"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2836 E., 2022/3617 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/237 E., 2022/382 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüne, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; Dosya içeriğine göre ziynet alacağı davasında reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı-karşı davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-karşı davalı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan karşılıklı boşanma davalarına ilişkin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin sürekli borçlandığını, müvekkilinin borçları kapatmak zorunda kaldığını, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ziynet eşyalarının erkeğin borçları için bozdurulduğunu, erkeğin sürekli borçlandığını, düzenli çalışmadığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiş, 29.04.2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ile aylık 600,00 TL iştirak, 450,00 TL yoksulluk nafakası, ziynetlerin aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, bir dönem işsiz kaldığı için evin ihtiyaçları için kredi çekmek zorunda kaldığını, kadının gereksiz yere kıskançlık krizine girip müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, çocuğun bakımını yapmadığını, evi sebepsiz yere terk ettiğini, sürekli şekilde müvekkilini aşağıladığını ileri sürerek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, erkek yararına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- karşı davacı erkeğin yaptığı borçları umursamadığı, eşinden habersiz borçlandığı ve evlilik birliğinin icra baskısı altında kalmasına sebep olduğu, sürekli yalan söylediği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğu, tek tatil günü olan pazar günlerinde eşini yalnız bıraktığı, sorumsuz davranışlar sergilediği, davacı- karşı davalı kadının ise her tartışmada sürekli olarak ''ben annemin evine gideceğim'' ve '' falan ev aldı, biz ev alamadık, borçları ödüyoruz'' şeklinde sözler söyleyerek eşine psikolojik şiddet uyguladığı, mevcut duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda ağır, kadının az kusurlu olduğu, ortak çocuğun anne bakım, ilgi ve şefkatine ihtiyaç duyması olması, annenin velâyete engel durumunun olmaması sebebiyle sosyal inceleme raporu da dikkate alınarak velâyetlerinin anneye bırakılmasının çocuğun yüksek yararına olacağı, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından birlikte karşılanacağı, ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği, küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, müşterek çocuk yararına harcanmak üzere tedbir ve iştirak nafakası taktiri gerektiği, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, yoksulluk nafakası isteğinin kabul edilebilmesi için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerektiği, somut olayda, tarafların aynı iş yerinde çalıştığı ve gelirlerinin birbirine yakın olduğu, davacı- karşı davalı kadınının davacının boşanma ile yoksulluğa düşemeyeceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine dava tarihinden itibaren ve dava süresince geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakası taktiri karar verilmesi gerektiği, mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan, kişilik hakkı saldırıya uğrayan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî ve manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı- karşı davalı kadının ağır veya eşit kusurlu olmadığı, davalı- karşı davacıya yüklenen kusur olarak yüklenen davranışların davacı- karşı davalının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı- karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminat taktiri gerektiği, boşanmaya yol açan olaylarda davalı- karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından davalı- karşı davacı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, ziynet alacağı talebinin kısmen kabulü gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı dvaanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, babası ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına hükmedilen aylık 450,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 500,00 TL'ye yükseltilmesine, iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası ile, tazminatların miktarları, yoksulluk nafakası talebinin reddi, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı, vekâlet ücreti ile yargılama giderleri yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi, velâyet, iştirak nafakası yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu, dava dilekçesinde talep edilmeyen bir takım ziynet eşyalarının ıslah dilekçesi ile talep edilmesi mümkün olmadığı gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 35.000,00 TL maddî- 35.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili; müvekkilinin halen davalı karşı davacı erkeğin borçlarını ödemeye devam ettiğini, verilen tazminatın bu borçları kapatmaya dahi yetmediğini, bu durumun dikkate alınarak müvekkili yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, tedbir nafakası ve iştirak nafakası miktarının çok az olduğunu, talepleri kadar verilmesi gerektiğini, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tek başına kusurlu olduğunu, müvekkilinin evliliğin devamı yönünde çaba sarfettiğini, karşı davanın reddi gerektiğini, ziynet alacağı davasında hatalı karar verildiğini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin de hatalı hesaplandığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası talebinin reddi ile ziynet alacağı davasında aleylerine olan hükümler yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası ve ziynet alacağı olup, erkeğin davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve tedbir ile iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacı-karşı davalı kadının diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.