Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1597 E. 2023/4687 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, maddi tazminat miktarı ve çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının uygunluğu hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeler değerlendirilerek davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1940 E., 2022/3079 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/416 E., 2021/207 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı erkeğin evliliklerinin başından beri eş olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evinin ve ailesinin ihtiyaçlarını düzenli olarak karşılamadığını, ekonomik şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, davacı yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 70.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı erkeğe, 03.09.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı erkek davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin ortak hanenin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, ortak haneden ayrılıp bir hafta 10 gün eve gelmediği, güven sarsıcı mesajlaşmaları olduğu, bu kusurlu eylemleri ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesi gerektiği, boşanma ile yoksulluğa düşecek olan davacı için yoksulluk nafakası ve boşanma ile bu evlilikten beklenen ve mevcut menfeatleri zarar göreceğinden maddî tazminat koşulları oluştuğu, davalı erkeğin eylemlerinin davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, kadın yararına manevî tazminat koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesine, ortak çocuklar ile babaları arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... yararına aylık 300,00 TL ... yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata, davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, maddî tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince sömestr tatili içerisinde kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş gün ve saatinin belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açacak nitelik olduğu, infazda tereddüt oluşmasına sebebiyet verecek nitelikte kişisel ilişki düzenlenmesi doğru görülmediği, davacı kadının düzenli gelir getiren işi olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı erkeğin diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; dosyada toplanan delillerin yetersiz olduğunu, işi gereği şehir dışında olduğunu, mesaj kayıtlarının tanığa nasıl gösterildiğinin belirsiz olduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların ispat edilemediğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, maddî tazminat ve iştirak nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davası olup, uyuşmazlık evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.