Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1634 E. 2023/5847 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, usul ve yasaya aykırı bir durum tespit edilemediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1350 E., 2022/2145 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/353 E., 2020/264 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, erkeğin davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın ... kadın vekili tarafından "kusur belirlemesi, iştirak nafakası ile tazminatların miktarı" yönünden, davalı-davacı erkek vekili tarafından ise "kadının kabul edilen boşanma davası ile birleşen davanın reddi olmak üzere hükmün tamamı" yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekili tarafından "kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi" yönünden, davalı-davacı erkek vekili tarafından ise "kadının kabul edilen boşanma davası, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi" yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı ... kadın vekili "reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi" yönünden istinaf yoluna başvurmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmayan davacı-davalının, bu konuda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı-davalının "reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi" yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Taraf vekillerinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kadına karşı psikolojik, ekonomik, fiziksel ve cinsel şiddet, hakaret, kadının ailesiyle görüşmesini yasaklaması, çıplak şekilde kapı önüne koyması, birlik görevlerini ihmal etmesi, evde arkadaşlarıyla içki sofraları kurması, ortak çocuklardan...'a karşı şiddet uygulaması sebepleriyle temelinden sarsıldığını, son olarak ortak çocuk...'un harçlık istemesi üzerine çıkan tartışmada erkeğin ortak çocuğun üzerine yürüdüğünü, araya giren kadına fiziksel şiddet uyguladığını, olayın emniyete intikali ile erkek hakkında uzaklaştırma kararı alındığını, tarafların bir daha bir araya gelmediklerini, fiili ayrılık döneminde erkeğin...'un üzerine araba sürerek zarar vermeye çalıştığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aynı miktar tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının ve ortak çocuk...nın erkeğe ağır hakaretler ettiğini, cebir uyguladıklarını, itip kaktıklarını, son yaşanan tartışmanın erkeğin maaş kartının kadında olmasına rağmen borçları 2 ay üstü üste ödememesi nedeniyle çıktığını, kadının açıklama yapmak yerine bağırarak kavga çıkarttığını ve fiili ayrılığın bu şekilde başladığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, fiili ayrılık döneminde de sadakatsiz tutumlar sergilediğini ileri sürerek asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne ve erkek yararına 25.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle kadından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına hakaret ettiği, kadına ve çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı, tarafların yargılamalarının yapıldığı ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/620 Esas sayılı dosyasında erkeğin kadına sinkaflı küfür ettiğinin, kadının da bunun üzerine "aldığın paraları kadınlarla yiyorsun" şeklinde söz sözlediğinin sabit olduğu ve kadına eylemin tahrik altında gerçekleşmesinden dolayı ceza verilmediği, kadının sözleri ve erkeğe karşı etkili eyleminin tepki niteliğinde kabulünün gerektiği ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin açıklanan kusurlar sebebiyle evlilik birilğinin temelinen sarsıldığı, birleşen davadaki bir kısım iddiaların eski tarihli olup affa uğraması, sadakatsizliğe ilişkin iddiların ise ispatlanmadığı dikkate alındığında erkeğin davasının ispat edilemediği gerekçesiyle kadının açtığı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılarak baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve devamında 450,00 TL iştirak nafakasına ... kadının yoksulluk nafakası talebinin ve tarafların karşılıklı tedbir nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın yasal fazi ile erkekten tahsiline, erkeğin boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, iştirak nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası ile birleşen davanın reddi olmak üzere tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen hakaret, fiziksel şiddet ve çocuğa karşı fiziksel şiddet eylemlerinin ispatlandığı, erkeğin birleşen davasında itip kakma olarak ifade ettiği şekliyle fiziksel şiddete dayandığı, ... 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/620 Esas sayılı dosyasıyla kadının eşe karşı basit yaralama eylemi nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve yapılan UYAP sorgulamasında kararın kesinleştiğinin anlaşıldığı, ceza mahkemelerinde verilen mahkumiyet kararlarının hukuk hakimi açısından bağlayıcı olduğu gerekçesiyle kadına fiziksel şiddet kusurunun eklenmesi gerektiği, kadının sadakatsiz olduğuna ilişkin iddiaların değerlendirilmesi açısından verilen kesin sürede bildirilen telefon numarasından herhangi bir kayda ulaşılamadığı, erkek vekili tarafından ikinci bir telefon numarası verilerek görüşme kayıtlarının araştırılmasınının istendiği, Mahkemece sonradan verilen numara ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmamış ise de yapılan UYAP sorgulamasından 0552(...) no'lu hattın kadına ait olmadığı, bu haliyle davanın taraf olmayan üçüncü şahısların iletişim kayıtlarını araştırılmasının söz konusu olamayacağı, bu sebeple mahkemenin yeniden araştırma yapmamasının doğru olduğu, sonuç olarak erkeğin bu konuda eksik araştırma yapıldığına ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, dinlenilen erkek tanığının beyanının ise sadakatsizliği ispata elverişli olacak kadar somut olmadığı ve dava sonrası olarak ifade edildiği, sonuç olarak sadakatsizlik kusurunun kadın aleyhine kusur olarak yüklenilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı, kadının dava dilekçesinde iki kez intihara teşebbüs ettiğinin belirtildiği, erkeğin de bu hususa ilişkin olarak hastane kayıtlarının celbini istediğinin anlaşıldığı ancak tarafların son ayrılıklarına konu olay döneminde herhangi bir intihar teşebbüsünün bulunmaması ve muhtemel intihar teşebbüslerinin evliliğin devamıyla hoşgörüyle karşılanmış olduğunun kabulü gerektiği dikkate alındığında bu hususta araştırma yapılmamış olmasının da hatalı bulunmadığı, sonuç olarak kadının erkeğe karşı fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin de kadına hakaret ettiği ve kadın ile ortak çocuğa karşı fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, ortak çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüyle kusura ilişkin olarak karar gerekçesinin açıklandığı şekliyle düzeltilmesine, kesinleşen bir boşanma hükmü olmadığından İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle, asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına 450,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, taraflar yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadına karşı ekonomik, psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddet uyguladığının dosya kapsamından sabit olduğunu, erkeğin bu kusurlu davranışlarına göre kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu, kadının tedbir ve yoksulluk taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, istinaf dilekçesinde hükmün tamamının temyiz ettiklerini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı ile tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda ortak çocukları babalarına karşı kışkırtan, erkeğin maaş kartını aldığı halde kirayı ödemeyen, eşini evden kovan, hakaretlerde bulunan, sadakatsiz davranışlarda bulunan ve cinsel ilişkiden kaçınan kadının tam kusurlu olduğunu, erkek yararına tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kadının kabul edilen boşanma davası, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile kendi tazminat talebinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, tarafların kusurlu davranışlarına göre kadının davasının kabulü ile kadın yararına tazminata hükmedilmesine ve erkeğin tazminat talebinin reddi kararına ilişkin yasal koşulların oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.... kadın vekilinin, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.