Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1602 E. 2023/1690 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından talep edilen yoksulluk nafakasının davalı erkeğin ön inceleme duruşmasına mazeret bildirmesi nedeniyle süresinde talep edilip edilmediği hususunda oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin ön inceleme duruşmasına katılmaması nedeniyle davacı kadının nafaka talebinin süresinde yapıldığı ve davalının mazeret dilekçesinin mahkemece değerlendirilmediği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/365 E., 2020/746 K.

DAVA TARİHİ : 25.01.2016

KARAR : Direnme

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden hüküm kurulmasına, diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 09.12.2019 tarihli ve 2019/4791 Esas, 2019/12004 Karar sayılı kararı ile hüküm bozulmuş, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına direnilmiş ve bu kararın da davacı kadın tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2022 tarihli ve 2021/2-97 Esas 2022/1722 Karar sayılı ilâmı ile mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş mazeret dilekçesi nedeniyle yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu hal böyle olunca kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu bu gerekçesi ile yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı erkek ile son yıllarda eşi ile çeşitli anlaşmazlıklar yaşamaya başladıklarını, fikren ve ruhen anlaşamadıklarını, karşılıklı sevgi ve saygının yok olduğunu, davalının sürekli olarak kendisine küfür ve hakaret ettiğini, toplum içinde küçük duruma düşürdüğünü, fiziksel şiddet uyguladığını, kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ileri sürerek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına ve çocukların velâyetinin kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesi ile, davalı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususların gerçek dışı olduğunu belirterek dava dilekçesindeki taleplerin yanı sıra çocuklar için dava tarihinden itibaren ayrı ayrı 400,00 TL iştirak nafakasının, davacı kadın için 500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasının ve 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinden sonra verdiği cevap dilekçesi ile, tüm iddiaları inkârla, taraflar arasındaki geçimsizliğin nedeninin davacının kusurlu davranışlarından kaynaklandığını, davacının sürekli evi terk ettiğini, evi ve çocukları ile ilgilenmediğini, sorumsuz ve güven sarsıcı davranışlar sergilediğini belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2017 tarihli ve 2016/44 Esas, 2017/150 Karar sayılı kararıyla; tanık anlatımlarına göre aile içerisinde yaşanan olaylarda ortak yaşamın devamını sağlamak için tarafların gerekli çabayı sarf etmediği, evliliklerine bir bağımlılık sergilemedikleri, ortak yaşamın çekilmez hal aldığı, evliliğin temelinden çöktüğü, tarafların karşılıklı eylemleri ile bu durumun ortaya çıkmasında müşterek ve eşit kusurlu oldukları, taraflar eşit kusurlu kabul edildiklerinden hem asıl boşanma davasının hem de karşılık boşanma davasının kabulünün gerektiği, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi durumunda her iki taraf lehine de maddî ve manevî tazminat talebinin kabul edilemeyeceği, davacı kadının ev hanımı olması ve hiç gelirinin olmaması, boşanmadan sonra yoksulluğa düşeceği gerekçeleri ile her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadının tazminat taleplerinin reddine, velâyetlerin anneye verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.03.2019 tarihli ve 2018/74 Esas, 2019/367 Karar sayılı kararıyla; öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararında davalı tarafından harç yatırılmak suretiyle açılan bir karşı dava olmamasına rağmen karşı dava varmış gibi hüküm oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, her ne kadar davacı tarafından bu husus istinaf edilmemişse de emredici usul hükümleri gereği bu durumun res'en dikkate alınması gerektiğinden davalının davasının kabulüne ilişkin hükmün kaldırılması gerektiği, dava dilekçesinin 08.02.2016 tarihinde davalıya bizzat tebliğ edildiği, davalının vekili aracılığı ile 24.02.2016 tarihinde süresinden sonra davaya cevap verdiği, davalının cevap dilekçesi adı altında verdiği bu dilekçenin davacıya 11.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin süresi içerisinde cevaba cevap adı altında 14.03.2016 tarihli dilekçe sunduğu, bu dilekçede çocuklar için aylık ayrı ayrı 400,00 TL tedbir-iştirak, müvekkili yararına 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat talep edildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141 inci maddesi uyarınca tarafların karşılıklı dilekçelerini verdikleri aşamada, herhangi bir sınırlamaya bağlı olmadan uyuşmazlığın genel çerçevesi içinde iddia ve savunmalarını değiştirebileceklerinin kabul edildiği, bu imkânın sadece cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi için söz konusu olduğu, bu dilekçelerden sonra hangi ad altında olursa olsun verilecek dilekçelerin sınırlama ve yasak kapsamında kabul edilmesi gerektiği, ön inceleme aşamasında, ancak karşı tarafın açık muvafakati veya ön inceleme duruşmasına taraflardan birisinin mazeretsiz gelmemesi durumunda iddia veya savunmaların genişletilmesi yahut değiştirilmesinin mümkün olduğu, eldeki davada davalı tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediği, dolayısıyla savunmanın dayanağı olarak süresinde ileri sürülen bir delilin bulunmadığı, Mahkemece davalının süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde iddia ettiği vakaları ve delilleri dikkate almasına yasal olarak imkân bulunmadığı, hâl böyle olunca süresinde cevap dilekçesi vermeyerek delillerini bildirmeyen davalı tarafın iddia ve savunmaları dikkate alınarak davacı kadına kusur yüklenmesi doğru görülmemiş ise de, davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışlara göre tarafların eşit kusurlu oldukları, durum böyleyken kadının süresinde talepte bulunmadığı maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerektiği hâlde bu hususlarda istinaf talebi bulunmadığından lehine değerlendirme yapılmayarak sadece yanılgıya değinilmekle yetinildiği, açıklanan nedenlerle davacı kadının süresinde usulünce talep ettiği yoksulluk nafakasından da söz edilemeyeceği, ayrıca yargılama aşamasında baba yanında kaldığı anlaşılan çocuklar yararına tedbir nafakası hükmedilmesinin de doğru olmadığı gerekçeleri ile davalının çocuklar için hükmedilen tedbir nafakası ile davacı kadın için hükmedilen yoksulluk nafakasına karşı yapmış olduğu istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin dördüncü fıkrasında kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile beşinci fıkrasında çocuklar yararına hükmolunan tedbir nafakasına ilişkin bölümlerinin kaldırılmasına, davalı erkeğin tazminatlara ilişkin istinaf isteminin hukuki yarar yokluğundan, diğer istinaf taleplerinin ise yerinde görülmediğinden reddine, usulünce harcı yatırılarak açılmış karşı dava olmadığı halde İlk Derece Mahkemesince davalının karşı boşanma davasının kabulüne ilişkin verilen hükmünün ikinci fıkrasının kaldırılmasına, ortak çocuk Ceyda ... Demir 29.11.2018 tarihi itibari ile reşit olduğundan davalının konusu kalmayan velâyete ilişkin istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 09.12.2019 tarihli ve 2019/4791 Esas, 2019/12004 Karar sayılı kararıyla; dava dilekçesinde davacı kadının tazminat ve nafaka talep etmeksizin boşanma talebinde bulunduğu, erkeğin süreden sonra verdiği cevap dilekçesine verdiği cevabında tazminat, velâyet ve nafaka talebinde bulunmuş ise de; 07.04.2016 tarihli ön inceleme duruşma tarihinin davalı erkeğe usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve davalı erkeğin herhangi bir mazeret bildirmeksizin ön inceleme duruşmasında hazır bulunmadığı, davacı vekilinin ön inceleme duruşmasında davacı kadın ve çocuklar için nafaka talep ettiğini bildirdiği, gerçekleşen bu durum karşısında davacı kadının talep ettiği nafakanın usulüne uygun olduğu kabul edilmesi gerekirken, ilgili Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Uyap'tan yapılan kontrolde ve yeniden dosya üzerinden yapılan incelemede, davalı vekilinin 06.04.2016 tarihli mazeret dilekçesini aynı gün sistemden, 07.04.2016 tarihinde yapılacak ön inceleme duruşması için gönderdiği, katip tarafından açılıp okunmasına rağmen mazeret dilekçesinin mahkemece dikkate alınıp zapta geçirilmediği, hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde, davalı erkeğin herhangi bir mazeret bildirmeksizin ön inceleme duruşmasında hazır bulunmadığının söylenemeyeceği gerekçesi ile bozma ilamına direnilmesine, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davacının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bozma kapsamında kalan kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın, mazeret varsa bile mazeretin reddedilmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, herhangi bir geliri olmadığını, tedbir ve yoksulluk nafakasına muhtaç olduğunu belirterek direnme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. 6100 sayılı Kanun`un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2022 tarihli ve 2021/2-97 Esas 2022/1722 Karar sayılı ilâmı ile, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş mazeret dilekçesi nedeniyle yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu, hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu, bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği, davacının yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından talep edilen yoksulluk nafakasının sürede talep edilip edilmediği, davalı tarafın ön incelemeye mazeretsiz katılıp katılmadığı, ön inceleme duruşmasındaki davacı vekilinin beyanının, iddiasının genişletilmesi niteliğinde sayılıp sayılmayacağı, dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 371 inci maddesi ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası, 141 inci maddesi hükümleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.