının faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf talebinin kabulüne; İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesis edilerek kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği 02.05.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; erkeğin tüm ailenin de bildiği şekilde imam nikahlı olarak başka bir öğretmenle birlikte yaşadığının tanık beyanları ve dosyaya yansıyan disiplin soruşturması belgelerinden sabit olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında; mahkemece zina nedenli olarak boşanmaya hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda, kadının kusurunun daha ağır olmadığı, ev hanımı olup düzenli ve devamlı geliri bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak davacı kadın lehine hükmedilen aylık tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında isabetsizlik bulunmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin beşinci fıkrasında nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğine ancak istem halinde karar verilebileceği belirtildiğinden buna ilişkin kadının her iki davada dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında bir talepte bulunmadığı belirtilerek kadının diğer istinaf talepleri ile erkeğin istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının; tazminatların ve nafakaların miktarları, nafakanın ÜFE oranında artırılmaması yönünden bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesine özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddinin hatalı olduğunu, ayırca dosya kapsamında boşanma hükmünün kesinleştiğine dair kayıt bulunmadığını, bu nedenle faiz başlangıç tarihinin eldeki kararın kesinleşme tarihine bağlı olarak kesinlik kazanacağını belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının; kadının davasının kabulü, erkeğin davasının ve tazminat taleplerinin reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, faiz başlangıç tarihi yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, kadının zina sebebine dayalı davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, erkeğin davasının ve tazminat taleplerinin kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, af olgusunun gerçekleşip gerçeklemediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarları, kadının dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında yoksulluk nafakasının ÜFE oranında artırılması talebi olmadığından bu hususta karar verilmemesinin yerinde olup olmadığı, boşanma hükmünün kesinleşip kesinleşmediği ve bu sebeple faiz başlangıç tarihinin doğru tespit edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

4. Kabule göre de; tarafların boşanmalarına dair hükmün henüz kesinleşmediği göz önüne alındığında maddî ve manevî tazminata işletilecek faiz yönünden "boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle" ibaresinin kullanılmasıyla yetinilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde boşanma hükmü kesinleşmiş gibi somut bir tarih belirtilmek suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden ... kadın yararına BOZULMASINA,

2. Davalı-davacı erkeğin tüm, ... kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde davacı-davalıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalı-davacıya yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.