"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1967 E., 2022/2581 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/403 E., 2021/1046 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasında konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının erkeğe göre daha ağır kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararın davacı- davalı erkeğin mirasçıları vekili ve davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkeğin mirasçıları vekili ve davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarının ortak haneye gelmelerini istemediğini, birlikte kaldıkları çocuğu ve ailesinin evi terk etmesini istediğini, bankada bulunan 12.000,00 TL parayı vermesi konusunda ve arsayı satma konusunda baskı yaptığını, erkeğin hastalığıyla ilgilenmediğini, yemek yapmadığını, sofrada eşlik etmediğin, aynı odada kalmadığını, temizlik işlerinde çalışırken ev bütçesine katkı yapmadığını, araç satışından elde edilen paranın 800,00 TL'sini habersiz aldığını, bir kısmını da çocuklarına borç vermesi için baskı yaptığını, ancak borç verilen paranın iade edilmediğini, eşinden iğrendiğini söylediğini, sürekli baskı yaptığını, psikolojik şiddet uyguladığını, sürekli hakaret ettiğini, rencide ettiğini, sürekli tehdit ettiğini, bana ev alacak da var araba alacak da var diyerek evi terk ettiğini, haksız yere tapu iptal tescil davası açtığını, özel hayatını başkasına anlattığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının 2017 yılında kendi telefonunu yazarak ortak hanenin satılması için kendisinin ilan verdiğini, kadının erkeğin ihtiyaçlarını görmemek için evi terk edip gittiğini, ayrı yaşamakta haklı nedeni bulunmadığını belirterek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin çocuklarının evliliğe müdahale ettiğini, kadına mal varlığı kalmasın diye eşinden habersiz taşınmazı sattıklarını, ekonomik şiddet uyguladığını, para vermediğini, ben onu istemiyorum diyerek evden kovduğunu belirterek davanın reddine, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 350.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin aşırı tutumlu davranarak dolmuş parası dahi vermediğini, erkeğin çocuklarının ve torunlarının kadını dışladığını, kötü davrandığını, erkek ve çocuklarının kadından habersiz ortak haneyi sattıklarını, kadına evi boşaltması gerektiğini bildirdiğini, erkek ve çocuklarının kadını evden kovduklarını belirterek aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, evlenirken birlikte oturacaklarını bilmesine rağmen sonradan erkeğin gelin ve oğlunu istemediği, erkeğin kalça kırıklığından sonra erkeğe bakmak istemediği ve bakmadığı, erkeğin çocuklarını misafir olarak istemediği, özel ilişkilerini gelinin yanında anlattığı, erkekten tiksindiğini söylediği, erkek ameliyata giderken bankada bulunan parasını istediği, erkeğe haber vermeden araba parasının bir kısmını aldığı, borç ödemelerini kadının takip ettiği ancak kadının ödemeleri zamanında yapmadığı, ev alma mevzusu sebebiyle tartıştıkları ve kadının evi terk ederek gittiği, erkeğin ise evin satılması konusunda kadınla anlaşmasına rağmen kadına haber vermeden çocuklarıyla bir olup evi sattığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının, erkeğe göre daha ağır kusurlu olduğunun tespitine, erkeğin 28.02.2021 tarihinde öldüğü dikkate alınarak konusuz kalan asıl boşanma ve birleşen tedbir nafakası davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek mirasçısı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, birleşen davada yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve asıl davanın reddine karar verilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; evliliğin ilk zamanlarında oğlu ve gelininin de ortak hanede kaldığı, sonrasında oğlu ve gelininin ayrı eve çıktıkları, kadının da önceki eşinden olma çocuğunun ortak hanede kaldığı, erkeğe verilen kusurlardan haber vermeden çocuklarıyla bir olup evi sattığı hususunda kusur verilmemesi gerektiği halde bu hususta kusur verilmesinin hatalı olduğu, zira söz konusu evin uzun süreden beri satılık olduğu ve ilanda kadının telefon numarasının yazılı olduğu, evin satılmak istenmesinden ve satılmasından kadının bilgisi ve onayı olduğu, erkeğin son olayda kadını evden kovduğu sabit olmasına rağmen bu hususta erkeğe kusur verilmemesinin hatalı olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadına verilen kusurlardan evlenirken birlikte oturacaklarını bilmesine rağmen sonradan erkeğin gelin ve oğlunu istemediği hususunda kusur verilmesinin hatalı olduğu, zira kadından ilelebet bu şekilde yaşayacağının beklenmemesi gerektiği, kadının bağımsız evde yaşamak istemesinde haklı olduğu, erkeğin hastalığıyla zaman zaman çocukların ilgilendiği, zaman zaman da kadının ilgilendiği nazara alındığında kadına erkeğin kalça kırıklığından sonra kadının erkeğe bakmak istemediği ve bakmadığı konusunda kusur verilmesinin hatalı olduğu, kadına verilen kusurlardan eşi ameliyata giderken bankada bulunan parasını istediğine yönelik dinlenen tanık beyanlarının duyuma dayalı olmasına rağmen kusur verilmesinin hatalı olduğu, kadına verilen kusurlardan haber vermeden araba parasının bir kısmını aldığı hususunda dinlenen tanık bayanlarının duyuma dayalı olmasına rağmen bu hususta kusur verilmesinin hatalı olduğu, kadına verilen kusurlardan borç ödemelerini kadının takip ettiği halde ödemeleri zamanında yapmadığına ilişkin hususun vakıa olmadığı ve evlilik birliği devam ederken erkeğin maaşını son iki senedir oğlu ...'nin çekmesi karşısında bu hususta kadına kusur verilmesinin hatalı olduğu, kadına verilen kusurlardan evi terk ederek gittiği hususunda kusur verilmemesi gerektiği halde verilmesinin hatalı olduğu zira erkeğin kadını evden kovması sonucunda kadının evden ayrılmak durumunda kaldığı, kadın aleyhine verilen diğer kusurların sabit olduğu, erkeğin davanın devamı sırasında vefat etmesi sonucu boşanma ve ferilerine yönelik taleplerin konusuz kaldığı, davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sağ kalan eşin kusur tespiti davasına dönüştüğü, tüm dosya kapsamı ile Mahkemece kadının boşanmaya yetecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken kadının daha ağır kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesinin hatalı olduğu, taraflar arasında boşanma davasının varlığı, boşanma davası açılmakla tarafların ayrı yaşamakta haklı olacağı karşısında kadının önlem nafakası davası açmakta haklı olduğu, bu nedenle birleşen davada erkek aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru olduğu, evliliğin ölümle son bulduğu anlaşıldığından boşanma ve ferileri konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin ve kadın aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdir edilmesinin doğru ve yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesine, tarafların kusur dışındaki tüm istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, tarafların kusura yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ikinci bendinin kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisine, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince kadının boşanmaya yetecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek mirasçısı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, birleşen davada yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi ve asıl davanın reddine karar verilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında sağ kalan eşin kusuru olup olmadığı, birleşen nafaka davasında davanın konusuz kalması nedeniyle nafaka davacısı kadın lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası, 197 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.